asla iyileşmeyecek çocukluk yaraları

kozmos
ben ilkokuldayken, babamla yalnız yaşadık bir süre. çocukken gözümde bir devdi babam, bir dağ. annem kanser tedavisi gördüğü için hastanede yattığı zamanlar babamla yalnızdık evde. hayal meyal hatırlıyorum, böyle fluğ birkaç an.

evde bulaşıklar dağ gibi olurdu o zamanlar, arada bir teyzem gelir evi toparlardı, babamla ben odamdayken sessiz sessiz konuşurlardı. tam anlayamıyordum da ne olduğunu ben, sadece annem hasta diyordum. başka bir şey yok. ekleyemiyordum ki üstüne, çocuktum.

kendi odamda otururken, babam yalnız başına oturma odasında gazete okuyordu bir gün hiç unutamıyorum. artık canım sıkıldı ve ''baba dışarı gidelim'' dedim. okuduğum ilkokulla evimiz arasında 5 dakikalık yürüme mesafesi vardı. sonbahar başları gibiydi hava üşütüyordu yani. topumu alıp gittik okulun bahçesine. babamla voleybol oynamaya başladık gidince. o topu bilerek kaçırır ve gülerdi. gülüşü de çok güzeldi. kesikti biraz ama iyiydi yani. ama ben hissediyordum işte amına koyim, annem ölecekti, babam ve ben kalacaktık sadece. o yıllar içimde hep buruk. şimdi annem var, babam yok. sikeyim böyle devri devranı.
ulduz
kafamdaki kelebek dikiş. evet sanki sökük dikmiş nalet olasıca kadın! elimi kafama her attığımda kendisiyle karşılaşıyorum.
indim derelerine
Benimki iyileşeli çok oldu ama olsun.
Baskı altında büyüdüğümden mütevellit uzunca zaman öğrencilik zamanlarımdayken okulda ve sosyal çevremde belirgin bir tip olamadım. Sesimi çıkaramadım.
Baktım ki sonra bu iş böyle olmuyor , tikerim deyip 180 derece değiştim. Kantarın topuzu kaçtı.
Özgüven eksikliği çocukluktan başlar. Bırakın çocuk dalgasına baksın. Büyüdüğünde uğraşacak yeteri kadar sorunu oluyor zaten.
blackandwhitememories
yazarların çocukken yaşadıkları fiziksel ve/veya ruhsal hasarlardır.

yediğim dayaklar bile önemli değil ama sanırım suçsuz yere suçlanmak ve iftira atılması olabilir, çok koymuştu be.