afet bölgelerinde ve riskli üretim alanlarında yer alan insanlarn, yapıların ve sistemlerin, potansiyel kayıp tehdidi altında bulunması.
Doğada yetişen ve yapısında toksik madde içeren mantarların taze, dondurulmuş, kurutulmuş veya konserve olarak çiğ ya da pişirilerek yenmesi sonucunda oluşan zehirlenme.
Bir depremde ivme kayıt cihazları tarafından ölçülen veya matematik modeller kullanılarak hesaplanan yer hareketi ivmesinin en büyük genlikli değeri.
Bir afet nedeniyle kendi imkânlarıyla bulunduğu yerden çıkamama durumu.
Bir coğrafi alanda,belirli yetkilerle kamu haizmeti faaliyetinde bulunan il özel idaresi, büyükşehir belediyesi, belediye, köy muhtarlığı ile bunların kurdukları veya üye oldukları birlik veya idareler.
Afet riskleri ve bu risklere karşı alınabilecek önlemler konusunda bilgilendirilmiş, afetlere duyarlılığı ve bilinç düzeyi artırılmış, gerekli eğitim ve ekipmanla donatılmış, profesyonel ekipler gelene kadar ilk saatlerde müdahale için imkân ve kabiliyeti güçlenmiş vatandaşlardan oluşan organize olan grup.
Seçimle iş başına gelen muhtar ve ihtiyar heyeti tarafından yönetilen en küçük yerleşme birimi.
Maden ocağında madenlerin aranması, çıkarılması, işlenmesi, işleme tabi tutulması, biriktirilmesi sırasında ve sonrasında veya atıklarından kaynaklı meydana gelen kaza.
Afet anında kullanılabilecek kaynak ve stoklarla diğer ihtiyaç maddelerinin temini, afet bölgesine nakli ile oradaki yardım faaliyetlerinin devamlılığını sağlamayı amaçlayan, afet öncesi hazırlıklar içinde yapılan planlama çalışması.
Lojistik ile ilgili tüm çalışmaların bir bütünlük içinde ve aksamadan devam etmesi amacıyla oluşturulan faaliyet.
İhtiyaçları karşılamak üzere her tür ürün, hizmet ve bilginin kaynağından itibaren tüketileceği son noktaya kadar tedarik zinciri içindeki hareketine verilen genel ad.
Yerkürenin dış kısmını oluşturan ve levha veya plaka adı verilen büyük kütlelerin daha içeride yer alan manto tabakası üzerinde hareketini ve bu hareketlerin sonuçlarını inceleyen bilim dalı. Gözlemle ispatlanmış bulunan bu teoriye göre, yer kabuğunun üst manto kısmında belirli sayıda ve birbirine göre hareket hâlinde rijit (sert, katı) levhalar bulunmakta, bu plakaların sınırlarında da genellikle çok şiddetli depremler meydana gelmektedir.
İnsan kaynaklı faaliyetlerin neden olduğu küresel ısınmanın iklim üzerindeki etkilerine karşı uluslararası alanda atılan ilk ve en önemli adım olan, 1992'de Rio de Janeiro'da düzenlenen Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı'nda imzaya açılan, 1994'te yürürlüğe giren BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ni (BMİDÇS - United Nations Framework Convention on Climate Change) güçlendirmek üzere hazırlanan uluslararası anlaşma. 1997'de imzalanan protokol, 2005'te yürürlüğe girebilmiştir. Kyoto Protokolündeki amaç, “atmosferdeki sera gazı yoğunluğunun, iklime tehlikeli etki yapmayacak seviyelerde dengede kalmasını sağlamak”tır. Özellikle sanayileşmiş ülkelere bağlayıcı sera gazı salımında sınırlama ve azaltma yükümlülükleri getirmiştir. Kyoto Protokolü'nün süresi 2020'ye kadar uzatılmış olup, uygulamadaki sorun ve güçlükler dikkate alınarak, tüm ülkeleri kapsayan ve daha geniş çaplı bir anlaşmanın hazırlanmasına yönelik çalışmalar yapılmaktadır.
Zemin veya kaya kütlelerinin yerçekiminin etkisiyle yamaçlardan aşağıya doğru yavaş veya hızlı bir şekilde kütlesel olarak yer değiştirme olayı.
