yazıyooooor! yazıyor.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, bedelli askerlikte 21 günlük temel eğitim tartışması hakkında açıklama yaptı. Akar, "Temel eğitimin kaldırılması uygun olmaz" ifadelerini kullandı.
yazıyooor! yazıyor.
mesut özil'e yapılan haksızlığı yazıyor...
Türk asıllı yıldız orta saha oyuncusu Mesut Özil, Dünya Kupası sürecinde ve öncesinde kendisine getirilen eleştiriler ve Recep Tayyip Erdoğan'la çekilen fotoğrafının ardından karşılaştığı tepkiler nedeniyle Almanya Milli Takımı'nı bıraktığını açıkladı.
mesut özil'e yapılan haksızlığı yazıyor...
Türk asıllı yıldız orta saha oyuncusu Mesut Özil, Dünya Kupası sürecinde ve öncesinde kendisine getirilen eleştiriler ve Recep Tayyip Erdoğan'la çekilen fotoğrafının ardından karşılaştığı tepkiler nedeniyle Almanya Milli Takımı'nı bıraktığını açıkladı.
yazıyooooor! yazıyor. bin bir zorlukla kendi kurduğu partisinden istifa eden meral akşener'i yazıyor.
yazıyooooor! yazıyor. bir türlü karar verilemeyen bedelli askerlik şartlarını yazıyor...
AKP Bedelli Askerlik Yasası'nı revize etti. Komisyona gelecek yasaya göre 28 gün askerlik 21 güne indirildi. Bedel önerisi yine 15 bin TL olacak. Bedelli askerlikte temel eğitim süresi 3 defa değişirken açıklanan para ise hiç tartışma konusu olmadı. Pazarlıklar gün sayısı üzerinden yürüyor.
Bedelli askerlikte son dakika gelişmeleri yaşanıyor. AKP Grup Başkanvekili Mehmet Muş komisyona verilecek son teklifin 21 gün olacağını söyledi.
EĞİTİM SÜRESİ 3 DEFA DEĞİŞTİ
Bedellide ilk teklif açıklandığında yaş 25, bedel 15 bin TL olarak belirlenmiş, bunlara ek olarak bedelliden yararlanacak olan kişilerin 25 gün temel askerlik eğitimi alması gerektiği belirtilmişti.
Daha sonra revize edilen teklifte yaş ve bedel değişmezken, ilk teklifte 25 gün olan temel askerlik eğitimi 28 güne çıktı.
AKP Grup Başkanvekili Mehmet Muş ise bugün yaptığı açıklamada 28 gün olan temel eğitim süresini 21 güne indirdikleri bir teklif vereceklerini söyledi.
15 BİN TL HİÇ TARTIŞILMADI
Bedelli askerlikte temel eğitim süresi 3 defa değişirken açıklanan para ise hiç tartışma konusu olmadı. MHP lideri Devlet Bahçeli'de daha önce sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada 28 gün askerliğin gereksiz olduğunu belirtmiş ve “Bedelli askerliğin çıkmasını olumlu görüyor, gereğinin yapılmasını arzu ediyorum. Ancak 28 günlük teorik eğitim de nedir? Bedelliden istifade edecek kardeşlerimiz 28 günde deyim yerindeyse “yaylalar yaylalar” türküsünü bile öğrenemeyeceklerdir.” ifadelerini kullanmıştı.
İşte AKP Grup Başkanvekili Mehmet Muş'un açıklamalarından satırbaşları:
Siyaset kurumundaki tartışmalar TSK'nın gelecekle alakalı planlaması çerçevesinde 28 günlük temel askerlik teklifimiz bugün görüşülecek. Teklifi 21 gün olarak revize için öneride bulunacağız.
Teklif hazırlanıyorken tüm kesimlerin görüşleri, beklentileri ve talepleri dikkate alınarak hazırlanmıştır. Sadece bir grubun beklentileri, görüşleri dikkate alınarak hazırlanmamıştır.
Teklifle ilgili çalışmaların son halini TBMM verir. Müzakerelerde bizim şu anki teklifimiz bu şekildedir. Bedelde herhangi bir değişiklik olmayacak.
Biz MHP ile 15 Temmuz'dan sonra oluşturduğumuz Cumhur İttifakı'nı bu dönemde de sürdüreceğimizi her iki taraf olarak deklare ettik. Türkiye'nin geleceğini ilgilendiren meselelerde ortak hareket ediyoruz. Tabiki her partinin farklı görüşleri olabilir. Ama şu an itibariyle dediğim gibi tüm tarafları dinleyerek bu teklifimiz 21 gün olarak revize ettik.
AKP Bedelli Askerlik Yasası'nı revize etti. Komisyona gelecek yasaya göre 28 gün askerlik 21 güne indirildi. Bedel önerisi yine 15 bin TL olacak. Bedelli askerlikte temel eğitim süresi 3 defa değişirken açıklanan para ise hiç tartışma konusu olmadı. Pazarlıklar gün sayısı üzerinden yürüyor.
Bedelli askerlikte son dakika gelişmeleri yaşanıyor. AKP Grup Başkanvekili Mehmet Muş komisyona verilecek son teklifin 21 gün olacağını söyledi.
EĞİTİM SÜRESİ 3 DEFA DEĞİŞTİ
Bedellide ilk teklif açıklandığında yaş 25, bedel 15 bin TL olarak belirlenmiş, bunlara ek olarak bedelliden yararlanacak olan kişilerin 25 gün temel askerlik eğitimi alması gerektiği belirtilmişti.
Daha sonra revize edilen teklifte yaş ve bedel değişmezken, ilk teklifte 25 gün olan temel askerlik eğitimi 28 güne çıktı.
AKP Grup Başkanvekili Mehmet Muş ise bugün yaptığı açıklamada 28 gün olan temel eğitim süresini 21 güne indirdikleri bir teklif vereceklerini söyledi.
15 BİN TL HİÇ TARTIŞILMADI
Bedelli askerlikte temel eğitim süresi 3 defa değişirken açıklanan para ise hiç tartışma konusu olmadı. MHP lideri Devlet Bahçeli'de daha önce sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada 28 gün askerliğin gereksiz olduğunu belirtmiş ve “Bedelli askerliğin çıkmasını olumlu görüyor, gereğinin yapılmasını arzu ediyorum. Ancak 28 günlük teorik eğitim de nedir? Bedelliden istifade edecek kardeşlerimiz 28 günde deyim yerindeyse “yaylalar yaylalar” türküsünü bile öğrenemeyeceklerdir.” ifadelerini kullanmıştı.
İşte AKP Grup Başkanvekili Mehmet Muş'un açıklamalarından satırbaşları:
Siyaset kurumundaki tartışmalar TSK'nın gelecekle alakalı planlaması çerçevesinde 28 günlük temel askerlik teklifimiz bugün görüşülecek. Teklifi 21 gün olarak revize için öneride bulunacağız.
Teklif hazırlanıyorken tüm kesimlerin görüşleri, beklentileri ve talepleri dikkate alınarak hazırlanmıştır. Sadece bir grubun beklentileri, görüşleri dikkate alınarak hazırlanmamıştır.
Teklifle ilgili çalışmaların son halini TBMM verir. Müzakerelerde bizim şu anki teklifimiz bu şekildedir. Bedelde herhangi bir değişiklik olmayacak.
Biz MHP ile 15 Temmuz'dan sonra oluşturduğumuz Cumhur İttifakı'nı bu dönemde de sürdüreceğimizi her iki taraf olarak deklare ettik. Türkiye'nin geleceğini ilgilendiren meselelerde ortak hareket ediyoruz. Tabiki her partinin farklı görüşleri olabilir. Ama şu an itibariyle dediğim gibi tüm tarafları dinleyerek bu teklifimiz 21 gün olarak revize ettik.
yazıyoooooor! yazıyor. ünlü etçi nüsr-et'in kapalı çarşının asırlık duvarına reklam tabelası astığını yazıyor...
yazıyoooooor! yazıyor. Milli okçu Mete Gazoz, Dünya Kupası 4. ayak yarışmalarında erkekler klasik yayda altın madalya kazandığını yazıyor.
