özgüven kazanma yolları

ihtiras limani
özgüven başarıyla sağlanabilen bir şey, küçük yaşlardan itibaren karaktere işleyen özgüven bile temelsiz değildir, yaşamı öğrenme pratğinde kendine güvenmeyi " öğrenmiş" çocuk, özgüven sahibi olur. atlamaya karar verdiği yerden atlayabildiğinde, ellerini kanatmadan kola kutusunu yırttığında, karıncalarla oynarken, hayvanları sevmeyi öğrendiğinde, " başardığında". özgüveni megalomanlıkla, narsizmle karıştırmamak gerek. özgüven temelsiz değildir, ayinesi iştir kişinin sözünün küçük yaşlarda kendi kendine öğrenilmesi üzerinedir..

küçük yaşlarda bu kazanılamamış olabilir veya sonraki yıllarda, mesela kötü bir lise çağı ile bu zedelenmiş olabilir. başarı ve başarma hissi özgüveni, yani benim elim yatkındır ben anlar keser biçer üstesinden gelirim hissini yeniden kazandırabilir. ama bu tam olarak özgüven kazanmak değildir. bilmediğ yerden soru gelince kendini gösterecek oln bilgisizim acizim zayıfım hissini bulup yok etmek gerektir. bilmediği ya da yapamadığı yerde kendini kendi içinde eritip saklı bir matem yaşamaktansa. öğrenirim, sikerler psikoloji bakışlara kazandırıldığı zaman özgüven kazanılmış demektir. ama özgüven de bir kadını etkilemek gibidir, lafla peynir gemisi bir yere kadar gider, sonra elle tutulur şeyler gerekir.

kadınların ellerini boş bırakmayınız.
ontolojik sancilarimin merhemi
özgüven kavramı etrafında yazılı ve sözlü olarak yaratılan auranın ağdalılığından sıyrılmak olabilir.

İq açsından kendinden daha aşağı tipleri etrafında toplayıp, bu yolla popüler olma ve güven tazeleme konusunu ayrı olarak değerlendirirsek; eğer bir çocuk, deniz kıyısında açıklara doğru bakarak iç geçiriyor ve bir türlü açılamıyorsa, bu, çocuğun kendisine değil, denize güvenemediğinin göstergesi olur. güvenin kişinin dışındaki şeylere yönelik olması kadar doğal bir şey olabilir mi? wittgenstein'ın korku hakkında yaptığı yorumu, güvene de uyarlayabiliriz: güvene sebep olduğunu düşündüğümüz bir nesne, esasında güvenin sebebi değil, hedefi olur. özgüven, kişinin kendi bünyesinde aslında orada olmayan bir boşlukta tanımlanır, sanaldır ve bu sebeple de alıcısı çoktur.

belki de adına özgüven dediğimiz şey bir semptomdan ibarettir?