batman'da halkın yüzde 75'i devlet yardımıyla geçiniyor. bu rakam sadece batman ile ilgili daha diğer illeri söylemiyorum. demek neymiş ekmeği beleşe alanlar da var ve bu beleşciler hala devlet bize bakmıyor diyebiliyorlar. şu basit devlet yardımıyla geçinip, devlete ihanet edemezsin ya da devlet bize bakmıyor diyemezsin. hükumet kürt oylarını alacağım diye bütün yatırımları doğu'ya yapıyor ama birileri hala eziliyoruz masalını okuyor. devlet elbetteki halkına bakacak, halk da karnını doyuran devlete hainlik yapmayacak.
ekmeğini yediğin vatana ihanet etmek
thomas hobbes'çu bakış açısıdır:
"devlet olmasa birbirimizi yerdik. allah devleti başımızdan eksik etmesin. en kötü devlet, hiç devlet olmamasından iyidir. devlettir ne etse yeridir"
hanefi devlet felsefesinin bakış açısı da benzerdir gerçi: "islam dininden çıkmaya zorlamadıkça ne yaparsa yapsın devlete isyan etmemek gerekir"
john locke, jean-jacques rousseau gibi düşünürler ise bunu aşmışlardır. insanların rasyonel varlıklar olduğunu, devlet yokken de asgari ahlak sahibi olduklarını, devletin görevinin insanlarına devletsizlikten daha iyisini sunmak olduğunu, aksi takdirde insanların direnme hakkının doğacağını doktrinleştirmişlerdir.
bizim sığırlar 700 yıl hatta 1500 yıl geriden geldiği için o bilgeliğe eremezler.
(bkz:direnme hakkı)
"devlet olmasa birbirimizi yerdik. allah devleti başımızdan eksik etmesin. en kötü devlet, hiç devlet olmamasından iyidir. devlettir ne etse yeridir"
hanefi devlet felsefesinin bakış açısı da benzerdir gerçi: "islam dininden çıkmaya zorlamadıkça ne yaparsa yapsın devlete isyan etmemek gerekir"
john locke, jean-jacques rousseau gibi düşünürler ise bunu aşmışlardır. insanların rasyonel varlıklar olduğunu, devlet yokken de asgari ahlak sahibi olduklarını, devletin görevinin insanlarına devletsizlikten daha iyisini sunmak olduğunu, aksi takdirde insanların direnme hakkının doğacağını doktrinleştirmişlerdir.
bizim sığırlar 700 yıl hatta 1500 yıl geriden geldiği için o bilgeliğe eremezler.
(bkz:direnme hakkı)
Antiterörizm sloganı zannedilmemesi gereken ifade.
Devlete hiçbir karşılık almadan sadık kalma beklentisi terörle mücadele değildir. Bunun adı (ekonomik olmayan anlamda) devletçiliktir. Kendi içinde tutarlı bir siyasi görüştür ve otorite kurmakta etkili olduğu için teröre karşı da ilk aşamada gayet etkilidir. Lakin bu söze karşı olmaya terörizm değil (yine ekonomik olmayan anlamda) liberalizm denir.
"Efendim liboşlukla terör meselesi çözülür mü?"
çözülmeyebilir. Otoriter bir anlayış terörle mücadelede daha etkin olabilir. Lakin o otoriter anlayış kendi gibi düşünmeyen herkese devlet düşmanı (terörist) damgası vuruyorsa onun adı artık otoriter devlet değil faşizm olur.
Liberalizmin olumlu ya da olumsuz etkisinden bağımsız olarak terörizm, bir devlete karşı mücadele etmek amacıyla o devletin kamu görevlileri yerine (onlara güç yetiremediği için) o devletin sivillerine saldırmak demektir. Ya da askeriyle boy ölçüşmek yerine köye hizmet etmeye giden öğretmenini, doktoru kurşuna dizmektir.
Vatana ihanet ise çuval gibi, içine her şey atılabilen bir eylemdir. Çözüm sürecinde PKK'yla masaya oturulmasına karşı çıkanlara da "hain" dendi. "Ergenekoncu" dendi. Atilla Taş'a da hain deniyor. Katar'da askerlik yapmayı kabul etmeyenlere de yarın hain denmesi muhtemeldir.
Terörle mücadele etmenin birinci şartı akla karayı ayırmaktır. Terörün en başarılı yöntemlerinden biri devleti bir yöre halkındaki teröristle sadık vatandaşı ayırt edemez hale getirip azami kutuplaşma temin etmektir.
