avrupada faşizmin yavaştan kök saldığı yıllarda, "bir kişiyi öldürürseniz alçak, kitleleri öldürürseniz kahraman ilan edilirsiniz" diyen bir dahi, nazi almanyasıyla the great dictator ile taşağın kralını geçen abimiz, sonunda da unutulmayan şu konuşmayı yapmıştır:
"özür dilerim, ama ben bir imparator olmak istemiyorum. bu benim işim değil. ben, kimseyi yenmek veya yönetmek istemiyorum. ben, mümkünse herkese yardım etmeliyim: musevi, musevi olmayan, siyah veya beyaz olana. hepimiz birbirimize yardım etmek isteriz. bu insanlığın getirdiği bir olay. birbirimizin perişanlığıyla değil, mutluluğunu görmek-yaşamak isteriz. birbirimizden nefret etmeyi ve küçük görmeyi de istemeyiz. bu dünyada herkes için bir yer var ve dünya hepimizi geçindirecek kadar zengin. hayat yolu özgür ve mutlu olabilir, ama biz bu yolu kaybettik. hırs insan ruhunu zehirledi,dünyada nefretle dolu barikatlar kurdu, kan dökme ve acının içine sürükledi. hızımızı artırdık ama kendimizi kilitledik. bize zenginliği veren mekanizma, bizi isteklerin içinde bıraktı. bilgimiz bizi alaycı, zekamız sert ve kırıcı yaptı. çok düşündük ama az hissettik. makinelerden çok insanlığa ihtiyacımız var, zekadan çok da iyilik ve kibarlığa. bunlar olmadan hayat vahşi olur ve bizler de kayboluruz. uçak ve radyo bizi daha çok biraraya getirdi. bu buluşlar insanlığın iyiliği, evrensel kardeşliği ve birliği içindi. şimdi bile benim sesim bütün dünyada suçsuz yere hapse atılmış ve işkence görmüşlerden, sistemin kurbanlarına ve ümitsiz insanlara kadar milyonlara ulaşıyor . beni duyanlara sesleniyorum, ümitsizliğe kapılmayın. üzerimizdeki bu acı, insanlığın ilerlemesinden korkanların hırsı yüzündendir. insanların nefreti geçecek, diktatörler ölecek, halktan alınan güç tekrar halka iade edilecektir. insanlar ölmeye devam ettikçe, özgürlük hiçbir zaman yokolmayacak. askerler! kendinizi köleleştiren, küçümseyen, ne yapmanızı ne hissetmenizi söyleyenlere vermeyin. sizi deneyen, sürüymüşsünüz gibi sürenlere, savaş zaiyatı olarak sunanlara karşı koyun. siz makina ya da hayvan değil, insansınız ! insanlığın sevgisini yüreğinizde taşıyorsunuz! nefret etmeyin! sadece sevmeyen ve normal olmayanlar nefret eder. askerler! kölelik için değil özgürlük için savaşın! luka'nın 17. kısmında, tanrı'nın krallığının insanların içinde olduğunu, seçilmiş bir topluluğun değil bütün insanların içinde,arasında olduğunu söylemekte. makineleri ve mutluluğu yaratacak olanlar da bu insanlardır, özgür ve güzel bir hayatı yaratacakları gibi. o durumda, demokrasi adına bu gücü biz kullanalım. hepimiz birleşelim. yeni, gençlere çalışma, yaşlılara güvenlik veren bir düzen için savaşalım. bunların yanında, sertliğin gücü artırdığını söylerler. yalan söylüyorlar! bu sözlerini hiçbir zaman tutmayacaklar. diktatörler kendilerini özgürleştirirken insanları köleleştirirler. şimdi biz sözümüzü tutmak için savaşalım. özgür, sınırları kaldırılmış, açgözlülük, nefret ve şiddetin olmadığı, dünyayı ilerlemeye, insanlığı da mutluluğa götürecek şeyler için savaşalım. askerler, demokrasi adına, hepimiz birleşelim!"
"özür dilerim, ama ben bir imparator olmak istemiyorum. bu benim işim değil. ben, kimseyi yenmek veya yönetmek istemiyorum. ben, mümkünse herkese yardım etmeliyim: musevi, musevi olmayan, siyah veya beyaz olana. hepimiz birbirimize yardım etmek isteriz. bu insanlığın getirdiği bir olay. birbirimizin perişanlığıyla değil, mutluluğunu görmek-yaşamak isteriz. birbirimizden nefret etmeyi ve küçük görmeyi de istemeyiz. bu dünyada herkes için bir yer var ve dünya hepimizi geçindirecek kadar zengin. hayat yolu özgür ve mutlu olabilir, ama biz bu yolu kaybettik. hırs insan ruhunu zehirledi,dünyada nefretle dolu barikatlar kurdu, kan dökme ve acının içine sürükledi. hızımızı artırdık ama kendimizi kilitledik. bize zenginliği veren mekanizma, bizi isteklerin içinde bıraktı. bilgimiz bizi alaycı, zekamız sert ve kırıcı yaptı. çok düşündük ama az hissettik. makinelerden çok insanlığa ihtiyacımız var, zekadan çok da iyilik ve kibarlığa. bunlar olmadan hayat vahşi olur ve bizler de kayboluruz. uçak ve radyo bizi daha çok biraraya getirdi. bu buluşlar insanlığın iyiliği, evrensel kardeşliği ve birliği içindi. şimdi bile benim sesim bütün dünyada suçsuz yere hapse atılmış ve işkence görmüşlerden, sistemin kurbanlarına ve ümitsiz insanlara kadar milyonlara ulaşıyor . beni duyanlara sesleniyorum, ümitsizliğe kapılmayın. üzerimizdeki bu acı, insanlığın ilerlemesinden korkanların hırsı yüzündendir. insanların nefreti geçecek, diktatörler ölecek, halktan alınan güç tekrar halka iade edilecektir. insanlar ölmeye devam ettikçe, özgürlük hiçbir zaman yokolmayacak. askerler! kendinizi köleleştiren, küçümseyen, ne yapmanızı ne hissetmenizi söyleyenlere vermeyin. sizi deneyen, sürüymüşsünüz gibi sürenlere, savaş zaiyatı olarak sunanlara karşı koyun. siz makina ya da hayvan değil, insansınız ! insanlığın sevgisini yüreğinizde taşıyorsunuz! nefret etmeyin! sadece sevmeyen ve normal olmayanlar nefret eder. askerler! kölelik için değil özgürlük için savaşın! luka'nın 17. kısmında, tanrı'nın krallığının insanların içinde olduğunu, seçilmiş bir topluluğun değil bütün insanların içinde,arasında olduğunu söylemekte. makineleri ve mutluluğu yaratacak olanlar da bu insanlardır, özgür ve güzel bir hayatı yaratacakları gibi. o durumda, demokrasi adına bu gücü biz kullanalım. hepimiz birleşelim. yeni, gençlere çalışma, yaşlılara güvenlik veren bir düzen için savaşalım. bunların yanında, sertliğin gücü artırdığını söylerler. yalan söylüyorlar! bu sözlerini hiçbir zaman tutmayacaklar. diktatörler kendilerini özgürleştirirken insanları köleleştirirler. şimdi biz sözümüzü tutmak için savaşalım. özgür, sınırları kaldırılmış, açgözlülük, nefret ve şiddetin olmadığı, dünyayı ilerlemeye, insanlığı da mutluluğa götürecek şeyler için savaşalım. askerler, demokrasi adına, hepimiz birleşelim!"