insan her şeye her yere bakabiliyor da insanların yüzüne bakamayınca, yüzüne bakacak insan bulamayınca ya da yüzlerden kaçınca, bütün dünya kendi üstüne çökmüş gibi hissediyor. insanoğlunu, toplumu reddetmek çok zor bir iştir. insanın doğasına da aykırı zaten. fakat bunun yokluğu iç gücünüze göre sizi ya sertleştirir ya da bir kutu kola şişesi gibi ezip hacimsizleştirir. veya büyük basınç altında içinizdeki elmas ışıldayıverir.
sıkışmışlık hissi
Anksiyete halini özetleyen bir kelime.hareket alanı bulamamak.kitlenip kalmak gibi bir şey.eylemlerin kısır bir hali alması bazen erkenden uyanmak.beyin ağrısı.düşünceler düşünceler.kötü olasılıkların geçmiş deneyimlerden hareketle tahmin edilebilirliğinin verdiği o kasvetli bezgin hal.ilerleyememek sürekli engeller kör tuzaklar dolambaçlar içinde aklın pusulası bile şaşırınca böyle hisseder insan.bu rutinleşirse sıkışık bir yaşam tarzına dönüşür.geçmiş artık çok geride özlenen gelecek çok belirsiz ve olasılıksız iyi ihtimallerle dolu bugünse çok cimri ve poker yüzlü.sıkışmak diye bir his varsa böyle bir şey olsa gerek.büyüdükçe kirlenen bu dünyada organik bir güven hissi yaşamak zor.