Mesela 1800'lerdeki Yunan adalarındaki ayaklanmalarda hali vakti yerinde olan hiçbir rum, ayrılıkçıları desteklememiştir. Bunun üzerine rum çeteciler sivillere terör uygulayarak (kız kaçırma, tecavüz, baskın, kurşuna dizme vs) devlet yetkilerinin gözlerini karartmış ve o zamanki bazı devlet adamlarının rumlara genelleyerek verdiği tepkiler sayesinde rumların tamamını kendi tarafına çekmiştir.
Bunun pek çok ülkede pek çok örneği vardır. Türkiye cumhuriyeti bitme noktasına gelmiş terörü çözüm süreci denen saçmalıkla diriltmek gibi bir acemilik yapmış olsa bile durumu telafi etmek için faşizmin fabrika ayarlarına dönmek zorunda değildir. Atatürk milliyetçiliği de dediğimiz asgari müşterekler, demokratik cumhuriyet'ten taviz vermeden meseleyi çözecek kadar belirgindir ve türk milleti, birtakım münafık gafilleri başındam savabilse bu zorluğu aşabilecek kadar güçlüdür.
Hain'in gerçek anlamı ise kendisine emanet edilmiş kamu görevini kişisel menfaati ya da yabancı devletr sadakati gereği ihmal ve ihlal etmektir. Bu anlamda kullanılırsa evet vatan hainlerinin muhatabı yüce divandır.
Devlete hiçbir karşılık almadan sadık kalma beklentisi terörle mücadele değildir. Bunun adı (ekonomik olmayan anlamda) devletçiliktir. Kendi içinde tutarlı bir siyasi görüştür ve otorite kurmakta etkili olduğu için teröre karşı da ilk aşamada gayet etkilidir. Lakin bu söze karşı olmaya terörizm değil (yine ekonomik olmayan anlamda) liberalizm denir.
"Efendim liboşlukla terör meselesi çözülür mü?"
çözülmeyebilir. Otoriter bir anlayış terörle mücadelede daha etkin olabilir. Lakin o otoriter anlayış kendi gibi düşünmeyen herkese devlet düşmanı (terörist) damgası vuruyorsa onun adı artık otoriter devlet değil faşizm olur.
Liberalizmin olumlu ya da olumsuz etkisinden bağımsız olarak terörizm, bir devlete karşı mücadele etmek amacıyla o devletin kamu görevlileri yerine (onlara güç yetiremediği için) o devletin sivillerine saldırmak demektir. Ya da askeriyle boy ölçüşmek yerine köye hizmet etmeye giden öğretmenini, doktoru kurşuna dizmektir.
Vatana ihanet ise çuval gibi, içine her şey atılabilen bir eylemdir. Çözüm sürecinde PKK'yla masaya oturulmasına karşı çıkanlara da "hain" dendi. "Ergenekoncu" dendi. Atilla Taş'a da hain deniyor. Katar'da askerlik yapmayı kabul etmeyenlere de yarın hain denmesi muhtemeldir.
Terörle mücadele etmenin birinci şartı akla karayı ayırmaktır. Terörün en başarılı yöntemlerinden biri devleti bir yöre halkındaki teröristle sadık vatandaşı ayırt edemez hale getirip azami kutuplaşma temin etmektir.
Mesela 1800'lerdeki Yunan adalarındaki ayaklanmalarda hali vakti yerinde olan hiçbir rum, ayrılıkçıları desteklememiştir. Bunun üzerine rum çeteciler sivillere terör uygulayarak (kız kaçırma, tecavüz, baskın, kurşuna dizme vs) devlet yetkilerinin gözlerini karartmış ve o zamanki bazı devlet adamlarının rumlara genelleyerek verdiği tepkiler sayesinde rumların tamamını kendi tarafına çekmiştir.
Bunun pek çok ülkede pek çok örneği vardır. Türkiye cumhuriyeti bitme noktasına gelmiş terörü çözüm süreci denen saçmalıkla diriltmek gibi bir acemilik yapmış olsa bile durumu telafi etmek için faşizmin fabrika ayarlarına dönmek zorunda değildir. Atatürk milliyetçiliği de dediğimiz asgari müşterekler, demokratik cumhuriyet'ten taviz vermeden meseleyi çözecek kadar belirgindir ve türk milleti, birtakım münafık gafilleri başındam savabilse bu zorluğu aşabilecek kadar güçlüdür.
Hain'in gerçek anlamı ise kendisine emanet edilmiş kamu görevini kişisel menfaati ya da yabancı devletr sadakati gereği ihmal ve ihlal etmektir. Bu anlamda kullanılırsa evet vatan hainlerinin muhatabı yüce divandır.