miyesmikcih

benim tanıdığım eski bononti'de çok vardı son ütücü. hatta regulacı da vardı, makastar da.
şaka bir yana küçük abim londraya ütücü olarak gitti cassinocu olarak işini idame ettirdi.

eskiler yani 1330 tevellütlüler saat cebi, bir sonraki nesil bozuk para cebi, şimdiki nesili bilmiyorum. zaten asgari ücretin yarısı kadar para döktüğüm lewi's 501 i dahi likralı yapmış kör olasıca yahudiler. pantolon kot özelliğini yitirmiş, dandik mavi'ye benzemiş.
ister saat cebi, ister para, isterse de çakmak cebi umrumda bile değil.nerde o londra'dan abilerimin getirdiği wragner, super rifle'lar.
önce ekmekler bozuldu, pantolonun lafı mı olur.
benimki iş güzarlık işte.

kesinlikle oruç bozulmuştur, sadece gol yemekten değil, deplasmanda yediğin küfürler de orucu bozar.
seferisin kardeşim, er kenan evren kadar da mı basmıyor.

daha kar düşmediği için evsizler toplanmadı, hala sokak köpekleriyle birlikte yaşıyorlar.
kışın en güzel yanı sokak insanlarının bir araya toplanıp sıcak çorba içebilmeleri.

yine mi soma?
hala önlem alınmadıysa yuh olsun.
maden cengiz işletmelerine ait ise gırtlağınızı yırtsanız işletme yırtar.

japon ya da kore'li olabilir.

erkan tan denen yaratıkmış, ciddiye almaya gelmez.
ben de insan sanmıştım.

öyle bildiriyor birgün gazetesi.
mısır'da fransa'daki direnişin simgesi olan sarı yeleklerin satışı yasaklanmış.
associadet press muhabirinin sarı yelek satan dükkan sahipleriyle röportajında "sarı yelek satışlarının polis marifetiyle yasaklandığını söylemişler.
diktatörler korkuyor, bizim sarayın yancısı da sarı yelekler hakkında fena konuşmuş. artık neden korkuyorsa. ana yok avrat yok, çoluk yok çombalak yok.
bu ülkede olay çıkarsa sorumlusu önce kral sonra soytarısıdır.

gary kasparov'dan önce sovyetler birliğinde at koşturan efsane satranç ustası.
kasparov gorbaçev'in glastnost perestroika yanlısı, karpov ise sovyet yanlısı.
karpov dönemin en şaşaalı yıllarının değişmez satranç ustası dünya şampiyonuydu.
kasparov'un unvanı pek sürmedi, adını hatırlayan bile kalmadı.
bence karpov.

mirsia antik kenti daha önce kipa'nın denedeği, ancak demokrat unsurların ve mudanya belediye başkanının direnişiyle yargıya düşen bu karar yürütmenin durdurulmasıyla özdilek marketler grubu bu tarihin yeraltına gönderilmesini büyükşehir belediye başkanı ve nilüfer belediye başkanı mustafa bozbey'in katılımıyla ve içine ederek marketin dibine gömdüler.
bir yanda mudanya chp'li belediye başkanı hayri türkyılmaz ve odaların muhalefeti, diğer yanda akp'li büyükşehir belediye başkanı alinur aktaş ve diğer yanda nilüfer'in chp'li belediye başkanı mustafa bozbey.
seçim günü mutlaka hesabı sorulacaktır.

trakların ülkesi. kuzey egeden marmaraya, oradan makedonya ve yunanistan'a uzanan bölge.
bize kalsa sadece rakı ve tekirdağ.
bir de hüsmen aga.

kabala
orijinali tabi.
çakmaları gahl'den okuyoruz zaten.
sefirotları anlayacağım yaşam ağacı.

swinger mi diyorlar ne?
işte ondan.