Almanya'nın başkenti Berlin'de düzenlenen organizasyon tamamlandı. Şampiyonanın son gününde milli sporcu Mete Gazoz, erkekler klasik yay finalinde dünya 6 numarası Güney Koreli Lee Woo Seok ile karşılaştı. Dünya klasmanında 32. basamakta bulunan 19 yaşındaki Mete, rakibini 6-5 mağlup ederek altın madalyaya uzandı.
Türkiye, takım yarışmalarında ise iki bronz madalya elde etti. Mete Gazoz ve Yasemin Ecem Anagöz'den oluşan Klasik Yay Karışık Takımı ile Yeşim Bostan, Gizem Elmaağaçlı ve Ayşe Bera Süzer'in yer aldığı Makaralı Yay Kadın Takımı, bronz madalya kazandı.
Bireysel müsabakalarda Yeşim Bostan, kadınlar makaralı yayda 4. oldu. Yeşim Bostan ve Demir Elmaağaçlı'nın oluşturduğu Makaralı Yay Karışık Takımı da 4. sırayı aldı.
işte o atış.
Almanya'nın başkenti Berlin'de düzenlenen organizasyon tamamlandı. Şampiyonanın son gününde milli sporcu Mete Gazoz, erkekler klasik yay finalinde dünya 6 numarası Güney Koreli Lee Woo Seok ile karşılaştı. Dünya klasmanında 32. basamakta bulunan 19 yaşındaki Mete, rakibini 6-5 mağlup ederek altın madalyaya uzandı.
Türkiye, takım yarışmalarında ise iki bronz madalya elde etti. Mete Gazoz ve Yasemin Ecem Anagöz'den oluşan Klasik Yay Karışık Takımı ile Yeşim Bostan, Gizem Elmaağaçlı ve Ayşe Bera Süzer'in yer aldığı Makaralı Yay Kadın Takımı, bronz madalya kazandı.
Bireysel müsabakalarda Yeşim Bostan, kadınlar makaralı yayda 4. oldu. Yeşim Bostan ve Demir Elmaağaçlı'nın oluşturduğu Makaralı Yay Karışık Takımı da 4. sırayı aldı.
işte o atış.
yazıyoooooor! yazıyor!
atatürk'e hakaret eden şahsın gözaltına alındığını yazıyor!
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret ettiği gerekçesiyle hakkında soruşturma başlatılan Safiye İnci gözaltına alındı.
Alınan bilgiye göre, Anıtkabir'de Atatürk'e hakaret ettiği görüntüsü sosyal medyada yer alan Safiye İnci hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu tarafından başlatılan soruşturmanın ardından polis ekipleri çalışma başlattı.
İnci, Ankara Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şubesi ekiplerince Demetevler semtinde belirlenen adreste yakalandı.
Gözaltına alınan zanlı ifade işlemleri için emniyete götürüldü.
atatürk'e hakaret eden şahsın gözaltına alındığını yazıyor!
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret ettiği gerekçesiyle hakkında soruşturma başlatılan Safiye İnci gözaltına alındı.
Alınan bilgiye göre, Anıtkabir'de Atatürk'e hakaret ettiği görüntüsü sosyal medyada yer alan Safiye İnci hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu tarafından başlatılan soruşturmanın ardından polis ekipleri çalışma başlattı.
İnci, Ankara Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şubesi ekiplerince Demetevler semtinde belirlenen adreste yakalandı.
Gözaltına alınan zanlı ifade işlemleri için emniyete götürüldü.
yazıyoooooor! yazıyor!
muharrem ince'nin sosyal paylaşım sitesi olan twitter üzerinden açıklamalarını yazıyor.
/8»
" 1- ülkemizde ölüm sessizliği var. bir şey, her şeye hâkim olmuş. devlet sistemini alt üst eden düzenlemeler tek imzalı “fermannamelerle” yapılıyor.
2- bunların içinden sadece başbakanlık kurumunu ortadan kaldıran uygulama bile başlı başına bir yıkımdır. türk tarihinin hiçbir döneminde devlet idaresinin tepesindeki iki yetki bir kişide toplanmamıştır.
3- mutlakiyet dönemlerinde han ya da sultan, cumhuriyet döneminde cumhurbaşkanı, hepsinin yetkilerini paylaşan ikinci adamlar ve meclisler olmuştur.
4- türk devlet geleneğinin temel unsurlarından biri olan ikinci adamlara, bilinen şu örnekleri verebiliriz:
5- 8. yüzyılda göktürk hanları, ilteriş ve bilge kağanların veziri tonyukuk;
11.yüzyılda selçuklu sultanları alp arslan ve melikşah'ın başveziri nizamülmülk;
15. yüzyılda osmanlı padişahları 2.murat ve 2. mehmet'in vezir-i âzamı çandarlı kara halil;
6- 16. yüzyılda kanuni'nin “serasker sultan” ünvanı olan vezir-i âzamı pargalı ibrahim;
16. yüzyılda kanuni, 2. selim ve 3. murad'ın vezir-i âzamı sokullu mehmet;
17. yüzyılda 4. mehmet'in sadrazamları köprülüler;
18. yüzyılda 3.ahmet'in sadrazamı nevşehirli ibrahim;
7- 19. yüzyılda 3. selim ve 2. mahmud'un sadrazamı alemdar mustafa;
19. yüzyılda abdülmecid'in sadrazamı mustafa reşit;
19. yüzyılda abdülhamid'in sadrazamı mithat paşa
ve 20. yüzyılda cumhuriyet'in başvekilleri ismet paşa ve celal bayar.
8- 1300 yıllık 2.adam geleneği, ne olduğu belli olmayan bir sistem dayatılarak yıkıldı. tarih boyunca çeşitli adlar altında devlet geleneğini sürdüren bir makam yok edildi.
9- hiç kimsenin sesi çıkmıyor, hiç kimseden itiraz yükselmiyor.
gelenekten ve gelenekçilikten söz edenler, neredesiniz? çok önemli bir devlet geleneğinin yerle bir edilmesine neden itiraz etmiyorsunuz?
topluma tarihin ışığını tutmakla görevli olan tarihçiler, neredesiniz?
10- demokrasinin ve parlamenter rejimin ürünü olan siyasetçiler, neredesiniz?
devlet ve toplum hayatının kurumlara ve kurumların korunmasına dayalı olduğunu bilmesi gereken aydınlar, neredesiniz?
11- muhafaza edilmesi şart olan değerleri yok etmenin, yıkıcılık olduğunu ileri süren muhafazakarlar, neredesiniz?
12- biz, tarihimizin biriktirdiği demokratik kazanımların korunmasından yanayız ve tecrübelerden süzülüp gelmiş kurumların tahrip edilmesine karşı çıkıyoruz.
değişmesi şart olanların ise, milletimiz tarafından çok kısa süre içinde tasfiye edileceğine inanıyoruz".
muharrem ince'nin sosyal paylaşım sitesi olan twitter üzerinden açıklamalarını yazıyor.
/8»
" 1- ülkemizde ölüm sessizliği var. bir şey, her şeye hâkim olmuş. devlet sistemini alt üst eden düzenlemeler tek imzalı “fermannamelerle” yapılıyor.
2- bunların içinden sadece başbakanlık kurumunu ortadan kaldıran uygulama bile başlı başına bir yıkımdır. türk tarihinin hiçbir döneminde devlet idaresinin tepesindeki iki yetki bir kişide toplanmamıştır.
