miyesmikcih

dünya ekonomisinde kesinlikle soğuk bir rüzgar var. ama fırtına mı, kasırga mı bilinmez.
fransız vatandaşı bir yakınımızla bugün yaptığımız görüşmede, fransa ekonomisinin hatırı sayılı bir krizden söz etti. fransa'nın açığı milyar dolarlarla ifade ediliyor diyor arkadaş, ingiltere, almanya da öyle. dünya devi abd'nin borçları, bu ülkeleri katlayarak geri bırakıyor.
dünya teknolojiye doydu. emperyalistler suya, gıdaya göz diktiler.
kısacası arap savaşları yeterli değil, daha büyük savaşlar bekliyor mavi gezegeni.

kıyamet habercisi.
kitapta yeri var diyorlar.

komünizme dolaylı geçiş.
bu girişimde chp bulunsaydı çoktan alanlarda "komünizm provası yapıyorlar" diye topa tutulur, malum güruh hülooogg çekerdi.
tanzim satışlar derken solhoz ve kolhozlar, kooperatifler. aracılar ve tefecilerin ortadan kaldırılması insanın yüzüne kocaman bir tebessüm yayıyor.
pim'de (pahalılık ve işsizlikle mücadele) yapamadığımızı reis yapacak.
putin, maduro derken, "körle yatan şaşı kalkar" durumu mu gerçekleşiyor dersiniz.
bu kış çıkmadan komünizm gelir. olmazsa önümüzdeki kış. celal bayar mezarında ters dönecek.

belli sınıfların, belli bilgileri bilmemeleri gerektiğini savunan görüş.
bu terim 1789 fransız devrimiyle yayılan düşüncelere karşı koyanların tutumunu adlandırmak için kullanılmış.

sezgicilik.
dr. hikmet kıvılcımlı'nın tabiriyle "göçen sermaye dervişliği."
doktor bu eserinde fransız düşünürü henri bergson' un fikirlerinin dorukta olduğu dönemde bergsonizm'le hesaplaşmasından dem vuruyor.
emperyalist avrupa'da yetişmiş ve emperyalizmin sözcülüğünü yapan bergson'a karşı, dünya halklarının ve işçi sınıfının sözcülüğünü yaparak savaştığını yazıyor.
dr. hikmet'in dili bazıları için çok zor olsa da ilginç bir kitap.
bergsonizmin türkiye'ye nasıl girdiğini gayet net anlatıyor.


zenginsozluk.com/fotoa

bu cümleyi kuranların mayası bozuktur.

hiç hevesli olmadığımız halde buraya geliş nedenimiz.

adam yaşadığı ülkenin memleketi olduğundan bi haber.
istanbul, ankara, izmir, bursa, adana, antalya gibi metropollerde yaşayan göçerlerin birbirlerine sorma şekilleri.
memleket nire?
çekya
yakutistan
izlanda vs. vs.
şehir veya köy memleket değildir.
çorum
muş
yozgat
memleket değil, türkiye devletinde şehir.
cumhuriyeti kaldırdıkları için devlet dedim.

akp'li bangır bangır bağırıyor: "hırsız bizim hırsızımız" diye.
saadet partisinin sülün osman reklamından rahatsız olarak ekrandan kaldıranlar ; sülün osman hırsız değil, dolandırıcı idi. keriz gördüğüne galata köprüsünü de beyazıt kulesini de sarardı. iktidar ile karşılaştıramayız bile. ne zarrab, ne ayakkabı kutuları adamın öyle bir ahlaksızlığı yok. kolay yoldan zengin olmak isteyen anadolu kurnazlarının gözlerinin açılmasını sağlamış.
adam milletin a.... na koyacağım da dememiş.
her bir haltı yiyeceksin, reklamdan rahatsız olacaksın.
yemezler.

ne iğrenç bir tanımlama, hevesli.
tamam vazgeçtim diyesim var. ne demek hevesli?
üstte rübab-ı şikeste ne güzel yazmış "heves edip gelmedim" diye.
hepimizin belli yerlerde halen yazıyor olabilir, belki de yaşınızdan fazla yazmışlığı vardır.
buraya lütfen geldik.
sahi, hevesli ne yahu.

devşirme osmanlı'nın türkler için kullandığı söz.
"etrak-i idrak türk"
açıklaması : akılsız türk.

dolaşırken rıza zelyut'un köşe yazısı düştü torbaya.
daha neler var neler. bir başka entry' de paylaşırız.

arabesk türkücülerin çoğu bu zihniyete sahip, yetersiz mahluklar. orhan gencebay, ferdi tayfur, ibrahim tatlıses mustafa topaloğlu. diğer yandan medya maymunu acun ılıcalı, işadamı ali ağaoğlu bu rezilliğin öncüleri.