Özellikle fosil yakıtların yakılması, ormansızlaşma ve sanayi süreçleri gibi çeşitli insan faaliyetleri ile atmosfere salınan sera gazlarının atmosferdeki birikimlerindeki hızlı artışa bağlı olarak oluşan, şehirleşmenin de etkisiyle doğal sera etkisinin kuvvetlenmesi sonucunda yeryüzündeki ve atmosferin alt bölümlerinde sıcaklık artması.
Kültürel farklılıklarına değer yüklemeksizin, afetlerden ve acil durumlardan etkilenenlere onların toplumsal değerlerini ve normlarını göz önünde bulundurarak hizmet sunma anlayışı.
Tıptaki adı “H5N1” olan virüsün, insanlara da geçmesi ve göçmen kuşlarla taşınarak küresel bir tehlike hâline gelmesi durumu. “H5N1” virüsünün etkilediği kanatlı kümes hayvanlarıyla temas veya etlerinin iyice pişirilmeden yenilmesiyle insanlara bulaşmaktadır.
Afet ve acil durumlarda yaralı olan ya da hayati tehlikesi bulunan, kendi başına kurtulamayan afetzede veya kazazedenin bulunduğu yerden güvenli bir yere alınması.
Uzun dönemli meteorolojik gözlem ve kayıtlar esas alınarak aşırı yağışlı ve aşırı kurak dönemleri aylar veya yıllar şeklinde gösteren cetvel.
Hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin çok üzerine çıkması ve yıllık yağış ortalamalarının ise mevsim normallerinin altına düşmesinin sebep olduğu doğa kaynaklı afet. Meteorolojik açıdan, yağışların mevsim ortalama değerlerin % 80' in altına indiği geçici dönemler olarak tanımlanmaktadır. Hidrolojik açıdan ise, barajlar, göller, göletler ve yeraltı su seviyesinin uzun süreli yıllık ortalamalarının altına indiği geçici dönemdir. Tarımsal açıdan ise, insan ve diğer canlıların ihtiyacı olan su ve nemin yeterli ölçüde bulunamadığı dönemlerdir.
Bir yapıda kat mülkiyeti bulunanların, ortak malik sıfatıyla paydaşı oldukları yapıdaki genel yerler üzerindeki faydalanma hakkı.
Kriz hâli şartları süresince uygulanan, durumu normale döndürmeyi amaçlayan geçici bir yönetim biçimi. Afet yönetiminden farkı, sürekliliğinin olmaması, belirli bir zamanla sınırlı bulunması, krizi gerektiren olay ve nedenler kalktığında sona ermesidir.
Normal düzeni bozan, toplum için olumsuz sonuçlar doğurma olasılığı bulunan fiziksel, sosyal, ekonomik ve politik olayların ortaya çıkması hâli. Normal sistemi ve toplumun temel değerlerini önemli ölçüde tehdit eden, zaman baskısı ve stres altında önemli kararlar almayı gerektiren durumları kapsamaktadır. Mevzuatımızda ise, “devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü ile millî hedef ve menfaatlere yönelik hasmane tutum ve davranışların, Anayasa ile kurulan hür ve demokratik düzeni veya hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik şiddet hareketlerinin, tabii afetlerin, tehlikeli salgın hastalıkların, büyük yangınların, radyasyon ve hava kirliliği gibi önemli nitelikteki kimyasal ve teknolojik olayların, ağır ekonomik bunalımların, iltica ve büyük nüfus hareketlerinin ayrı ve birlikte ortaya çıktığı hâller” olarak tanımlanmaktadır.
Alışılagelen ve acil durum gerektiren olağanüstü durumlarda toplumun ihtiyaçlarını sürdürmesi için gerekli olan birincil öneme sahip yapı, teknik yapı ve sistem. Bir afet sonrasında can ve mal kaybının azaltılması açısından kullanılması elzem olan önem katsayısı yüksek yapılardır.
İşlevlerini kısmen veya tamamen yerine getir(e)mediğinde toplumsal düzenin sürdürülebilirliğinin veya kamu hizmetlerinin sunumunun olumsuz etkileneceği, ulaşım, haberleşme, enerji, su finans gibi sektörleri kapsayan ağ, varlık, sistem ve yapılar bütünü.