3- mutlakiyet dönemlerinde han ya da sultan, cumhuriyet döneminde cumhurbaşkanı, hepsinin yetkilerini paylaşan ikinci adamlar ve meclisler olmuştur.
4- türk devlet geleneğinin temel unsurlarından biri olan ikinci adamlara, bilinen şu örnekleri verebiliriz:
5- 8. yüzyılda göktürk hanları, ilteriş ve bilge kağanların veziri tonyukuk;
11.yüzyılda selçuklu sultanları alp arslan ve melikşah'ın başveziri nizamülmülk;
15. yüzyılda osmanlı padişahları 2.murat ve 2. mehmet'in vezir-i âzamı çandarlı kara halil;
6- 16. yüzyılda kanuni'nin “serasker sultan” ünvanı olan vezir-i âzamı pargalı ibrahim;
16. yüzyılda kanuni, 2. selim ve 3. murad'ın vezir-i âzamı sokullu mehmet;
17. yüzyılda 4. mehmet'in sadrazamları köprülüler;
18. yüzyılda 3.ahmet'in sadrazamı nevşehirli ibrahim;
7- 19. yüzyılda 3. selim ve 2. mahmud'un sadrazamı alemdar mustafa;
19. yüzyılda abdülmecid'in sadrazamı mustafa reşit;
19. yüzyılda abdülhamid'in sadrazamı mithat paşa
ve 20. yüzyılda cumhuriyet'in başvekilleri ismet paşa ve celal bayar.
8- 1300 yıllık 2.adam geleneği, ne olduğu belli olmayan bir sistem dayatılarak yıkıldı. tarih boyunca çeşitli adlar altında devlet geleneğini sürdüren bir makam yok edildi.
9- hiç kimsenin sesi çıkmıyor, hiç kimseden itiraz yükselmiyor.
gelenekten ve gelenekçilikten söz edenler, neredesiniz? çok önemli bir devlet geleneğinin yerle bir edilmesine neden itiraz etmiyorsunuz?
topluma tarihin ışığını tutmakla görevli olan tarihçiler, neredesiniz?
10- demokrasinin ve parlamenter rejimin ürünü olan siyasetçiler, neredesiniz?
devlet ve toplum hayatının kurumlara ve kurumların korunmasına dayalı olduğunu bilmesi gereken aydınlar, neredesiniz?
11- muhafaza edilmesi şart olan değerleri yok etmenin, yıkıcılık olduğunu ileri süren muhafazakarlar, neredesiniz?
12- biz, tarihimizin biriktirdiği demokratik kazanımların korunmasından yanayız ve tecrübelerden süzülüp gelmiş kurumların tahrip edilmesine karşı çıkıyoruz.
değişmesi şart olanların ise, milletimiz tarafından çok kısa süre içinde tasfiye edileceğine inanıyoruz".
yazıyoooooor! yazıyor...
Muharrem ince'nin sosyal paylaşım sitesi olan twitter üzerinden yapmış olduğu açıklamayı yazıyor.
link!
Muharrem ince'nin sosyal paylaşım sitesi olan twitter üzerinden yapmış olduğu açıklamayı yazıyor.
link!
yazıyooooor!
bedelli askerlik sonunda karara bağlandı ve sınır olarak 25 yaş belirlendi. fakat 28 günlük eğitim zorunluluğu getirildi. ayrıca 15 bin tl para.
bedelli askerlik sonunda karara bağlandı ve sınır olarak 25 yaş belirlendi. fakat 28 günlük eğitim zorunluluğu getirildi. ayrıca 15 bin tl para.
yazıyoooooo! yazıyor, bedelli askerlik şartları netleşiyor!
Bedelli askerlikle ilgili bazı noktaları netleşmeye başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ''Kararname ile de getirip erkene çekebiliriz'' dediği bedelli askerlik konusunda Milli Savunma Bakanlığı geniş bir çalışma yapıyor. İlk belirlemelere göre bedelli askerlik 25 yaş ve üzerine getirilirse kapsama askerlik çağındaki yaklaşık 6 milyon kişiden yüzde 93'ü giriyor. Bunlardan 400 bininin yasadan yararlanması ve ücretin 15 bin lira olması halinde de, toplam 6 milyar lira gelir elde edilmesi öngörülüyor. 26 yaş ve üzeri sınırda da, kapsama yüzde 72 giriyor. 30 yaş sınırında ise oran yüzde 22'ye düşüyor.
Bugüne kadar çıkarılan 5 bedelli askerlik uygulamasındaki başvurular, bedel miktarları ve yaş sınırları nedeniyle beklenenden düşük kaldı. Yasalardan yararlananların toplam sayısı 328 bin 834 kişi oldu. İlk olarak 1987 yılında, ardından 1992'de uygulanan bedelli, 1999'da ise Marmara depremi sonrası çıkarıldı.
1987 yılında 18 bin 433, 1992 yılında 35 bin 111 ve 1999 yılında 72 bin 290 kişi olmak üzere toplam 125 bin 834 kişi bedelli askerlikten faydalandı. Son olarak da 2014'te bu uygulama getirildi. O tarihte 27 yaşını doldurmuş olanlar, 18 bin lira karşılığında askerlik yapmış sayıldı. 203 bin civarında yükümlü yasadan faydalandı ve toplam 3 milyar 671 milyon lira gelir elde edildi.
Bedelli askerlikle ilgili bazı noktaları netleşmeye başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ''Kararname ile de getirip erkene çekebiliriz'' dediği bedelli askerlik konusunda Milli Savunma Bakanlığı geniş bir çalışma yapıyor. İlk belirlemelere göre bedelli askerlik 25 yaş ve üzerine getirilirse kapsama askerlik çağındaki yaklaşık 6 milyon kişiden yüzde 93'ü giriyor. Bunlardan 400 bininin yasadan yararlanması ve ücretin 15 bin lira olması halinde de, toplam 6 milyar lira gelir elde edilmesi öngörülüyor. 26 yaş ve üzeri sınırda da, kapsama yüzde 72 giriyor. 30 yaş sınırında ise oran yüzde 22'ye düşüyor.
Bugüne kadar çıkarılan 5 bedelli askerlik uygulamasındaki başvurular, bedel miktarları ve yaş sınırları nedeniyle beklenenden düşük kaldı. Yasalardan yararlananların toplam sayısı 328 bin 834 kişi oldu. İlk olarak 1987 yılında, ardından 1992'de uygulanan bedelli, 1999'da ise Marmara depremi sonrası çıkarıldı.
1987 yılında 18 bin 433, 1992 yılında 35 bin 111 ve 1999 yılında 72 bin 290 kişi olmak üzere toplam 125 bin 834 kişi bedelli askerlikten faydalandı. Son olarak da 2014'te bu uygulama getirildi. O tarihte 27 yaşını doldurmuş olanlar, 18 bin lira karşılığında askerlik yapmış sayıldı. 203 bin civarında yükümlü yasadan faydalandı ve toplam 3 milyar 671 milyon lira gelir elde edildi.
yazıyoooor! yazıyoooor! yazıyooooor!
ramazan ayı, yer mekan ya da ortam gözetmeden, bilhassa oral başlangıçlı ateşli sevişmek isteyen genç mekandaki garsonların olayı fark etmesiyle üst üste yumruk yemekten kendini alıkoyamadı.
ramazan ayı, yer mekan ya da ortam gözetmeden, bilhassa oral başlangıçlı ateşli sevişmek isteyen genç mekandaki garsonların olayı fark etmesiyle üst üste yumruk yemekten kendini alıkoyamadı.
yazıyooooor! bir zamanlar zabıta korkusu yaşan osman yaşar'ın şimdilerde durumunu yazıyor.