mezurayla mı ölüyorlar büyüklüğünü diye merak ettiğim olay.
yeni kimlikler çıkarken ısrarla soruyorlar islam mı yazalım diye soruyorlar. ateist olduğunu söyleyenler acaba ne yazdırıyor ve ölenler hangi mezarlığa gömülüyor.
ahkam kestiğimi benim din hanemde ne yazıdığını soranları duyar gibiyim.

nefret etmek için değil, sevmek için yaratıldım.
sophokles
(antigone)
günaydın.

tenine, etine dokunarak yapılan temas. fiziksel temas derken çok dikkatli olun. insan kime sürtündüm diye merak ediyor.
temas yahu, hem de canlı canlı fiziksel.

60 yaşında saçlarını kırmızıya boyatan kadın tanıyorum. yeşil ve maviye boyatan genç kızlar.
sinema ve tiyatro sanatçısı serra yılmaz (serrafina tigrul) her renge boyar o istisnadır.

bu durum bana hanedanlığı hatırlatıyor. recep tayyip erdoğan'dan sonra bilal oğlan. tabi türkiye cumhuriyeti diye bir şey kalırsa.

sanki kemal tahir'in namusçular romanından bir bölüm okuyorum.
ne günlere döndük, geriye doğru adeta sprint atıyoruz. emin olun bu meczup'un sözlerine inanacak sapık, cahil huri hayalcileri vardır.
erbakan da msp'yi kurduğunda amblemi cennetin anahtarıydı ve cenneten yer parselliyordu.
bir de papa X. lui cenneti parsel parsel satıyorfu 1.000 lü yıllarda. martin luter bu oyunu bozmuştu.
bu yüzyılda hala bu meczubu dinleyen varsa terzi yamağı barbaros şansal'ın olay yaratan sözünü buraya bırakıyorum. b..... b.... türkiyem.

attila ilhan ülkenin en iyi şairlerinden olması yanında en iyi romancılarındandır da.
fena halde leman, demokrat parti zamanında bir bürokratın ve karısının ilginç yaşamından kesitler sunan gerçekten ağır bir roman. muhafazakar arkadaşların evlerinde bulundurmamasu daha iyi. kitabın devamı niteliğinde ise "haco hanım vay" da bir o kadar ilginç. ilk gençliğimin kitapları. bir yandan tolstoy diğer yandan ilhan.
işte öyle bir gençlik.

sınıf değil sermaye yanlısı sendikalar. sermayenin ve abd'nin koruması altındadırlar.
türk-iş'pastasıında en büyük dilimi merinosta tekstil işçisi şevket yılmaz götürmüştür. ilkokul mezunu olan başkanın gidişi hiç hoş olmadı. toprağı bol olsun.
türk metal' in de, türk sağlık sen'in başkanları da hükumet ve işveren yanlısıdır. dinci iktidarlar gelince bu pastanın büyük dilimini onlar kaşıkladı. çatal kullanmayı beceremezler.
sınıf bilincinden yoksun işçi de bunlara oy veriyor maalesef.

erkeklerde duygu yok mu?
erkekler öyle ağlar ki katıla katıla, anıra anıra ağlar.

sadri alışık'ın sesi yüreğine dokunuyor insanın. ben genelde siyah beyaz filmlerde sessizce gözyaşı dökerim.
bana en çok tesir eden film kramer kramer'e karşıdır.
belki yaşamıdan bir kesit gibi.

kızma turuncu arkadaş, çomar gayet yerinde bir söylem. sahibine sıkı sıkı bağlı köpek yani. kangaldan da güçlü anadolu çoban köpeği. diğer adı da akbaş.
akbaş daha keskin çağrışım yapacağı için çomar iyidir. sahibine düşkün.

ne ülkede yaşıyoruz, tam bir tulüat tiyayrosu. "rüşvetin belgesi mi olur ulan pezevenk" özlü sözünden sonra, malum kişilere milyon dolarlık saatler, desteyle dolarları belgeli rüşvet olarak dağıtan ve "garsonun ve pezevengin parasını peşin ödeyeceksin" diyen türkiye'nin bütçesinin % 15 ini ben kapatıyorum diyen, arabeskçi eşini mahkumken bile hamile bırakan reza zarrab geliverdi birden.
pezevenklerin parasını devletten çalarak ödeyen büyük (!) adamlar ülkesi.

grip, bronşit ve zatürreye yakakanmak için ideal havalar. çok dikkatli olmalı hele hele o aşağılık hastalığı ben atlattım diyenler çok çok dikkat etsin. şıp diye kapıverir bünye o virüsü. mümkünse sokağa, avm'lere çıkmasınlar.