durmanın getirdiği ölüyorum hissinden kaçarak yürüyen birini bulup onun yürüyüşüne eşlik eder bazıları. nereye gittiği, ne için gittiği o kadar da önemli değildir. yürüme arzusunu, bir yola bir yürüyüşe ortak olma arzusunu, yürümek için bir sebep bulma arzusunu gerçekleştirmek için sebep bulmuş olur sadece. onu tanırız, hiçbir zaman yolun nereye gittiğini nereye varacağını sormaz, ne zaman ayrılacak, yol boyunca bazı bahçelerin dallarına uzanmak için geride kalacak mı, ilerleyecek mi.. bilemeyiz. sorulardan duyamayız adımların sesini. bazen küçük başka patikalara sapar, sonra yine düşer önümüze. hayatımız böyle, küçük yol arkadaşlarının hatıralarıyla dolar.
bir de aynı yere yürüdüklerimiz olur. onlarla bazen birbirine paralel yollardan yürürüz. bazen keşisir yollarımız, aynı makastan farklı zamanlarda geçeriz. kalabalığı, varlığı yeter dediğimiz insanlardır onlar, bir gün sürçersek el uzatacağını bilmenin verdiği his, insanı güçlü kılanlardandır ve insanın asıl yalnızlığı bunun yokluğudur.
bir de aynı yere yürüdüklerimiz olur. onlarla bazen birbirine paralel yollardan yürürüz. bazen keşisir yollarımız, aynı makastan farklı zamanlarda geçeriz. kalabalığı, varlığı yeter dediğimiz insanlardır onlar, bir gün sürçersek el uzatacağını bilmenin verdiği his, insanı güçlü kılanlardandır ve insanın asıl yalnızlığı bunun yokluğudur.