Osman Yaşar, Adıyaman'daki ailesinden henüz 12 yaşındayken ayrılıp çalışmak için İstanbul'a geldi. Yıllarca restoranlar için çiğ köfte yoğurdu. 1993'te Sahaflar Çarşısı'nın girişinde el arabasıyla çiğköfte satmaya başladı. Tam 10 yıl aynı yerde satış yaptı.
Her sabah evden çıkarken, zabıtalar arabasına el koymasın diye dua etti. Zabıtalarla her gün uğraşmaktan bıkıp 2003'te Sultançiftliği'nde küçük bir dükkan açtı. O dükkan bugün 70 ilde 780 şubesi bulunan, yılda 100 milyon lira ciro yapan OSES Çiğköfte'nin temeli oldu. Osman Yaşar “Girişimci gençlere örnek olmasını istedim” dediği, kendi hayatını anlatan “100 milyonluk araba” kitabını dostlarıyla birlikte tanıttı.
Osman Yaşar Adıyamanlı çifti bir ailenin çocuğu. Çok küçük yaşta çalışmak için gurbete gitmek de memleketlerinin acı bir gerçeği. Osman Yaşar da 12'sine geldiğinde çalışmak için İstanbul'un yolunu tuttu. Restoranlarda her işi yaptı. Çiğköfte de yoğurdu. 1993'te kendi patronu olmaya karar verdi. Seyyar bir araba aldı, akşamdan yoğurduğu etsiz çiğköfteyi Sahaflar Çarşısı'nın Beyazıt Meydanı'na açılan kapısında satmaya başladı. Osman Yaşar o günleri ve nasıl çiğköfte zincirine dönüştüğünü ve '100 Milyonluk Araba' kitabını şöyle anlattı:
NE KADAR DUA BİLİRSEM EDİYORDUM
“Seyyar arabayla satışa 1993'te başladım. Evde etsiz çiğköfteyi yoğuruyordum, arabayla satışa çıkıyordum. Polisten kaç, zabıtadan kaç, esnafın önünü meşgul etme, trafiği meşgul etme. O zamanki hedefimiz ailenin geçimini sağlamaktı. Her sabah evden çıkarken ne kadar dua biliyorsam onu okuyordum belediye arabayı almasın diye. Ama yine de arabayı alıyorlardı. Onlar da, ben de haklıydım.”
İLK DÜKKAN SULTANÇİFTLİĞİ'NDE
“Tam 10 yıl böyle sürdü. 2003'te son arabayı da zabıtalara kaptırınca Sultançiftliği'nde bir dükkan tuttuk. Lezzeti çok sevildi. Oradan sonra diğerleri geldi. Piyasada boşluk olduğunu fark ettik. Buradan da vira bismillah..”
ALTI FABRİKADA GÜNLÜK 20 TON ÜRETİYORUZ
“Türkiye'nin 70 ilinde, 780 şubemiz var. Almanya merkezli bir market zincirine çiğköfte veriyoruz. Adana, Konya, Bursa, Ankara ve İstanbul'un yanı sıra Almanya'da da bir üretim tesisimiz var. Her biri 1 saatte 1 ton çiğköfte yoğurabilir. Ayrıca Çorlu'da bir paketleme fabrikamız var. Burada paketlenen ürünlerin kullanım süresi 90 gün. Toplam üretimimiz 17 ila 20 ton arasında değişiyor.”
AVRUPA'DA TALEP ÇOK
“Bir marka oluşturduk. Bizim hedefimiz dünyada bu bayrağı dalgalandırmak. Yüzde 100 milli olan bu ürünü dünyanın her tarafına sağlayabilmek. Bunu hedefliyoruz. Adımlarımızı bunun için atıyoruz. Vegan ve lifli bir ürün olduğu için Avrupa'da çok rağbet görüyor.”
MİLLİ YİYECEĞE MİLLİ İÇEÇEK OLUR
“Türkiye'de çiğköfteyi çoğunluk lavaşla tercih ediyor. Karnımı doyurayım diye tercih ediyorlardır ancak salata olmazsa olmazdır. Yanında da en iyi ayran gider. Milli yiyeceğe milli içecek yakışıyor.”
KİTAP GİRİŞİMCİLER İÇİN YAZILDI
“100 milyonluk araba kitabı her şeyiyle Osman Yaşar'dır. Elbette bu kitabı kendimin ne olduğunu hatırlatmak için yazdırmadım. Hikayemden esinlenerek kendi başarılarının mimarı olmasını istediğim girişimciler için yazıldı bu kitap. Pasta büyük, hepimize yetecek kadar dilim var. Neden hepimiz aynı bolluktan faydalanmayalım ki. Gençlerin kitabımdan çok fayda göreceğine inanıyorum. Hangi süreçlerden geçtiğimi, motivasyonumu nasıl sağladığımı, kriz anlarını nasıl fırsata çevirdiğimi görmek onlara teşvik edici bir güç olacak. Genç girişimcilerin bizleri zorladığı, büyük başarılara imza attığı bir süreç hayal ediyorum. Gençliğini, hatta çocukluğunu yaşayamamış biri olarak, isterse tüm gençlerimizin de büyük başarılar elde edeceğine inancım tam.”
Osman Yaşar, Adıyaman'daki ailesinden henüz 12 yaşındayken ayrılıp çalışmak için İstanbul'a geldi. Yıllarca restoranlar için çiğ köfte yoğurdu. 1993'te Sahaflar Çarşısı'nın girişinde el arabasıyla çiğköfte satmaya başladı. Tam 10 yıl aynı yerde satış yaptı.
Her sabah evden çıkarken, zabıtalar arabasına el koymasın diye dua etti. Zabıtalarla her gün uğraşmaktan bıkıp 2003'te Sultançiftliği'nde küçük bir dükkan açtı. O dükkan bugün 70 ilde 780 şubesi bulunan, yılda 100 milyon lira ciro yapan OSES Çiğköfte'nin temeli oldu. Osman Yaşar “Girişimci gençlere örnek olmasını istedim” dediği, kendi hayatını anlatan “100 milyonluk araba” kitabını dostlarıyla birlikte tanıttı.
Osman Yaşar Adıyamanlı çifti bir ailenin çocuğu. Çok küçük yaşta çalışmak için gurbete gitmek de memleketlerinin acı bir gerçeği. Osman Yaşar da 12'sine geldiğinde çalışmak için İstanbul'un yolunu tuttu. Restoranlarda her işi yaptı. Çiğköfte de yoğurdu. 1993'te kendi patronu olmaya karar verdi. Seyyar bir araba aldı, akşamdan yoğurduğu etsiz çiğköfteyi Sahaflar Çarşısı'nın Beyazıt Meydanı'na açılan kapısında satmaya başladı. Osman Yaşar o günleri ve nasıl çiğköfte zincirine dönüştüğünü ve '100 Milyonluk Araba' kitabını şöyle anlattı:
NE KADAR DUA BİLİRSEM EDİYORDUM
“Seyyar arabayla satışa 1993'te başladım. Evde etsiz çiğköfteyi yoğuruyordum, arabayla satışa çıkıyordum. Polisten kaç, zabıtadan kaç, esnafın önünü meşgul etme, trafiği meşgul etme. O zamanki hedefimiz ailenin geçimini sağlamaktı. Her sabah evden çıkarken ne kadar dua biliyorsam onu okuyordum belediye arabayı almasın diye. Ama yine de arabayı alıyorlardı. Onlar da, ben de haklıydım.”
İLK DÜKKAN SULTANÇİFTLİĞİ'NDE
“Tam 10 yıl böyle sürdü. 2003'te son arabayı da zabıtalara kaptırınca Sultançiftliği'nde bir dükkan tuttuk. Lezzeti çok sevildi. Oradan sonra diğerleri geldi. Piyasada boşluk olduğunu fark ettik. Buradan da vira bismillah..”
