cosmo kramer

kaotik eylem
tanım kasıyor diye eleştirilen yazar. millet olarak ota, boka laf atma huyumuzdan vazgeçemiyoruz. adam ne güzel sözlüğe hareketlilik kazandırıyordu. lütfen eleştirenleri şimdi pistte alalım asddfs.
ihtiras limani
zengin sözlüğün burun deliklerinden ve kulak memesinden, ayak tırnaklarına kadar bilgi akmasını isteyen bir yazar olmadığı gayet açık olan yazardır. bugüne dek herhangi bir yazara bilgi girmiyor diye tavır aldığını ya da aleyhte ifadede bulunduğunu görmedim. bilgisini girip gidiyor. o da onun tarzı.

sorun eksisini basıp geçmek yerine birilerini troll diye vurgulaması. ki bahsettiği yazar troll de değil. aldığı eksiler trollük yaptığı için de değil. " ne alaka amk" duygusu uyandırdığı için. yapmacık kaçıyor çünkü, eğreti duruyor. burası troll barındırabilecek bir yapıda değil zaten şu haliyle. keyifli yazılar dışında ehehe bak şimdi çıkıntılık yapıcam tarzı giriler pek tutmuyor. her arz kendi talebini yaratır ama talebini yaratamadan tepki de çekebilir, değil mi ?

tavsiye : kalabalık sözlüklerde edindiği alışkanlığı ölçüp biçmeden uygulamaya çalışanlara takılmaması gereken yazar.
kozmos
gözlemlediğim kadarıyla zengin sözlüğün burun deliklerinden ve kulak memesinden, ayak tırnaklarına kadar bilgi akmasını isteyen yazar. şayet ben de bir nebze aynı şeyi istiyorum ama günümüz koşullarında salt bir şekilde böyle bir istemde, dilekte bulunmak, ortamdaki kişileri bu isteğe uymak zorundaymışcasına dikte etmek, doğrudan ya da dolaylı şekilde domine etmeye çalışmak sanırım hoş değil.

internet denilen dipsiz kuyuda zibilyon tane sözlük var, istenmeyecek kadar platform var, şayet bir insan (örneğin site sahibi ya da admin olsun bu insan) sahibi olduğu bir platformun gelişmesini, sevilmesini, beğenilmesini ya da kendi atmosferini yaratıp bu kanaldan yürümesini istiyorsa, bırakacak da birileri -belirli çizgiler içerisinde- istediği gibi konuşsun, birileri dilediği gibi yazsın, ki bu da elbette herkes herkese sataşsın hakaret etsin manasına gelmiyor, gelemez, getirilemez.

örneğin şahsım adına şunu söyleyebilirim ki, zengin sözlüğün konseptini beğendim, bilgi temelli içerik üreten, üretmesi istenen yazarlar barındırıyor, arıyor.

fakat gene şahsım adına şunu söyleyeyim, sabah akşam tanım girmek, terimler yazmak, hem parmakların sıhhati hem de monotonluğun kırılması bakımından büyük bir darbe.

girdiği 10 girdisinin 7'si tanım, bilgi içeren, içermesini isteyen bir x yazarının kalan 3 girdisini de okurken, yazarken dahi güldüğü bir miktar eğlendiği bir şekilde yazması, doldurması ne şahıslar tarafından hor görülebilir, ne de ötekileştirilebilir.

hayatındaki en büyük değişiklik evine modem bağlatmak olan her ortamda görülebilecek insanlar vardır, özellikle internette. her daim sözlük yönetimi adına konuşan ancak sözlük yönetimi ile arasındaki bağlantı diğer yazarlardan bir fark barındırmayacak düzeyde olan insanlar.

ilgili yazara önerim, kendi şeridinden yürüsün gitsin. biri de çıkıp ''ya yeter ama bilader, bu kadar tanım giriyorsun görmek zorunda mıyız senin o soğuk, tozlu cümlelerini'' derse de, ben de o kişinin karşısında olurum. ama kimse ona böyle bir şey demiyorken, bu hakkı kendinde görmüyorken, ilgili yazarın bundan güç alıp kendini bir tür yetkili yerine koyup sözlü yada yazılı şekilde doğrudan veya dolaylı olarak -örneğin ben- bir yazarın yazma iştahını sömürmesi, kurallara uyulmasını istediği sözlüğün yapı taşlarından biri olduğunu düşündüğüm şeye ters;

''vizyon''

son olarak şunu söyleyeceğim, tanım veya bilgi temeli girdi girme mantığı ''mikro'' başlığına küçük, ''makro'' başlığına büyük yazmak olan insanın, benim astroloji veya makro-mikro ikisat- iktisada giriş-dünya tarihi-kitap incelemesi temelli başlık ve girdilerimi okumadan, görmeden gelip bana troll muamelesi yapması da büyük tezat arz ediyor.

''sen misin bu semtin zaptiyesi?'' derler adama, ben demiyorum ama derler.
dostoyevski
Çok fazla kitap okuğunu düşündüğüm yazar. Bilgi yelpazesi çok geniş. Zaman zaman profiline girip ne yazmış diye bakıyorum. Bazen de sol frame'de yazılarını görüp okuyorum. Dostoyevski ile ilgili uzun yazısını da oldukça beğendim. Daha çok edebiyat yazıları olsun diye de temenni ediyorum.