bir ara delirmekten korkuyordum. literatürde manyofobi olarak bilinen korkuya sahiptim yani. iki gram aklımı yitirip sokaklara düşeceğim diye korkuyordum. en büyük korkumdu.
ne zaman aklını yitirmiş birine rastlasam, onun gibi olacağımı düşünür ve korkardım. hatta o zaman oturduğum yerde deli bir adam vardı. onu gördüğüm veya sesini duyduğum an titremeye başlıyordum. öyle böyle bir korku değil. karşımda ayı olsa o kadar korkmam.
neyse, psikologa gittim. seanslara maddi durumum yettiğince devam ettim. delirme korkusunun çocukken uğradığım bullying -akran zorbalığı- sebebiyle var olduğunu keşfettik.
şöyle ki, korkunun esas sebebi delirmek değil, komik duruma düşmek, alay edilen, acınan, hor görülen kişi olmaktı. aklını yitirip sokaklara düşen insanların bu durumda olduğuna şahit oldukça, çocukluğumla bağlantı kurup, aynı şeyi yaşadığımı düşünüp bunun mümkün olmasından korkuyordum.
yani, insan çocukluğun tapınağından kolay çıkamıyor.
ne zaman aklını yitirmiş birine rastlasam, onun gibi olacağımı düşünür ve korkardım. hatta o zaman oturduğum yerde deli bir adam vardı. onu gördüğüm veya sesini duyduğum an titremeye başlıyordum. öyle böyle bir korku değil. karşımda ayı olsa o kadar korkmam.
neyse, psikologa gittim. seanslara maddi durumum yettiğince devam ettim. delirme korkusunun çocukken uğradığım bullying -akran zorbalığı- sebebiyle var olduğunu keşfettik.
şöyle ki, korkunun esas sebebi delirmek değil, komik duruma düşmek, alay edilen, acınan, hor görülen kişi olmaktı. aklını yitirip sokaklara düşen insanların bu durumda olduğuna şahit oldukça, çocukluğumla bağlantı kurup, aynı şeyi yaşadığımı düşünüp bunun mümkün olmasından korkuyordum.
yani, insan çocukluğun tapınağından kolay çıkamıyor.