ALTI FABRİKADA GÜNLÜK 20 TON ÜRETİYORUZ
“Türkiye'nin 70 ilinde, 780 şubemiz var. Almanya merkezli bir market zincirine çiğköfte veriyoruz. Adana, Konya, Bursa, Ankara ve İstanbul'un yanı sıra Almanya'da da bir üretim tesisimiz var. Her biri 1 saatte 1 ton çiğköfte yoğurabilir. Ayrıca Çorlu'da bir paketleme fabrikamız var. Burada paketlenen ürünlerin kullanım süresi 90 gün. Toplam üretimimiz 17 ila 20 ton arasında değişiyor.”
AVRUPA'DA TALEP ÇOK
“Bir marka oluşturduk. Bizim hedefimiz dünyada bu bayrağı dalgalandırmak. Yüzde 100 milli olan bu ürünü dünyanın her tarafına sağlayabilmek. Bunu hedefliyoruz. Adımlarımızı bunun için atıyoruz. Vegan ve lifli bir ürün olduğu için Avrupa'da çok rağbet görüyor.”
MİLLİ YİYECEĞE MİLLİ İÇEÇEK OLUR
“Türkiye'de çiğköfteyi çoğunluk lavaşla tercih ediyor. Karnımı doyurayım diye tercih ediyorlardır ancak salata olmazsa olmazdır. Yanında da en iyi ayran gider. Milli yiyeceğe milli içecek yakışıyor.”
KİTAP GİRİŞİMCİLER İÇİN YAZILDI
“100 milyonluk araba kitabı her şeyiyle Osman Yaşar'dır. Elbette bu kitabı kendimin ne olduğunu hatırlatmak için yazdırmadım. Hikayemden esinlenerek kendi başarılarının mimarı olmasını istediğim girişimciler için yazıldı bu kitap. Pasta büyük, hepimize yetecek kadar dilim var. Neden hepimiz aynı bolluktan faydalanmayalım ki. Gençlerin kitabımdan çok fayda göreceğine inanıyorum. Hangi süreçlerden geçtiğimi, motivasyonumu nasıl sağladığımı, kriz anlarını nasıl fırsata çevirdiğimi görmek onlara teşvik edici bir güç olacak. Genç girişimcilerin bizleri zorladığı, büyük başarılara imza attığı bir süreç hayal ediyorum. Gençliğini, hatta çocukluğunu yaşayamamış biri olarak, isterse tüm gençlerimizin de büyük başarılar elde edeceğine inancım tam.”
yazıyooooooor! yazıyor doğuş holding'in 2018 ekonomik krizinden nasıl etkilendiğini yazıyor....
TÜRKİYE'NİN önde gelen holdinglerinden Doğuş Holding bankalarla masaya oturdu ve borç yapılandırması istedi. Geçen aylarda da Yıldız Holding'in 10 banka ile masaya oturmuş 6 milyar dolar civarındaki borcunun yeniden yapılandırılması için Yapı Kredi'yi lider düzenleyici banka seçmişti.
Edinilen bilgiye göre Doğuş Holding de bankalarla görüşme talep etti ve “Ülker'e yaptığınızı bana da yapın” dedi. Doğuş Holding'in Kamuyu Aydınlatma Platformu'na gönderdiği 2017 yılı bilançosuna göre holdingin bankalara 23.5 milyar liralık borcu bulunuyor. Dünkü dolar kuruna göre yaklaşık 5.8 milyar dolarlık bir borç söz konusu. Yine yayımlanan bilançoya göre Doğuş Holding geçen yıl 2.8 milyar lira zarar etti. 2016 yılı zararı ise 2.0 milyar lira idi. Holding, geçen yıl Garanti Bankası'ndaki hisselererini İspanyol ortağı BBVA'ya 3.3 milyar liraya satmıştı.
Edinilen bilgiye göre Doğuş Holding'in bu yapılandırma talebi büyük ölçüde şirketlerinin zararları ve kur farkından kaynaklandı. Bir süredir bankacılık kulislerinde konuşulan 'yapılandırma talebi gelebilir' söylentilerinin gerçeğe dönüşmesi sonrasında şimdi, gözler bankaların bu talebe karşı nasıl bir yöntem izleyeceğine çevrildi.
Öte yandan daha önce Yıldız Holding de borç yapılandırması için başvurmuştu. Ardından Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker konuyla ilgili çalışanlarına gönderdiği mektupta söz konusu 6 milyar dolarlık kredi borcunun 1 milyar dolarlık kısmının yeniden yapılandırılması konusunda anlaşma sağlandığını belirtmişti. Yıldız Holding, bankalarla kredilerinin refinansmanı için görüşmeleri yürütmek üzere Yapı Kredi'yi lider düzenleyici banka seçmişti. Ardından Yapı Kredi ile mutabakat zaptı imzalamıştı. Yapı Kredi'den yapılan açıklamada, “Türkiye ekonomisini güçlü kılmayı ve Türk markalarını daima desteklemeyi hedefleyen Yapı Kredi olarak Yıldız Holding'in kredi kullanım stratejilerindeki değişiklik doğrultusunda düzenlenecek sendikasyon kredisi için 'Yetkilendirilmiş Lider Düzenleyici Banka' olarak seçilmiş bulunmaktayız. Kurulduğumuz 1944 yılından günümüze kadar olduğu gibi bundan sonra da ülkemiz ekonomisine değer katan tüm firmaları desteklemeye devam edeceğiz” ifadelerine yer verilmişti.
TÜRKİYE'NİN önde gelen holdinglerinden Doğuş Holding bankalarla masaya oturdu ve borç yapılandırması istedi. Geçen aylarda da Yıldız Holding'in 10 banka ile masaya oturmuş 6 milyar dolar civarındaki borcunun yeniden yapılandırılması için Yapı Kredi'yi lider düzenleyici banka seçmişti.
Edinilen bilgiye göre Doğuş Holding de bankalarla görüşme talep etti ve “Ülker'e yaptığınızı bana da yapın” dedi. Doğuş Holding'in Kamuyu Aydınlatma Platformu'na gönderdiği 2017 yılı bilançosuna göre holdingin bankalara 23.5 milyar liralık borcu bulunuyor. Dünkü dolar kuruna göre yaklaşık 5.8 milyar dolarlık bir borç söz konusu. Yine yayımlanan bilançoya göre Doğuş Holding geçen yıl 2.8 milyar lira zarar etti. 2016 yılı zararı ise 2.0 milyar lira idi. Holding, geçen yıl Garanti Bankası'ndaki hisselererini İspanyol ortağı BBVA'ya 3.3 milyar liraya satmıştı.
Edinilen bilgiye göre Doğuş Holding'in bu yapılandırma talebi büyük ölçüde şirketlerinin zararları ve kur farkından kaynaklandı. Bir süredir bankacılık kulislerinde konuşulan 'yapılandırma talebi gelebilir' söylentilerinin gerçeğe dönüşmesi sonrasında şimdi, gözler bankaların bu talebe karşı nasıl bir yöntem izleyeceğine çevrildi.
Öte yandan daha önce Yıldız Holding de borç yapılandırması için başvurmuştu. Ardından Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker konuyla ilgili çalışanlarına gönderdiği mektupta söz konusu 6 milyar dolarlık kredi borcunun 1 milyar dolarlık kısmının yeniden yapılandırılması konusunda anlaşma sağlandığını belirtmişti. Yıldız Holding, bankalarla kredilerinin refinansmanı için görüşmeleri yürütmek üzere Yapı Kredi'yi lider düzenleyici banka seçmişti. Ardından Yapı Kredi ile mutabakat zaptı imzalamıştı. Yapı Kredi'den yapılan açıklamada, “Türkiye ekonomisini güçlü kılmayı ve Türk markalarını daima desteklemeyi hedefleyen Yapı Kredi olarak Yıldız Holding'in kredi kullanım stratejilerindeki değişiklik doğrultusunda düzenlenecek sendikasyon kredisi için 'Yetkilendirilmiş Lider Düzenleyici Banka' olarak seçilmiş bulunmaktayız. Kurulduğumuz 1944 yılından günümüze kadar olduğu gibi bundan sonra da ülkemiz ekonomisine değer katan tüm firmaları desteklemeye devam edeceğiz” ifadelerine yer verilmişti.
yazıyooooooor! yazıyoooor hülya koçyiğit'in kemal kılıçdaroğlu'na verdiği ayarı yazıyor...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yakınlığı ile bilinen sinema sanatçısı Hülya Koçyiğit, bazı sanatçı ve sporcuların askerlere moral vermek amacıyla Hatay'a gitmesini eleştiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yanıt verdi.
