insanı korkutan, ama türk kızıyla sevişiyorsan her şeye hazırlıklı olmanı hatırlatan bir gerçektir bu kız. ah be kız, yüreğimi bugs bunny gibi zıplatmaya ne gerek vardı?
çılgınlar gibi içip günlük dozumu aldıktan sonra evime gelmiştim. böyle zamanlarda geceler sessiz olur, yalnızlığım artardı. bu sıkkınlığımı gidermek için teleskop ile karşı komşunun balkondan alt kata işemesini izliyordum. işte tam o sırada kuşum öttü;
+ anne kapıya bak!
- oğlum dün seviştiğin hanım gelmiş.
----
+ ayçin?
- Azrail!
+ niye geldin?
- dün öyle sevdin ki beni, tekrar tekrar sevdiresim geldi.
+ yahu ben bi yediğimi bir daha yemiyorum ayçin.
- lütfen azrail, bak tuzlayıp da geldim.
+ of ayçin, gel bakalım.
dedim ve müthiş manzaralı terasıma çıkardım onu, yavaşça düğmelerini çıkarıyor, neden düğmeli şeyler giyiyorsun diye de azarlıyordum onu. ama her düğmesini açtığımda kararıyordu sanki vücudu. biraz daha açınca anlamıştım ki o karanlık birikmiş kıllardan ibaretti. ve son düğmeyi açtığımda o iğrenç manzara ile karşılaşmam uzun sürmemişti;
+ ayçin bu ne?!
- hihi dolunay!
+ kebapçı gibi olmuşsun ne bu kıl?
- gitmeliyim azrail bırak beni!
+ haydar noldu söyle?
- ne haydar'ı azrail sonra anlatırım
+ lan midem kalktı!
bir kurt kadın ile sevişmediğim kalmıştı bu fantezim de gerçekleşti yahu. o değil de cidden kurda dönüştüyse ankara sokakları artık hiç de tekin değil demektir, belediyeye söyleyeyim de zehirlesinler.
çılgınlar gibi içip günlük dozumu aldıktan sonra evime gelmiştim. böyle zamanlarda geceler sessiz olur, yalnızlığım artardı. bu sıkkınlığımı gidermek için teleskop ile karşı komşunun balkondan alt kata işemesini izliyordum. işte tam o sırada kuşum öttü;
+ anne kapıya bak!
- oğlum dün seviştiğin hanım gelmiş.
----
+ ayçin?
- Azrail!
+ niye geldin?
- dün öyle sevdin ki beni, tekrar tekrar sevdiresim geldi.
+ yahu ben bi yediğimi bir daha yemiyorum ayçin.
- lütfen azrail, bak tuzlayıp da geldim.
+ of ayçin, gel bakalım.
dedim ve müthiş manzaralı terasıma çıkardım onu, yavaşça düğmelerini çıkarıyor, neden düğmeli şeyler giyiyorsun diye de azarlıyordum onu. ama her düğmesini açtığımda kararıyordu sanki vücudu. biraz daha açınca anlamıştım ki o karanlık birikmiş kıllardan ibaretti. ve son düğmeyi açtığımda o iğrenç manzara ile karşılaşmam uzun sürmemişti;
+ ayçin bu ne?!
- hihi dolunay!
+ kebapçı gibi olmuşsun ne bu kıl?
- gitmeliyim azrail bırak beni!
+ haydar noldu söyle?
- ne haydar'ı azrail sonra anlatırım
+ lan midem kalktı!
bir kurt kadın ile sevişmediğim kalmıştı bu fantezim de gerçekleşti yahu. o değil de cidden kurda dönüştüyse ankara sokakları artık hiç de tekin değil demektir, belediyeye söyleyeyim de zehirlesinler.