ilişkinin ilk dönemlerinde yaşanan mesajlaşmalar

yeni bir çift yine bir mesaj trafiğidir.

özellikle yatmadan önce bol bol iyi geceler mesajı atılır, bir taraf uyuya kalırsa yanabilirsiniz. bazen atarlı durumlarla karşılaşmanız işten bile değil. illa kadınlar yapar diye de aklınıza gelmesin, nice yiğit delikanlılar aşk kelebeği kesilebiliyor ve triplere bağlayabiliyor.

duruma istinaden;

Vallahi acıttı bakın şimdi bu. En odun insanı bile muçmuç yapar. Gözlerinden kalp çıkan smiley göndermekten alamazsınız parmaklarınızı.

Dünyanın en tatlı uyuşturucusudur. Etkisi geçince azalarak biter.

Evet, benden optimist ihtimaller beklemeyeceksiniz maalesef bir süre daha. Taze bittim.

Düzgün bir imla familyasına tabii olan mesajlar. Zaman her şeyi yarım ve kırık ettiği gibi bunu da ediyor maalesef. "Merhaba azizim''den konu "napiyon"a gidiyor. İmlâ torna tesviye atölyesinden geçen mesajları özlüyor insan zaman geçtikçe. Azizim ve azizem dururken, ıstanbul (evet ıstanbul) Türkçesi varken, neden harfleri içinden göçmüş sözcükler ve Kastamonu lehçesi. İnsan hüzün doluyor hüzün!

Pek bir önemsenir. Çoğu zaman kaydedilir veyahut screenshot yapılır. Ara ara açıp okunur. Zaman geçtikçe yüzüne bakılmaz. " ne kadar gereksizlik yapmışım sil gitsin " denir. Sonrası bir hafiflik..

Bazen yanlış bir şeyler yazmaktan korkarsınız ve mesaj atamazsınız. Büyünün kaybolmaması için yaparsınız bunu ancak karşıdaki muhtemelen sizin kadar derin düşünemez. "Benden soğudu ve bu yüzden yazmıyor" şeklinde düşünebilir. Bu da sizden soğumasına yetebilir. En iyisi akışına bırakmak. Tabi başarabilirseniz... kaybetme korkusu fena şey...

mükemmel diye bir şey yoktur. bu kurgulardan uzaklaşmak, uzaklaştırmak lazım. bu beklentiyi hissettiğim an "kadam yirmi lira ateşlesene be" yazıyor, sinirlere değiyorum.

ilk buluşmada dayılarına dövdürecek, biber gazıyla saldıracak insanlar arıyorum artık ben. mahcup mahcup bakanlardan hayır gelmedi.

biz içerde gün saymayı beklerken, gördük ki birileri cebimizdeki parayı sayıyor, birileri de anamızı avradımızı sayıyor!

ilk mesajı kim atacak diye tırnak yiyerek telefon başında beklenir, yanındaki arkadaşların da desteğiyle hatun kişisi ilk mesajı karşının atması gerektiği konusunda fişeklenirken er kişisi de yanındakilerin "oğlum atsana mesaj" ısrarlarına dayanamaz. eh sonuçta ilk mesaj çoğunlukla er kişisi tarafından atılır, hatun kişisi min 25 dakika max 6 saat bu mesajı bekleterek cevaplar. sonra er kişinin de mesajı geç görmesiyle bu geç mesaj halleri uzar da uzar.
yapmayıın, zaman kaybediyorsunuz. neden dişisini elde etmek için kabaran tavus kuşu gibi davranıyorsunuz? neden sürüde tek erkek olmak için birbirini yiyen aslanlar gibisiniz? bi' sakin. insansınız siz, olayınız iletişim. mesajlaşın, konuşun, buluşun. şu taktiklerinizi de bir kenara bırakın ne olur. sonra ülkece depresyonda geziyoruz, hayır sana bir şey olmuyor ben bunalıyorum.
sonuç olarak ilk mesajlaşmalar ilişkilerin kaderini belirleyeceğinden ve çiftin birbirinin sınırlarını anlamak için biraz yapay davrandığı mesajlar olduğundan ilişkinin devamı sağlanırsa üstüne gülünecek şeyler haline gelirler.

Bir süre sonra olur da ilişki evliliğe dönerse , " önce sen kapa " modundan , " akşam gelirken ekmekle yoğurt almayı unutma " şeklinde daha reel ve duygusuz içerikler barındıracaktır.

ilişkinin üzerinden 1 yıl geçmiş ve o mesajlar hala duruyorsa utançtan yerin dibine gireceğiniz mesajlardır.