Koçyiğit, "Sanata, sanatçısına bu denli kıymet veren, dünyaya adını duyurmuş bir liderin ardından, Atatürk'ün izinden gitmeye çalışan aynı partinin lideri Sayın Kılıçdaroğlu'nun ülkesinin sanatçıları için az bile söylediğini ifade ettiği sert, nahoş bu sözleri, partisinin kuruluşundan bugüne var olan paydasıyla örtüşmediğinin bir göstergesidir" dedi.
Koçyiğit, yaptığı yazılı açıklamada ikinci kez moral ziyaretine gittiğini ve ziyaretin ardından edilen hakaretlerden dolayı şaşırdığını belirterek, "Cumhuriyet Halk Partisi'nin ilk kurucusu, siyaset üstü olan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün değerli sözlerinden sadece bir tanesini paylaşmak isterim izninizle. 'Efendiler, siz hayatınızda mebus olabilirsiniz, vekil olabilirsiniz, hatta Reis-i Cumhur olabilirsiniz fakat hiçbir zaman sanatkar olamazsınız.' Sanata, sanatçısına bu denli kıymet veren, dünyaya adını duyurmuş bir liderin ardından, Atatürk'ün izinden gitmeye çalışan aynı partinin lideri Sayın Kılıçdaroğlu'nun ülkesinin sanatçıları için az bile söylediğini ifade ettiği sert, nahoş bu sözleri, partisinin kuruluşundan bugüne var olan paydasıyla örtüşmediğinin bir göstergesidir." ifadelerini kullandı.
Ülkesine yıllarını vermiş bir vatandaş ve duyarlı bir sanatçı olduğunu aktaran Koçyiğit, "Demokratik olmaktan sıkça bahsettiğimiz ancak bir o kadar da demokratlığa ters düştüğümüz şu zamanlarda biliyorum ki bu yazının ardından Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün adını nasıl olur da telaffuz ederim diye eleştiren, beni açıkça dile getirdiğim fikirlerimden ötürü, halkın seçtiği Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın bu ülke için yaptıklarını takdir ettiğim, fikirlerimi açıkça söylediğim için yandaş ilan eden, sırf kendisi ile aynı rengi seçmediğim için artık beni sevmediğini, hatta mümkünse son nefesimi vermemi istediklerini defalarca yazan, bu yorumları -yeni çağa ayak uydurursak- 'retweet' ve 'repost' eden binlerce kişi olacak." değerlendirmesinde bulundu.
"Hoşgörümüz nerede?"
Damadının Antalya'da ihaleler kaptığı Hülya Koçyiğit, çağın hızına yetişmeye çalışırken insani değerlerin unutulduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Elimizin altında bulunan klavye ile kime neyi nasıl söylemek istiyorsak öyle söylüyor, hatta çoğu kez duyduğumuz şeyi doğru olup olmadığını bilmeden paylaşıyor, çarpıtıyoruz. Sırf aynı paydada buluşulmadığı için ötekileştiriyoruz birilerini ve bunu kimi zaman edepsizce, empatiden yoksun, şiddet eğilimi içerisinde yapıyoruz. Peki hoşgörümüz nerede? Hayatımızı zenginleştirecek olan kaybolmaya yüz tutmuş değerler sadakat, güven, sorumluluk, sevgi, dürüstlük, şefkat, adalet, merhamet, yardımlaşma, cömertlik, fedakarlık, hesap verilebilirlik, uzlaşmacılık, saygı, vefa, alçak gönüllük, tolerans, helalleşme, empati, kibirsizlik. Kendi içimizde doğru olanı aramayı her daim sürdürmedikçe, iyi insan olabilmeyi gayemiz haline getirmedikçe bu duygulara hasretimiz kat be kat artacak. Milli birlik ve beraberliğimizi sağlayarak, sağduyu ile bunu koruyabileceğimiz günlerin hasreti içinde sözlerimi Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün bir başka değerli sözüyle bitirmek istiyorum. 'Dünyanın bize hürmet göstermesini istiyorsak evvela bizim kendi benliğimiz ve milliyetimize bu hürmeti hissen, fikren, fiilen bütün iş ve hareketlerimizle gösterebilmeliyiz. Bilelim ki milli benliğini bulamayan milletler başka milletlerin avıdır.'"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yakınlığı ile bilinen sinema sanatçısı Hülya Koçyiğit, bazı sanatçı ve sporcuların askerlere moral vermek amacıyla Hatay'a gitmesini eleştiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yanıt verdi.
Koçyiğit, "Sanata, sanatçısına bu denli kıymet veren, dünyaya adını duyurmuş bir liderin ardından, Atatürk'ün izinden gitmeye çalışan aynı partinin lideri Sayın Kılıçdaroğlu'nun ülkesinin sanatçıları için az bile söylediğini ifade ettiği sert, nahoş bu sözleri, partisinin kuruluşundan bugüne var olan paydasıyla örtüşmediğinin bir göstergesidir" dedi.
Koçyiğit, yaptığı yazılı açıklamada ikinci kez moral ziyaretine gittiğini ve ziyaretin ardından edilen hakaretlerden dolayı şaşırdığını belirterek, "Cumhuriyet Halk Partisi'nin ilk kurucusu, siyaset üstü olan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün değerli sözlerinden sadece bir tanesini paylaşmak isterim izninizle. 'Efendiler, siz hayatınızda mebus olabilirsiniz, vekil olabilirsiniz, hatta Reis-i Cumhur olabilirsiniz fakat hiçbir zaman sanatkar olamazsınız.' Sanata, sanatçısına bu denli kıymet veren, dünyaya adını duyurmuş bir liderin ardından, Atatürk'ün izinden gitmeye çalışan aynı partinin lideri Sayın Kılıçdaroğlu'nun ülkesinin sanatçıları için az bile söylediğini ifade ettiği sert, nahoş bu sözleri, partisinin kuruluşundan bugüne var olan paydasıyla örtüşmediğinin bir göstergesidir." ifadelerini kullandı.
Ülkesine yıllarını vermiş bir vatandaş ve duyarlı bir sanatçı olduğunu aktaran Koçyiğit, "Demokratik olmaktan sıkça bahsettiğimiz ancak bir o kadar da demokratlığa ters düştüğümüz şu zamanlarda biliyorum ki bu yazının ardından Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün adını nasıl olur da telaffuz ederim diye eleştiren, beni açıkça dile getirdiğim fikirlerimden ötürü, halkın seçtiği Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın bu ülke için yaptıklarını takdir ettiğim, fikirlerimi açıkça söylediğim için yandaş ilan eden, sırf kendisi ile aynı rengi seçmediğim için artık beni sevmediğini, hatta mümkünse son nefesimi vermemi istediklerini defalarca yazan, bu yorumları -yeni çağa ayak uydurursak- 'retweet' ve 'repost' eden binlerce kişi olacak." değerlendirmesinde bulundu.
"Hoşgörümüz nerede?"
