karl marx

turuncu gemi
bilim kadar yaşamsal, yaşam kadar bilimsel bir teorinin kurucusudur. bundan 200 yıl önce çok muteber meslekler olarak sayılan, mimarlık, mühendislik, avukatlık gibi uğraşların zaman içinde proleterleşeciğini ön görmüştür. bugün benim bu meslek dallarını icraa edip, 12 saat çalışıp asgari ücret veya az üzerinde kazanan bir çok arkadaşım var.
marks bunu öngörmemiş fakat ben ekliyorum. yakında hekimlerimiz de bu şartlara mahkum edilecektir. ve halkımız hala dalga dalga dayatılan köleleşmeyi göremeyip, bütünü algılayamacaktır. egemenler tarafından 1 saate 20 hasta bakması dayatılan hekimlere gösterecektir kirli şiddetini. yine gidip kendisini bu yaşam şartlarına mahkum edenler oy verecektir.

yazık, hem de çok yazık.
ontolojik sancilarimin merhemi
"filozoflar bugüne kadar dünyayı anlamakla uğraştılar; halbuki önemli olan onu değiştirmektir." sözü, marx'ın da kendisini ifade etmek adına seçtiği açı olan bilimsel açıdan yanlış ve tehlikelidir. insanı mutlu etme ve dünyayı değiştirme çabası, çok eski ya da yeni; birçok dinde de göze çarpan bir özellik. esasında marxizm de bu "hoş" dinlerden biri; cenneti var, peygamberi var, azizleri var, kutsal kitapları var, şehitleri var, muhtelif mezhepleri, hatta değişik liturjileri var. marx'ın insanlara iyilik yapmak istemiş olması, zırvalamış olmasına engel teşkil etmez.