hollywood filmlerinde özenilen şeyler

indim derelerine
Sabah işe gidecek olan babanın portakal suyundan bir yudum alıp , yüksek bir enerjiyle evden çıkıp , genelde suv olan aracına binip , yoldan aldığı donut'u ofiste kahveyle ezerken gelen geçenle selamlaşması.

Biz de sabahın köründe bir taraftan çorabın tekini arayıp diğer taraftan pantalonu giymeye çalışır , suv yerine metrobüse binip , donut yerine , köşe başındaki tezgahtan içinde peynir olduğu bile şüpheli poğaçayı cam su bardağındaki bulanık çayla gömmeye çalışır , emeklilik günü sayarız.

Bir de bakınız nypd var.
dante
Hafif erotik tınıları olan bir Şarkı açıp, küvetin içinde köpüğün tadını çıkarmak, bir kadeh şarap alıp gözleri kapatıp, kafayı geriye atıp suyun içinde rahatlarken şarkıyı dinlemek.

Gece sevgiliyle istenilen saatte çıkıp sessiz, ıssız bir yerde kaçamak yapıp eğlenmek, kimseye yakalanmamak.

haşat olmuş yıkık dökük evde, demir yatakda, hafif depresif bir hava olsa bile o evin atmosferinde yaşamak.

Sabahlığı - mini kimonoyu çıplak bedene çekip, gün henüz yeni doğarken pencerenin kenarına geçip bir sigara yakıp, pencerenin camına dirsekleri dayayıp etrafı seyrederek içmek. Yatakda yatan birisi varsa bir ara kafayı çevirip onu izlemek, dumanı içe çeke çeke seyredip geri pencereye dönüp üfürmek.

Tutkulu, şehveti doruklarına kadar yaşamak.

Parayı hiç düşünmeden harcamak, harcamak, harcamak, doya doya eğlenmek.

Dövüşmek, aksiyona girmek ama ölmemek.

Havuzlu partilere katılmak, deli gibi içmek. Hatta çıplak partilere katılmak. Her yeri köpük yapmak.