kimilerine göre saçmalık, kimilerine göre bir komplo teorisi, kimilerine göre ise hali hazırda gerçekleşmekte olan mevcut dünya düzenine hakim devlet anlayışı.
dünya'da yüzlerce devlet ve milyarca insan yaşadığı düşünülürse imkansız gibi görünüyor olabilir. ancak bu imkansızlığı yıkabilecek iki şey var''para'' ve ''kaos''. ister kabul edelim ister etmeyelim ama bu iki etken yüzünden insanlık bu''kontrol altına alınmış''lık hastalığına tutulmuş durumda.
önce karıştır-sonra savaşı çıkar ve böl denkleminde geliştiğini görmek çok zor olmasa gerek. bu düzen ismiyle (a)paralel şekilde devlet sayılarını azaltmak değil tam tersine bunların sayısını binlere çıkarmaktır.
bu bağlamda ilk olarak ulus devletlerin yıkılması gerekiyordu. böylelikle hem savaşlardan servet üzerine servet kazanılacak hem de bölgesel güçler yara alacaktı. yakın zamanda ilk hedef yugoslavya'ydı. avrupa'nın semalarında bir gece nato uçakları uçmaya başladı ve yugolar paramparça edildi. ardından ise bu yeni düzen!de söz sahibi olamayacak devletçikler ortaya çıktı. ve sscb; dünyanın soğuk yüzü sovyetlerin ardından rusya dışında tamamen emirleri tekçilerden alan ve söz hakkı olmayan etnik devletler kuruldu. 11 eylül senaryosu ile orta asya'nın göbeği afganistan sınırlarına girildi .sonrası,daha yakın zamanda olmayan kimyasal silahlar bahane edilerek ırak'a girildi. bir yandan petrol kontrol altına alınırken diğer taraftan savaş tüccarları doları doladı. yetmedi. finansman sağlandı. zaman geldi ve arap baharıyla arap devletleri tekrardan modifiye edilip yönetimleri kanlı veya kansız bir şekilde değiştirildi. sıra burnumuzun dibine geldi. bu sefer hedef suriye idi. hem arap baharının etkisi hem de her nasılsa birden hortlayan mezhepsel çatışmalar... durum ortada. ve bu cephe gittikçe genişlemeye devam ediyor,etmeye de devam edecek. iran, türkiye, güney amerika sonraki hedefler gibi duruyor.
silahlar çok net ve tanıdık. algı yönetiminde kullanılan basın araçları, dünya'da bir yandan sınırları kaldıran, bir yandan da attıgımız her adımdan haberden olan teknolojik aygıtlar ve sosyal medya, hedefteki ülkenin muhaliflerinin finanse edilip o ülkenin yumuşak karnını saptayıp, ayaklanmalara sebebiyet bulma. bu etnik,dinsel yahut marjinalleşmiş sağ/sol fraksiyonlar olabiliyor.
--
her zaman bir düşman aranıyor. dünya'nın her daim bir çatışma ortamına, bir gerginliğe ihtiyacı vardır tezinden dolayı zaman zaman çeşitli yollar denendi ve denenmeye devam ediyor.
-kapitalizmin karşısına sosyalizm konumlandırıldı.
-islam dünyasında şii-sünni merkezli mezhepsel çatışmalar başlatıldı.
-hayali düşmanlarımız oldu (bin ladin,el bağdadi).
-kiralık katil görevi gören sözde ideoloji sahibi taşeron örgütler finanse edildi. (ışid, boko haram, taliban, pkk, el kaide)
-ukrayna'da ve yugoslavya'nın yıkımında büyük rol oynayan vakıflar.. soros
bakalım taşlar oynamaya devam edecek mi yoksa karşı bir güç sakin ol dünya diyecek mi?
Velhasılıkelam kelam bu yazı bitmez.
dünya'da yüzlerce devlet ve milyarca insan yaşadığı düşünülürse imkansız gibi görünüyor olabilir. ancak bu imkansızlığı yıkabilecek iki şey var''para'' ve ''kaos''. ister kabul edelim ister etmeyelim ama bu iki etken yüzünden insanlık bu''kontrol altına alınmış''lık hastalığına tutulmuş durumda.
önce karıştır-sonra savaşı çıkar ve böl denkleminde geliştiğini görmek çok zor olmasa gerek. bu düzen ismiyle (a)paralel şekilde devlet sayılarını azaltmak değil tam tersine bunların sayısını binlere çıkarmaktır.
bu bağlamda ilk olarak ulus devletlerin yıkılması gerekiyordu. böylelikle hem savaşlardan servet üzerine servet kazanılacak hem de bölgesel güçler yara alacaktı. yakın zamanda ilk hedef yugoslavya'ydı. avrupa'nın semalarında bir gece nato uçakları uçmaya başladı ve yugolar paramparça edildi. ardından ise bu yeni düzen!de söz sahibi olamayacak devletçikler ortaya çıktı. ve sscb; dünyanın soğuk yüzü sovyetlerin ardından rusya dışında tamamen emirleri tekçilerden alan ve söz hakkı olmayan etnik devletler kuruldu. 11 eylül senaryosu ile orta asya'nın göbeği afganistan sınırlarına girildi .sonrası,daha yakın zamanda olmayan kimyasal silahlar bahane edilerek ırak'a girildi. bir yandan petrol kontrol altına alınırken diğer taraftan savaş tüccarları doları doladı. yetmedi. finansman sağlandı. zaman geldi ve arap baharıyla arap devletleri tekrardan modifiye edilip yönetimleri kanlı veya kansız bir şekilde değiştirildi. sıra burnumuzun dibine geldi. bu sefer hedef suriye idi. hem arap baharının etkisi hem de her nasılsa birden hortlayan mezhepsel çatışmalar... durum ortada. ve bu cephe gittikçe genişlemeye devam ediyor,etmeye de devam edecek. iran, türkiye, güney amerika sonraki hedefler gibi duruyor.
silahlar çok net ve tanıdık. algı yönetiminde kullanılan basın araçları, dünya'da bir yandan sınırları kaldıran, bir yandan da attıgımız her adımdan haberden olan teknolojik aygıtlar ve sosyal medya, hedefteki ülkenin muhaliflerinin finanse edilip o ülkenin yumuşak karnını saptayıp, ayaklanmalara sebebiyet bulma. bu etnik,dinsel yahut marjinalleşmiş sağ/sol fraksiyonlar olabiliyor.
--
her zaman bir düşman aranıyor. dünya'nın her daim bir çatışma ortamına, bir gerginliğe ihtiyacı vardır tezinden dolayı zaman zaman çeşitli yollar denendi ve denenmeye devam ediyor.
-kapitalizmin karşısına sosyalizm konumlandırıldı.
-islam dünyasında şii-sünni merkezli mezhepsel çatışmalar başlatıldı.
-hayali düşmanlarımız oldu (bin ladin,el bağdadi).
-kiralık katil görevi gören sözde ideoloji sahibi taşeron örgütler finanse edildi. (ışid, boko haram, taliban, pkk, el kaide)
-ukrayna'da ve yugoslavya'nın yıkımında büyük rol oynayan vakıflar.. soros
bakalım taşlar oynamaya devam edecek mi yoksa karşı bir güç sakin ol dünya diyecek mi?
Velhasılıkelam kelam bu yazı bitmez.