mış gibi yaşamak
yalanlarla örülü bir hayat.
İnsan her şeyden çok sosyal zincirlere bağlıdır. Ekonomik zincirlerini kırmak için yapacağı hamlede en büyük risk sosyal alandaki risktir. Aile, arkadaşlar, sosyokültürel yörünge, toplum derken her birinden ayrı çekiniriz. Büyük hayallerin çoğu bu ağlara takılır, küçük hayaller nefes almamızı sağlar.
Hepimizin zaman zaman hayatının özeti olan durumdur. Kimsenin hayatının her döneminde, her durumunu açık ettiğini zannetmiyorum. Hangimiz bazen mutluymuş gibi ya da her şey mükemmelmiş gibi davranmadık ki? Dürüst değildir belki ama en azından çok daha korunaklı ve tedbirlidir.
“Friedrich haklı: Ödev, adap, sadakat, fedakârlık, özgecilik, kibarlık; bunların hepsi de insanı uyutmaya yarayan ninnilerden başka bir şey değil, hem de öyle bir uykuya yatırıyor ki kimse bu uykudan uyanamıyor, uyansa da ancak yaşamının sonuna geldiği an oluyor bu. İşte o an, insanın hiç yaşamamış olduğunu öğrendiği an oluyor.”
Nietzsche Ağladığında, irvin D. Yalom
Nietzsche Ağladığında, irvin D. Yalom
günümüzde ilaçla zihnini ayakta tutabilen bireylerin sayısı düşünüldüğünde, bu şekilde yaşayan kişilerin toplam sayısı insanı şaşırtır.