santim santim çürümek

icgqhs
kişi hayatı boyunca uğraşır, didinir, yaşam mücadelesi verir ve bir gün istediği birçok şeyi kazanır ya da kazanabileceklerinin bu kadar olduğuna kanaat getirir ya da kaderine inanır bir bağlamda. ve bu dakikadan sonra kişiye acı lazımdır, her şey yerli yerince olunca olmaz bu hayatın kanununda yok, burası bizim rahat edeceğimiz yer değil dünya çok rahat bir yer olsa idi, başımıza tek kötü bir şey gelmez ve herkeste bir aptal iyilik ve samimiyetsiz bakışlar altında olurduk ki bu böyle değil, bir çoğumuz buraya ait olmadığımızı ve sırası gelince herkes gibi bizimde gideceğimiz yeri ve ebediyetin orası olduğunu en az adımız kadar emin olarak biliyoruz, ki bilmemiz için ara ara yapılan cenaze törenleri ve yakınlarımızı dağ başında mezarın içinde bırakıp eve bir sigara içerek dönmemiz bunun belirgin nedenlerinden biridir. ve insan hayattan acı ister, çok mutlu olmak istemez kimse, fazlası aptallık sebepleridir, bu bulunan acı insanı biraz sektirir ve hayata dahada tutunmasına neden olur, bu bir hastalık olur, platonik bir aşk olur, sakat doğan çocuğun gözlerine bakıp ağlamak olur, ansızın seni terk eden bir sevgili olur, ve acı büyüyüp içinde bir volkan edasında canını yakmaya başlar ve o zamanlar hayatta olmak için sebepler ararsın kendi içinde, her gün santim santim eritir, yer bitirirsin kendini...
ontolojik sancilarimin merhemi
Ahmet kaya'nın birazdan kudurur deniz parçasında geçen cümle.

“Artık sazın bağrı mı olur
Kimsenin bilmediği bir ağrı mı
Gider kendine gömülürsün
Yoksa bu şehir bu sokaklar
Seni alır kullanır seni alır kullanır
Santim santim çürürsün." Dinleyelim..