(bkz:#52164) numaralı girimde bahsettiğim hanımefendiyle 8 sene sonra karşılaştığımda tesadüflerin olmadığını idrakettim
tesadüf diye bir şey yoktur
kesinlikle katıldığım önerme. bu dünyada tesadüf diye bir şey kesinlikle yok.
Tesadüf ve şans diye bir şeyin olmayışını kabullenmek sürekli o kavramlarla yaşadığımız için oldukça zor oluyor fakat bir kere kavrayınca bir daha inanasınız da gelmiyor. Olayın tanrıyla ilgisi var mıdır yok mudur ilgilenmiyorum bile. Fakat şans ya da tesadüf diye bir şey yoktur. Hayatta sadece olması gereken şeyler olur, ve olması gerekmeyen hiçbir şey olmaz. Bu gereklilik halini belirleyen koşullar ise bilinçli ya da bilinç dışı, insani ya da doğal faktörlerden etkilenerek ortaya çıkar. Uygun koşullar oluşarak bir gereklilik meydana getirir ve o gerekliliğin gerekleri gerçekleşir.
Yani bir kafede bir arkadaşınıza denk gelmeniz, tanrı tarafından önceden planlanmış olmasa dahi gerçekleşmesi gereken olaylardan biridir. Zaman algımız yanılmamıza ve o olayın şans eseri meydana geldiğine inanmamızı sağlasa da, aslında geçmiş, şu an, ve gelecek bir bütündür. Gelecekte gerçekleşecek olan olaylar aslında gerçekleşmiş olan olaylardan farksızlar. Bir dakika önce buzdolabından su içtiyseniz bir dakika sonra da tuvalete gidecekseniz, bu iki olay da aynı anda var ve aynı anda meydana gelmiş, gelecek ve gelmekteler. Bir yolda seyahat ederken geçtiğiniz yerde yok olup gittiğiniz yerde var olduğunuzu düşünebilirsiniz fakat geçtiğiniz yerde yok olmadığınızı ve gelecekte de aslında sonsuzdan beri var olduğunuzu düşünürseniz söylediklerimi anlayacaksınız. Zaman bütün bir görünüşe a-a kesitinden bakmak gibi bir şey. Ve bu a-a kesitini ilerlettiğinizde bir sonraki kesit görünüme geçiyor olmanız öncekini yok etmez ve görmekte olduğunuzun da siz o kesite bakmadan önce orada olmadığı anlamına gelmez.
Çok saçmalamış olabilirim ama söylemek istediğimi bir kişi anlasa kâr sayarım.
Yani bir kafede bir arkadaşınıza denk gelmeniz, tanrı tarafından önceden planlanmış olmasa dahi gerçekleşmesi gereken olaylardan biridir. Zaman algımız yanılmamıza ve o olayın şans eseri meydana geldiğine inanmamızı sağlasa da, aslında geçmiş, şu an, ve gelecek bir bütündür. Gelecekte gerçekleşecek olan olaylar aslında gerçekleşmiş olan olaylardan farksızlar. Bir dakika önce buzdolabından su içtiyseniz bir dakika sonra da tuvalete gidecekseniz, bu iki olay da aynı anda var ve aynı anda meydana gelmiş, gelecek ve gelmekteler. Bir yolda seyahat ederken geçtiğiniz yerde yok olup gittiğiniz yerde var olduğunuzu düşünebilirsiniz fakat geçtiğiniz yerde yok olmadığınızı ve gelecekte de aslında sonsuzdan beri var olduğunuzu düşünürseniz söylediklerimi anlayacaksınız. Zaman bütün bir görünüşe a-a kesitinden bakmak gibi bir şey. Ve bu a-a kesitini ilerlettiğinizde bir sonraki kesit görünüme geçiyor olmanız öncekini yok etmez ve görmekte olduğunuzun da siz o kesite bakmadan önce orada olmadığı anlamına gelmez.
Çok saçmalamış olabilirim ama söylemek istediğimi bir kişi anlasa kâr sayarım.
Kelime kökeni buluşma ve çakışma anlamı taşıyor ve işteş bi kelime. Rutin hayatımızda tesadüfe pek yer yoktur, her ne zaman rutinin dışına çıktık tesadüflerle karşılaşırız. Mesela hiç uzun zamandır gitmedigimiz bir yere gitsek veya bir yolculuğa çıksak, başkalarının rutinine girer ve tesadüflerle karşılaşırız. Yeni biriyle tanıştığımızda farklı zamanlarda onunla karşılaşmamızı tesadüf diye nitelendiririz ama tesadüf değildir. Belki daha önce de karailastik ama tanımadığımız için farketmedik.
Yani ortada biseyler oluyor biz ona tesadüf adını veriyoruz ne diyelim ki!
Yani ortada biseyler oluyor biz ona tesadüf adını veriyoruz ne diyelim ki!