yeni türkiye olarak adlandırılan coğrafyada şehir dışında okuyan bir öğrenci için kağıt üstünde bir kelimedir sadece.
sevgilinizle, kız-erkek arkadaşınızla eğlenmek istediniz. akla gelen o 3 büyük şehirden birinde yaşadığınızı düşünelim.
sabah uyandınız ve ''bizim neyimiz eksik, bir kere de biz hoş bir kahvaltı edelim dışarıda'' dediniz ve çıktınız.
kahvaltınızı yaptınız ve siparişi mutfakla birlikte getirecekmişcesine sunum çılgınlığı diye tabir edilen şeye maruz kalıyorsunuz. kol kalınlığında peçeteler, garip garip çay bardakları, gereksiz bir şatafat...
mekandan kahvaltıya minimum 60 tl bayılarak çıkıyorsunuz. gidip güzel bir film var mı varsa izleyelim diyerek sinema salonunun yolunu tutuyorsunuz. hoş da bir film denk geliyor şansa. iki bilet toplam 40 tl.
filmi izlerken atıştırmak için mısır ve kola aldınız. bunlar da toplam 30 tl olsun.
film bitti çıktınız, eve döneceksiniz. markete uğrayıp birkaç tane bira ve bir paket kondom alacaksınız.
4'lü bira kampanyada! sadece 43 tl, alayım bari dediniz aldınız. kasanın oradaki kondomlardan da bir tane aldınız ve kondomla birlikte toplam 75 tl verdiniz diyelim.
kahvaltı.
sinema.
bira-kondom.
sadece bu üç etkinliğe toplamda 205 tl verdiniz.
aylık geliri toplam 600 tl olan bir öğrenci, sevdiği biriyle bir günlüğüne bile eğlenmek istese gelirinin %34,92'lik bir kısmını vermesi gerekiyor. üstelik kahvaltının kötü çıkma ihtimali, sinemada görüntü kalitesinin rezalet olma ihtimali, biranın zaten kazıklama aracı olması, kondomun gereksiz pahalılıkta olmasına rağmen bunları bu kadar ihtimal ve baştan belli olan zararı sırf eğlenebilmek, bir günlüğüne de olsa yaşayabilmek için yapan insanlar var.
eğlenme hakkını dahi kısaca bu kadar uzak, ulaşılamaz ve erişilemez kılan yönetimler ve devlet politikalarıdır.
türkiye'den siktir olup gitmek isteyen insanlara ''kapı orada'' demeden önce bir nedenlerini dinleyin yani, belki bir bilet de kendinize alırsınız.
sevgilinizle, kız-erkek arkadaşınızla eğlenmek istediniz. akla gelen o 3 büyük şehirden birinde yaşadığınızı düşünelim.
sabah uyandınız ve ''bizim neyimiz eksik, bir kere de biz hoş bir kahvaltı edelim dışarıda'' dediniz ve çıktınız.
kahvaltınızı yaptınız ve siparişi mutfakla birlikte getirecekmişcesine sunum çılgınlığı diye tabir edilen şeye maruz kalıyorsunuz. kol kalınlığında peçeteler, garip garip çay bardakları, gereksiz bir şatafat...
mekandan kahvaltıya minimum 60 tl bayılarak çıkıyorsunuz. gidip güzel bir film var mı varsa izleyelim diyerek sinema salonunun yolunu tutuyorsunuz. hoş da bir film denk geliyor şansa. iki bilet toplam 40 tl.
filmi izlerken atıştırmak için mısır ve kola aldınız. bunlar da toplam 30 tl olsun.
film bitti çıktınız, eve döneceksiniz. markete uğrayıp birkaç tane bira ve bir paket kondom alacaksınız.
4'lü bira kampanyada! sadece 43 tl, alayım bari dediniz aldınız. kasanın oradaki kondomlardan da bir tane aldınız ve kondomla birlikte toplam 75 tl verdiniz diyelim.
kahvaltı.
sinema.
bira-kondom.
sadece bu üç etkinliğe toplamda 205 tl verdiniz.
aylık geliri toplam 600 tl olan bir öğrenci, sevdiği biriyle bir günlüğüne bile eğlenmek istese gelirinin %34,92'lik bir kısmını vermesi gerekiyor. üstelik kahvaltının kötü çıkma ihtimali, sinemada görüntü kalitesinin rezalet olma ihtimali, biranın zaten kazıklama aracı olması, kondomun gereksiz pahalılıkta olmasına rağmen bunları bu kadar ihtimal ve baştan belli olan zararı sırf eğlenebilmek, bir günlüğüne de olsa yaşayabilmek için yapan insanlar var.
eğlenme hakkını dahi kısaca bu kadar uzak, ulaşılamaz ve erişilemez kılan yönetimler ve devlet politikalarıdır.
türkiye'den siktir olup gitmek isteyen insanlara ''kapı orada'' demeden önce bir nedenlerini dinleyin yani, belki bir bilet de kendinize alırsınız.