Damadının Antalya'da ihaleler kaptığı Hülya Koçyiğit, çağın hızına yetişmeye çalışırken insani değerlerin unutulduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Elimizin altında bulunan klavye ile kime neyi nasıl söylemek istiyorsak öyle söylüyor, hatta çoğu kez duyduğumuz şeyi doğru olup olmadığını bilmeden paylaşıyor, çarpıtıyoruz. Sırf aynı paydada buluşulmadığı için ötekileştiriyoruz birilerini ve bunu kimi zaman edepsizce, empatiden yoksun, şiddet eğilimi içerisinde yapıyoruz. Peki hoşgörümüz nerede? Hayatımızı zenginleştirecek olan kaybolmaya yüz tutmuş değerler sadakat, güven, sorumluluk, sevgi, dürüstlük, şefkat, adalet, merhamet, yardımlaşma, cömertlik, fedakarlık, hesap verilebilirlik, uzlaşmacılık, saygı, vefa, alçak gönüllük, tolerans, helalleşme, empati, kibirsizlik. Kendi içimizde doğru olanı aramayı her daim sürdürmedikçe, iyi insan olabilmeyi gayemiz haline getirmedikçe bu duygulara hasretimiz kat be kat artacak. Milli birlik ve beraberliğimizi sağlayarak, sağduyu ile bunu koruyabileceğimiz günlerin hasreti içinde sözlerimi Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün bir başka değerli sözüyle bitirmek istiyorum. 'Dünyanın bize hürmet göstermesini istiyorsak evvela bizim kendi benliğimiz ve milliyetimize bu hürmeti hissen, fikren, fiilen bütün iş ve hareketlerimizle gösterebilmeliyiz. Bilelim ki milli benliğini bulamayan milletler başka milletlerin avıdır.'"
yazıyooooor!
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş , Adnan Oktar ve çok tartışılan TV yayınlarıyla ilgili soruya, “Bu kişi, Yahudilik, Masonluk kitabını hazırlayanların başında idi. Bundan ceza aldı. Atatürk'e hakaretten ceza aldı. Sanıyorum akli dengesi bozulmuş. Dengesi bozulmuş bir insanın söylediklerinin doğru olmadığını anlatıyoruz ama o televizyonu kapatma yetkisi Diyanet İşleri Başkanlığı'nda değil. Yetkisi olanların kapatması lazım." dedi.
"Adnan Oktar'ın akli dengesi bozulmuş"
PROF. Erbaş, Adnan Oktar ve çok tartışılan TV yayınlarıyla ilgili soruya şu yanıtı verdi: “Bu kişi, Yahudilik, Masonluk kitabını hazırlayanların başında idi. Bundan ceza aldı. Atatürk'e hakaretten ceza aldı. Sanıyorum akli dengesi bozulmuş. Dengesi bozulmuş bir insanın söylediklerinin doğru olmadığını anlatıyoruz ama o televizyonu kapatma yetkisi Diyanet İşleri Başkanlığı'nda değil. Yetkisi olanların kapatması lazım.”
kaynağımız
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş , Adnan Oktar ve çok tartışılan TV yayınlarıyla ilgili soruya, “Bu kişi, Yahudilik, Masonluk kitabını hazırlayanların başında idi. Bundan ceza aldı. Atatürk'e hakaretten ceza aldı. Sanıyorum akli dengesi bozulmuş. Dengesi bozulmuş bir insanın söylediklerinin doğru olmadığını anlatıyoruz ama o televizyonu kapatma yetkisi Diyanet İşleri Başkanlığı'nda değil. Yetkisi olanların kapatması lazım." dedi.
"Adnan Oktar'ın akli dengesi bozulmuş"
PROF. Erbaş, Adnan Oktar ve çok tartışılan TV yayınlarıyla ilgili soruya şu yanıtı verdi: “Bu kişi, Yahudilik, Masonluk kitabını hazırlayanların başında idi. Bundan ceza aldı. Atatürk'e hakaretten ceza aldı. Sanıyorum akli dengesi bozulmuş. Dengesi bozulmuş bir insanın söylediklerinin doğru olmadığını anlatıyoruz ama o televizyonu kapatma yetkisi Diyanet İşleri Başkanlığı'nda değil. Yetkisi olanların kapatması lazım.”
kaynağımız
yazıyooooooor! adnan oktar'ın diyanet işlerine cevabını yazıyor.
A9 kanalında yaptığı programla tartışılan Adnan Oktar, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın kendisine yönelik olarak kullandığı "Tamamen akli dengesi bozulmuş" ifadesine tepki gösterdi. Oktar, Erbaş için "Kerhanelerden, kumarhanelerden, içki fabrikalardan alınan paralarla, vergilerle maaşlarınız ödeniyor. Bir kere bunlar hakkında açıklama yaptınız mı, bunlara sesinizi çıkarttınız mı? Gıkın çıkmıyor hoca efendi" dedi.
detaylar
A9 kanalında yaptığı programla tartışılan Adnan Oktar, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın kendisine yönelik olarak kullandığı "Tamamen akli dengesi bozulmuş" ifadesine tepki gösterdi. Oktar, Erbaş için "Kerhanelerden, kumarhanelerden, içki fabrikalardan alınan paralarla, vergilerle maaşlarınız ödeniyor. Bir kere bunlar hakkında açıklama yaptınız mı, bunlara sesinizi çıkarttınız mı? Gıkın çıkmıyor hoca efendi" dedi.
detaylar
yazıyooooor! ekşi sözlük yazarlarının boykutunu yazıyor.
Tuncay Özilhan'ın açıklamalarından sonra Ekşi Sözlük'te bira boykotu başlatıldı. Yazarlar Anadolu Grubu'nun tüm biralarını listeleyerek boykot çağrısı yaptı!
DUVAR – Türkiye'nin en ünlü bira markalarından Efes Pilsen'i bünyesinde bulunduran Anadolu Grubu'nun Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan'ın evde bira yapımı ile ilgili açıklamaları sonrası Ekşi Sözlük'te boykot başlatıldı.
Sözlük yazarları yurt içi bira satışlarını evde bira üretimine bağlayan ve yetkililerle 'durumu görüştüğünü' söyleyen Özilhan'a karşı, “Kayıp öyle değil böyle olur” diyerek boykot uygulayacaklarına dair paylaşımlar yaptı. Sosyal medyada da #boykotefespilsen etiketi ile kampanyalarını duyuran Ekşi Sözlük'çüler, yerli ve yabancı tüm Anadolu Grubu biralarının da listelesini yayınladı.
detaylar
Tuncay Özilhan'ın açıklamalarından sonra Ekşi Sözlük'te bira boykotu başlatıldı. Yazarlar Anadolu Grubu'nun tüm biralarını listeleyerek boykot çağrısı yaptı!
DUVAR – Türkiye'nin en ünlü bira markalarından Efes Pilsen'i bünyesinde bulunduran Anadolu Grubu'nun Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan'ın evde bira yapımı ile ilgili açıklamaları sonrası Ekşi Sözlük'te boykot başlatıldı.
Sözlük yazarları yurt içi bira satışlarını evde bira üretimine bağlayan ve yetkililerle 'durumu görüştüğünü' söyleyen Özilhan'a karşı, “Kayıp öyle değil böyle olur” diyerek boykot uygulayacaklarına dair paylaşımlar yaptı. Sosyal medyada da #boykotefespilsen etiketi ile kampanyalarını duyuran Ekşi Sözlük'çüler, yerli ve yabancı tüm Anadolu Grubu biralarının da listelesini yayınladı.
detaylar
Yazıyooor! Darpçıların kan donduran ifadelerini yazıyooor!
Adana'da işitme engelli genci darp eden yaratıklar ifadelerinde yaptıklarından pişman olmak yerine kendilerince kulp takmaya çalıştılar. Saldırganlardan biri alkollü oluşunu gerekçe gösterirken bir diğeri gencin işitme engelli olduğunu anlatmaya çalışırken kullandığı hareketleri "Bize el kol hareketi yaptı." şeklinde yorumlayarak saldırısı için bunu gerekçe gösterebildi. En pişkince ifade ise diğer saldırgandan geldi: "Vurduklarımın çoğu denk gelmedi."
