- What did happen to us ?
Diye sordu kadın, 20 yıllık eşine, daha doğrusu ölü olan eşine, sağlığında aldattığı eşine. Bir zamanlar birbirlerine ne kadar aşık olduklarını konuşurlarken.
- “Life happened to us “ dedi adam.
Yaşamın kendisi değişim ve dönüşümdür. İnsan, her yıl bir halka daha ekleyerek kendine kalınlaşıp sertleşen bir şey değildir. Ruh yabancılaşır, bir şeyler yıkılır bir şeyler inşa edilir. Reflekslerimizde kendini bulur değişim. İrkildiğimizde söylediğimiz sözler, korktuğumuzda yanımızda olmasını istediğimiz insanlar, sabah uyandığımızda aklımıza ilk gelen şey, gece yatarken son düşündüğümüz şey. İnsan, tüm yaşamı boyunca aynı sona doğru kürek çekse de, her perdelerini açan günün senaryosu, baş kahramanı farklılaşır. Farklılık eğer, hayatın bize dayattığı yeni senaryo olursa, kaderin hükümleri irademizi kamçısıyla ezip zincirlerse, o zaman dram hiç bitmez.
Mad men'den :
- Arkadaşının neyi var ?
- Başka birinin karısıyla ilişkisi var
- Bu yüzden mi hastanede ?
- Komplikasyon olmuş.
- Neden yapmış bunu ?
- Hep normal sebeplerden işte. Biraz rahatlamaya ihtiyacı varmış. Biraz macera istemiş. kendini yine yakışıklı hissetmek istemiş. Bir şeyler bildiğini hissetmek istemiş. Geçen yılların bir işe yaradığını, gençlerin henüz bilmediği şeyler bildiğini görmek istemiş. Birkaç içki içip kendini çok, çok iyi hissedeceğini zannetmiş herhalde. Sonra da normal hayatına dönüp “ çok iyiydi yahu” diyecekmiş.
- Ama hastalanmış öyle mi ?
- Her şey bittiğinde kalbi kırılmış. İşte o zaman, sahip olduğu şeylerin de zaten pek de iyi olmadığını anlamış. Zaten bütün bu olanların sebebi de buymuş. Hayatının ve ailesinin, derin bir yara üstündeki yara bandı gibi olduğunu anlamış.