tanrıya : bu ben miyim?
havvaya : naapçez şinci?
yılan adem havvaya : elmayı yediniz. (ayvayı manasına)

babayı anladık içerde gösterirler babayı da.. anne nasıl tecavüz ediyor evlatlarına?
kocasına yardım ve yataklık mı etmiş, tecavüz mü?
tecavüz etmişse nasıl etmiş?
bazı yörelerde ensest gizleniyor, çok dikkatli olunması gerek.
bu konuda çocukları bilgilendirmek için dersler verilmeli diyeceğim ama, evde canından can anne baba bu işi beceriyor okuldaki maaşlı öğretmene nasıl güvenebiliriz?
ensar ve sair yurt ve okullarında olanları gazetelerde, televizyonlarda, internette görüp okuyoruz.
memleketin ve insanların çivisi çıkmış.

gayet normal.
hastanelere imam atanıyor da, kerhaneler kusur mu kalsın.
kerhananeci bunlar.

bir zamanlar kurnazlar boş viski şişelerini toplayıp, soğan kabuğunu kaynatarak alkolle karıştırır ve su takviyesiyle gece kulüplerine pavyonlara satardı.
demek ki üniversiteler soğan kabuğundan çay işine el atmışlar, onlar çoktan denendi. biz gazoz ile çayı karıştırıp içki elde eden nesiliz.
şimdiki üniversiteler boş işlerle uğraşıyorlar. ulan armut çayı bile var ama adı çay, bitkisi armut. soğan kabuğundan gemiler yapın, millet çoktan karpuz kabuğundan gemiler yapıp ödülleri topladı bile.
üniversitenin boş işler bölümü.

işinde eskimiş, tecrübeli, kurnaz, pratik.
ben bu işte kaşarlandım oolum, bana da mı lo lo.
kadınlar için hakaret sayılabilir. nihat doğan'ın seda akgül yaftalaması gibi.
bir diğer konu sokak ağzı dostlar arasında vaayy kaşarr gibi söylemler.
son olarak, kaşardan bitirilen dostluk tereyağ gibi çabuk erimese de, o da eriyip biter.
sağlam dostluklar erimez, kaya gibi katılaşır.

çok sık ölen biri olarak diyorum ki; gel de bana sor.
hrıstiyana göre mesihe kavuşmak, yani vuslat.
müslümana göre hurilerle oynaşmak.
yahudiye göre, kuzum bir güncük daha, hesapları toplamadiiim.
ateiste göre elinden geleni ardına koma.
devrimciye göre: ölüm adın kalleş olsun.
biz ölümü iyi biliriz.

reklamını yapmış gibi olmayayım, pegasusta hiç öyle bişey olmuyor.
mübarek sanki taksim-sarıyer minibüsü.
taksim-sarıyer minibüsleri hala çalışıyor mu?
özlemişik sabık köroğlunun memleketini.

birileri şehitlere kelle diyordu son seçimlerde kelleci beyefendi %52 oy aldı.

o elektronik cihazlara ödedeğin her kuruşun milli gelire eksi puan yazılacağını idrak edemeyen sapık. hem paranı hem cihazını kaybettin ağır çomar.
sen diplomasızların sözlerine kanıp niye hem kendine hem de ülkene zarar veriyorsun. sanki türkler elektronik cihaz üretiyormuş gibi.

dudak burun ne ki?
hülya avşar evli ve çocuklu birinci oldu diyollaa.
rabbin gücüne gitmesin, dudak burun yaptırmak da güzelleştirememiş tazeyi.

ağustostan eylüle kadar geçen en sıcak günlerde %29 zam geliyorsa vallahi ben bu kıştan korkuyorum. ihtiyar adamım maazallah donup kalırım yatakta.
zamlar böyle giderse mangal yakacağım.

bu lakırdıyı eden zaten cüce denecek kadar kısa boylu cumhur başkanıydı. artık varın kü-çük turgut'u siz düşünün.
sayın piknik cumhurbaşkanı ma aile sapıkçaydı.
orduyu selamlamaya pantolonsuz çıktıktan sonra dağıldı tosuncuk.
semra hanım hactan bikiniyle döndükten sonra pavyonlara, kızı davulcuya, oğlu ahmet cem uzan efe kerhaneye düştü. şaka lan efe muhabbeti şaka.
bu cüce cumhurbaşkanı ile devlet ucundan kenarından satılmaya başladı.
aynı siyaseti devam ettiten şimdiki başkan satılacak devket ve dahi kurşun kalemi dahi bırakmadı.
mezarın, marlboro ve dolarla dolsun.