tüzel anlamda taraflardan birini alacaklı diğerini borçlu olmasıyla sonuçlandıran materyalist olgu. ödünç verilen ya da alınan şeyin iyeliği tartışma konusu olmakla birlikte yasa borca konu şeyin gerçek iyesi ödünç verendir der. bu bağlamda ödünç alan bir emanetçiden fazlası değildir. "emanet ata binen tez iner." ve "emanete hiyanetin bedeli ağır olur."
borç
Devrimizin geçim kaynağı, hayatı sürekli geçmişte yaşamamıza sebep olan girdap.
"Bir kıvılcım düşer önce büyür yavaş yavaş. bir bakarsın volkan olmuş, yanmışsın arkadaş."
Gelirinizi düzenli şekilde harcamaya devam edip çarkı sabit hızda döndürdüğünüz esnada peydahlanan ekstra bir harcamanın oluşturduğu borcu ödemek için başka yerlerden borç alırsınız, o borcu da bambaşka bir borçla kapatırsınız, derken sizi eksiye düşüren o büyük harcama kadar büyük bir kazanç elde edene kadar bu kamyonun arkasına bağlı sürüklenirsiniz.
Üzülüyorum böyle insanlara, şefkat gösterip bağrıma basmak istiyorum.
"Bir kıvılcım düşer önce büyür yavaş yavaş. bir bakarsın volkan olmuş, yanmışsın arkadaş."
Gelirinizi düzenli şekilde harcamaya devam edip çarkı sabit hızda döndürdüğünüz esnada peydahlanan ekstra bir harcamanın oluşturduğu borcu ödemek için başka yerlerden borç alırsınız, o borcu da bambaşka bir borçla kapatırsınız, derken sizi eksiye düşüren o büyük harcama kadar büyük bir kazanç elde edene kadar bu kamyonun arkasına bağlı sürüklenirsiniz.
Üzülüyorum böyle insanlara, şefkat gösterip bağrıma basmak istiyorum.