şiir

delikan
her türlüsünü çok seviyorum. kendi çapımda şiirler yazıyorum ama, sanırım ben ölünce yayınlanır ancak.
*
''..hayal kurmaya mecalimiz bile kalmamış malum
sevişmelerimiz intikama dönüşmüş,
sarılıp yatmalar
daha önce hiç öldürülmemişiz gibi
bir gıdım varlık düşü,
içmeler isyan, sıçmalar kahır, gülmeler delilik..''
sos
biraz radikal olacak ama bana göre şiir hece ölçüsüdür. hece ölçüsüz mısralara pek şiir diyemiyorum. tabii bu benim düşüncem.

yani tüm olay belli bir kalıp içinde yazıp, bu format çerçevesinde manayı derinleştirebilmek bence. şiiri şiir yapan şey bu zaten. yoksa şair, yazar kişisi duygusunu başka aracılarla da aktarabilir okuyucuya. şiiri seçtiyse zaten zoru seçmiş. buna katlanacak mecburen.

bir kıyas yapmak gerekirse;
hece ölçülü şiir: kısıtlı imkanlarla köy okulunda okuyup, çalışıp çabalayıp büyük adam olan insan.

serbest şiir: kreşe gidip, hayatı boyunca kolejde okumuş zengin evladı oktay.
siyah beyaz hayaller
şiir duygu ve hayalleri estetik bir dille somutlaştırma sanatı. ilk şiir örneklerinin sümerler tarafından verildiği söylenir.
şiiri diğer yazın türlerinden ayıran en önemli özelliği beynin melodik bölgelerine hitap etmesidir. iyi yazılmış bir şiir kendi içerisinde gizli bir musiki barındırır.
ontolojik sancilarimin merhemi
" bir şiirin anlamı ancak bir başka şiir olabilir."der. boccaccio'nun körleriyle onların içgüdülerine hitap eden şekiller, bloom'un, farkında olmaksızın birbirlerini karşılayan şiirlerine karşılık geliyor olabilir. ancak birbirlerini karşılayan şiirler nadiren insanlara benzerler. ya insan bir şiir kadar alçak gönüllü olamaz ya da bir şiirin eli kolu bağlı kalır, ölü bir sevgiden başka bir şeyi anlatamaz olur..
pestenkerani
Arabistanlı olduğuna dair arkeolojik çalışmaların işaret ettiği, kelimelerden resim çizme sanatı. Arabistanlı olması tamamıyla münferit düşüncem. Arkeolojik çalışmalar mı? O çalışmalar kalbimde oluyor, işaretler kalbimden. Benim çöllerle kan bağım var. Coğrafi olarak, atıyorum Selanik ile kan bağım olsa, o vakit şiir ben için Selanikli olur. Toprak insanın hammaddesidir. Hamurda ne varsa insan ondan mütevelli olur. Hasbelkader, yarın ertesi gün bir başka tanımla gelirim, eyvallah demeniz gerekiyor, ki şiir böyle bir şeydir. Anlaşılmaz, yaşanır, yenilmez ama bir tadı vardır. Hadi ölülerimizi yad edelim birkaç şiirle.
ihtiras limani
“ (şiirin) bizi sürüklediği ve duyularımızla farkına varamadığımız, ancak temaşa ile tanıdığımız varlıkta, mevcut yaşayışımızın ötesine geçen, ebedi olan bir şey vardır. Orada, hayatımızın ölümle nihayetlenmediğine dair sade bir alamet değil, belki hissi bir teminat vardır. Tam olarak tanımlayamayacağımız, fakat hissettiğimiz ölümsüzlük vaadi, işte şiirin ihtiva ettiği ve bize armağan ettiği şey; o bizi, mistik hayatın ta içine sokar”
fag
Şimdi uzun bir sessizlik ve karanlık uzar..
Kocaman bir ükte,derinlerde soğumuş bir yara sımsıcak..
Biir acı ve unutmak tüm rengarenk anıları,siyaha acımadan boyamak,üstüne yeni anılar çizebilmek için yada renklerin,izlerin üzerinden siyahla gitmek.
Arada kağıt olmadan taklit etmek,unuttum diye avutabilmek için kendini.
Halbuki yeniden,renksizce yaşamak anıları.
Aslında bildiğin bir şarkının melodisini dinleyip,sözlerini hatırlamamak..
Ay ışığıyla sevgimizi yollamaktı eskiden bize aşk,kaçarsız,mecbur ve muhtaç..
(fag)
ontolojik sancilarimin merhemi
kalbin ekg'si..  kalp atışlarının hızlandığı, ruhun güçlü ve neredeyse görünür bir şekilde sarsıldığı hissedilen  anlarda dökülür kalpten. şiirden dökülenler kalbin mırıltısıdır. bazen duyguların akışı mısralarda serttir ve o sertlik şiiri yazanın kalbindekini kalemden çıkan sözcüklere mühürler ve orada kalır. 

ruhu yatıştıran bir derenin kıyısına varır gibi yazarsınız. derin sularda yüzer gibi,  suya değen bir söğüt ağacının gölgesine oturacakmış gibi. şiirin açıkladığı, mananın gizlediği şeydir. 

şiir kalbin kahramanlığını acısını ve fırtınasını anıtlaştırır. maddeye karşı çekilen kılıçtır kalbin ateşi tarafından. hiçliğe doğru koşturan zamanın önünde dikiliverirsiniz mısralarla. anılar ve hisler  perdesi yırtılır. meydan okuyuşun rüzgarında akıp giden hayatın içinde bir diken gibi dik ve inatçı kalmanın yanında bir dağ kadar büyüktür şiir.