arles'daki yatak odası

esdemirei

zenginsozluk.com/foto
Felemenkçe'de Slaapkamer te Arles şeklinde geçen, Hollandalı art izlenimci ressam Vincent van Gogh'un tuval üzerine yağlı boya ile yaptığı tablo.

Gogh, Arles'taki evine taşındıktan sonra dönemin ressamlarından Paul Gauguin ile birlikte çalışmak ve ortak paylaşımlarda bulunmak için onu buraya davet eder. Ressam, misafirini beklerken uygun ortam hazırlamak ve kendi resim yeteneğini göstermek için odayı, yaptığı çalışmalarla süsler. Eserde duvarlarda görülen tablolar da bu süreçte yapılmıştır. Odadaki eşyalar temelde, bir yatak, iki sandalye ve bir masadan oluşuyor. Sağdaki duvarın yanında bir sandalye, üzerinde su bulunan küçük masa ve sokağa bakan bir pencere bulunur. Soldaki duvarın yanında ikinci bir sandalye ve diğer odanın kapısı bulunuyor. Odada hiç kimse yoktur. Yatağın yanındaki duvarda ressamın arkadaşları olan Eugene Boch ve Paul-Eugène Milliet'nin portresi asılmıştır. Yatağın arkasındaki resim ise Kayalıklar ve Meşe Ağacı'dır. Tablodaki çoğu nesneler çiftler halinde resmedilmiştir. Bu da Gogh'un Gauguin'i bekleyişinin yansımasıdır. Sandalyeler, yastıklar ve duvardaki tabloların çiftler halinde oluşu tabloya huzur, düzen ve barış duygusu vermek için yardımcı olur. Tema her ne olursa olsun Arles ve Saint-Rémy dönemleri boyunca Gogh'un en sevdiği ve sıklıkla kullandığı renk sarıydı. Bu tabloda da kullanılan esas renk sarıdır. Resmin en dikkat çekici ve çarpıcı yanı, ilginç bir perspektife sahip olmasıdır. Alışılmışın dışında orantısız boyutlarda yamuk şekilde betimlenen odanın ölçülerinde sıra dışı bir derinlik yanılgısı göze çarpıyor. Arka duvar sağa doğru yönelirken, yatağın sağındaki duvarda yatağa doğru eğilmiştir. Odanın sağındaki kapı odayı koridora, sol taraftaki kapı ise ressamın Gauguin için hazırladığı misafir odasına bağlıyor.


zenginsozluk.com/foto
Ressam, 16 Ekim 1888'de kardeşi Theo'ya yazdığı mektupta odanın özelliklerini ayrıntılı bir şekilde tarif ediyor: “Sevgili Theo, odayı gözlerinde canlandırabilmen için bir krokisini yolluyorum. Beni sorarsan, iyiyim. Gözlerimin yorgunluğu sürse de, yeni düşüncemi kafamda planlamaya ve sana anlatmama mani olamadı. 30 numara tuvale yapılmış bir tablo daha. Bu kez söz konusu sadece yatak odam, rengin her şey kabul edildiği, ve sadeliği kadar nesnelerin de tarzları bakımından yüceldiği bu resim insanda dinlenme ve daha da ötesi uyuma isteği doğuruyor. Tek sözcükle, resme baktığında beynin ve imgelemin dinlenecek. Duvarlar soluk mor. Zemin kiremit rengi. Yatağın ve iskemlelerin ahşabı taze tereyağı renginde. Yastıklar ve çarşaf yeşilimsi limon rengi. Battaniye cırtlak kırmızı. Küçük masa turuncu, üzerindeki leğen ise mavi. Kapılar leylak rengi. Hepsi bu, kepenkleri kapalı olan bu odada başka bir şey yok. Mobilyaların çizgileri de salt dinlenceyi vurgulamalı. Tablolardan iskemlelere kadar her birinin kendine özgü bir karakteri var. Örneğin yatağın sağlam yapısı dayanıklılığı ve huzuru yansıtmakta. Duvarda asılı portreler, ayna, havlu ve birkaç elbise. Çerçeveye gelince, resimde hiç beyaz olmadığına göre, beyaz olmalı. Yakalaması zor olan huzura meydan okumak uğruna bunları yapmalıydım. Konu üstüne daha da çalışacağım, ama konseptin ne denli basit olduğunu görüyorsun. Gölgeleri de yok ettim, resim adeta bir Japon estampına dönüştü.”


zenginsozluk.com/foto
Ertesi gün Gauguin'e yolladığı ve içinde tablonun bir eskizinin de olduğu mektupta ressam şöyle yazıyordu: “Bu çıplak iç mekan yaparken beni çok muazzam derecede eğlendirdi.”


zenginsozluk.com/foto
Gogh davetine icabet eden Gaugin ile yaklaşık iki ay birlikte yaşayıp çalışmalar yaptılar. Lakin bu ortak çalışmalar yaptıkları bir tartışma sonucu Gogh'un kulağını kesmesi ve Saint Rémy'de bir akıl hastanesine kaldırılmasıyla son buldu. Hastanedeyken tablonun su baskını yüzünden hasar gördüğünü öğrenen sanatçı 1889 yılının Eylül ayında eserin aynı boyutlarda ikinci bir versiyonunu yaptı. Bu versiyonda zeminin ile duvarın renk ve dokusu ilkinden farklıdır. Farklılık gösteren başka bir detay ise sehpanın üzerindeki eşyalardır. Bu versiyon 1926 yılından itibaren Şikago Sanat Enstitüsü'deki Helen Birch Bartlett Anıt Koleksiyonu'nda yer almaktadır.


zenginsozluk.com/foto
Ressam yine 1889 yılı Eylül ayında ailesine göndermek üzere tablonun üçüncü versiyonu yapar. 57.5x74 cm boyutlarındaki bu tablo daha küçüktür. Burada ressam arkadaşlarının portresinin yerine kendi otoportre ve kız kardeşi Wil'in portesini yerleştirmiştir. Bu versiyonda zemine uyguladığı gri renk ressamın ilerlemiş bunalımının göstergesi olarak kabul ediliyor. Önce ressamın kardeşi Wil, daha sonra ise Prens Matsukata tarafından satın alınan bu versiyon, Japon-Fransız barış anlaşması üzerine 1959 yılında kalıcı olarak Orsay Müzesi koleksiyonuna girdi.

Her üç tablo ilk kez 2016 yılında Şikago Sanat Enstitüsü'nde düzenlenen sergide ilk kez bir araya getirildi.

Kaynaklar:
1- Wikipedia: Arles'daki Yatak Odası