Arılar ekoksistemin bir parçası. Lord of the rings'de ring bearer'in görevi en ağırıydı ve önemlisiydi .İşte arıların doğadaki misyonu da bir o kadar önemli, polen bearer onlar. doğanın renklerinin sahibi çeşit çeşit çiçek türü arılar sayesinde çoğalıp çiftleşiyor, arılar onların çöpçatanı.
Bir araştırmaya göre dünyada gıda maddelerinin %90'ı 82 çeşit bitkiden elde ediliyor ve bunların %77'si arılar tarafından döllenmeye muhtaç. Arılar olmasa hepsi yalnızlıktan ölürler. Doğanın yeşil örtüsünün büyük bir parçası olan çiçeklerin yalnızlıktan ölmesinin zincirleme etkisi olmayacağını düşünmek, Çocukça bir iyimserlik olur değil mi. doğada azaldığı ve türler için azalması tehlike teşkil ettiği için adına kampanyalar düzenlenen farkındalık çalışmaları yapılan bir böcek türü.
Sokması olayını da anlatayım. Bal arıları daha küçüktürler ve sokmaları çok acı vermez. Kolay kolay sokmazlar da, ama çeşit çeşit arı var dünyada. Sarıca arı veya avrupa eşek arısı dediğimiz mesela, yazlıkların virandasının vazgeçilmeziydi bir zamanlar, bunların sokması acı verir ve soktuğu yer kabarır şişer.
Küçükken yazlıkta, kahvaltı masasına dadanan sarıca arılar için babam bize korkmayın siz devam edin yemeğinize bir şey yapmazlar derdi. Biz çocukça ürkmeye devam edince bala konmasını beklerdi, bala konduktan sonra çatalla bastırarak öldürürdü. Valide bal gitti dediğinde de "arılar pisliğe konmaz, temizdir" diye cevap vermişti. balın içinde çırpınan arıyı gördükten sonra bir daha korkmadım arıdan, korksamda ses çıkarmadım ki babam yine balın içinde boğmasın.
Bir araştırmaya göre dünyada gıda maddelerinin %90'ı 82 çeşit bitkiden elde ediliyor ve bunların %77'si arılar tarafından döllenmeye muhtaç. Arılar olmasa hepsi yalnızlıktan ölürler. Doğanın yeşil örtüsünün büyük bir parçası olan çiçeklerin yalnızlıktan ölmesinin zincirleme etkisi olmayacağını düşünmek, Çocukça bir iyimserlik olur değil mi. doğada azaldığı ve türler için azalması tehlike teşkil ettiği için adına kampanyalar düzenlenen farkındalık çalışmaları yapılan bir böcek türü.
Sokması olayını da anlatayım. Bal arıları daha küçüktürler ve sokmaları çok acı vermez. Kolay kolay sokmazlar da, ama çeşit çeşit arı var dünyada. Sarıca arı veya avrupa eşek arısı dediğimiz mesela, yazlıkların virandasının vazgeçilmeziydi bir zamanlar, bunların sokması acı verir ve soktuğu yer kabarır şişer.
Küçükken yazlıkta, kahvaltı masasına dadanan sarıca arılar için babam bize korkmayın siz devam edin yemeğinize bir şey yapmazlar derdi. Biz çocukça ürkmeye devam edince bala konmasını beklerdi, bala konduktan sonra çatalla bastırarak öldürürdü. Valide bal gitti dediğinde de "arılar pisliğe konmaz, temizdir" diye cevap vermişti. balın içinde çırpınan arıyı gördükten sonra bir daha korkmadım arıdan, korksamda ses çıkarmadım ki babam yine balın içinde boğmasın.