Birilerine sadece yaptıkları işimize gelmediği için zarar verme piyasası komple indirime girdi, artık hadsiz olmak çok daha kolay.
Adana'da işitme engelli genci darp eden yaratıklar ifadelerinde yaptıklarından pişman olmak yerine kendilerince kulp takmaya çalıştılar. Saldırganlardan biri alkollü oluşunu gerekçe gösterirken bir diğeri gencin işitme engelli olduğunu anlatmaya çalışırken kullandığı hareketleri "Bize el kol hareketi yaptı." şeklinde yorumlayarak saldırısı için bunu gerekçe gösterebildi. En pişkince ifade ise diğer saldırgandan geldi: "Vurduklarımın çoğu denk gelmedi."
Birilerine sadece yaptıkları işimize gelmediği için zarar verme piyasası komple indirime girdi, artık hadsiz olmak çok daha kolay.
Yazıyooor! Cumhurbaşkanı erdoğan'ın son incisini yazıyooor!
Recep Tayyip Erdoğan'ın Kazan Soda Elektrik Üretim AŞ tesislerinin açılışında yaptığı konuşmada sarf ettiği cümle. Erdoğan konuşmasında, "Şimdi kıçı kirli bazıları Suriye'de kalkıp bize tehdit sallıyor. Türkiye'yi kendi kabuğuna çekmek istiyor. Kusura bakmasınlar. PYD'ymiş, YPG'ymiş, DEAŞ'mış, topunuz gelin, ne olursanız olun tepenize ineceğiz" dedi.
Üslup, ne anlatıldığından daha büyük önem taşıyor bazen. Ve bu olay, tam da o bazenlerden biri.
Recep Tayyip Erdoğan'ın Kazan Soda Elektrik Üretim AŞ tesislerinin açılışında yaptığı konuşmada sarf ettiği cümle. Erdoğan konuşmasında, "Şimdi kıçı kirli bazıları Suriye'de kalkıp bize tehdit sallıyor. Türkiye'yi kendi kabuğuna çekmek istiyor. Kusura bakmasınlar. PYD'ymiş, YPG'ymiş, DEAŞ'mış, topunuz gelin, ne olursanız olun tepenize ineceğiz" dedi.
Üslup, ne anlatıldığından daha büyük önem taşıyor bazen. Ve bu olay, tam da o bazenlerden biri.
Yazıyooor! TBMM'nin 2018 ajandasından çıkarılan millî bayramları yazıyooor!
CHP Edirne Milletvekili Erdin Bircan'ın soru önergesiyle gündeme taşıdığı rezalettir. Bircan önergede, “TBMM'nin hazırlattığı 2018 ajandalarında, TBMM TV'nin kuruluşu için bile fotoğraf kullanılırken, 29 Ekim, 10 Kasım, 19 Mayıs ve 30 Ağustos ile ilgili özel sayfalar hangi gerekçelerle yer almamıştır? Geçen sene de resmi bayramlara özel sayfalar ayırmayan TBMM ajandası için kamuoyunun yoğun tepkisine rağmen yine aynı hata neden tekrarlanmıştır?” diye sordu.
Yapılmak istenen belli, bu amaç doğrultusunda uygulanan politika belli. İnadına direneceğiz.
CHP Edirne Milletvekili Erdin Bircan'ın soru önergesiyle gündeme taşıdığı rezalettir. Bircan önergede, “TBMM'nin hazırlattığı 2018 ajandalarında, TBMM TV'nin kuruluşu için bile fotoğraf kullanılırken, 29 Ekim, 10 Kasım, 19 Mayıs ve 30 Ağustos ile ilgili özel sayfalar hangi gerekçelerle yer almamıştır? Geçen sene de resmi bayramlara özel sayfalar ayırmayan TBMM ajandası için kamuoyunun yoğun tepkisine rağmen yine aynı hata neden tekrarlanmıştır?” diye sordu.
Yapılmak istenen belli, bu amaç doğrultusunda uygulanan politika belli. İnadına direneceğiz.
Yazıyooor! Mizahın ayaklar altında ezilişini yazıyooor!
Mizahtan ne anladıkları meçhul, abuk sabuk bir facebook sayfası. Akıllarınca seviyesiz din düşmanlığı mizahıyla yandaş topluyorlar. Millet de kek, koşturuyor bunların peşinden.
Pis satayistler.
Mizahtan ne anladıkları meçhul, abuk sabuk bir facebook sayfası. Akıllarınca seviyesiz din düşmanlığı mizahıyla yandaş topluyorlar. Millet de kek, koşturuyor bunların peşinden.
Pis satayistler.
Yazıyooor! İstanbul İstinye Park'ta açılan yataklı sinema salonunu yazıyooor!
İstanbul'un lüks alışveriş merkezlerinden olan İstinye Park'ta yeni açılan sinema salonu. Mars Cinema Group'u 800 milyon dolara bünyesine katan Güney Kore'nin sinema salonları devi CJ CGV, ilk çalışmasını Güney Kore'de yaygın olan yataklı sinema salonu konseptini İstanbul'a getirerek yaptı.
zenginsozluk.com/foto
En arka yatakların yurdumun hangi evsiz insanları tarafından rezerve edileceğini hepimiz tahmin ediyor ve kendilerine hep bir ağızdan "Get a room" demek istiyoruz.
İstanbul'un lüks alışveriş merkezlerinden olan İstinye Park'ta yeni açılan sinema salonu. Mars Cinema Group'u 800 milyon dolara bünyesine katan Güney Kore'nin sinema salonları devi CJ CGV, ilk çalışmasını Güney Kore'de yaygın olan yataklı sinema salonu konseptini İstanbul'a getirerek yaptı.
zenginsozluk.com/foto
En arka yatakların yurdumun hangi evsiz insanları tarafından rezerve edileceğini hepimiz tahmin ediyor ve kendilerine hep bir ağızdan "Get a room" demek istiyoruz.
Yazıyooor! Yeni doğan bebeğinin adını bitcoin koyan babayı yazıyooor!
Rusya'nın Kırım bölgesinde düzelen maddi durumunu borçlu olduğu bitcoin'in adını yeni doğan bebeğine veren 31 yaşındaki baba. Babamız, kripto para endüstrisine teşekkür etmek için çocuğuna bu ismi koyduğunu belirtmiş.
"Çift, eğer bir kız çocukları olursa ona da bir diğer kripto para birimi olan Dash'in isminden yola çıkarak Ukrayna'da yaygın bir isim olan Dasha adını vereceklerini söyledi. Çiftin bir sonraki çocukları erkek olursa, tercih edecekleri isim ise Bitcoin'in gizemli yaratıcısı Satoshi olacak."
Umuyoruz akıl - fikir borsası da önümüzdeki günlerde revaçta olur da insanlar sermayeyi biraz da ona yatırırlar.
Rusya'nın Kırım bölgesinde düzelen maddi durumunu borçlu olduğu bitcoin'in adını yeni doğan bebeğine veren 31 yaşındaki baba. Babamız, kripto para endüstrisine teşekkür etmek için çocuğuna bu ismi koyduğunu belirtmiş.
"Çift, eğer bir kız çocukları olursa ona da bir diğer kripto para birimi olan Dash'in isminden yola çıkarak Ukrayna'da yaygın bir isim olan Dasha adını vereceklerini söyledi. Çiftin bir sonraki çocukları erkek olursa, tercih edecekleri isim ise Bitcoin'in gizemli yaratıcısı Satoshi olacak."
Umuyoruz akıl - fikir borsası da önümüzdeki günlerde revaçta olur da insanlar sermayeyi biraz da ona yatırırlar.