şeyhli meyhli şeylerdir. tarikatlar çok tehlikeli yapılar.
1900 doğumlu musikişinas.
babam youtube'dan ara sıra şarkılarını açtırır bana. hayır bir de o kadın diye bir şarkısı var. genel olarak onu dinliyor. swh
babam youtube'dan ara sıra şarkılarını açtırır bana. hayır bir de o kadın diye bir şarkısı var. genel olarak onu dinliyor. swh
- görüşürüz
+ görme üşümeyiz
- ağlama
+ olta geyik
- açıklama
+ üstünü örtün
- kalkalım
+ otur satım
- sigara
- do otogara
(made in sos)
not: iş bu esprilerin tamamı bana ait olup telif hakları münir nurettin selçuk'a devredilmiştir. olası bir telif hakkı ihlali durumunda dava söz konusu halinde telif hakkı hak sahibi kişi rahmetli münir nurettin selçuk'tur.
+ görme üşümeyiz
- ağlama
+ olta geyik
- açıklama
+ üstünü örtün
- kalkalım
+ otur satım
- sigara
- do otogara
(made in sos)
not: iş bu esprilerin tamamı bana ait olup telif hakları münir nurettin selçuk'a devredilmiştir. olası bir telif hakkı ihlali durumunda dava söz konusu halinde telif hakkı hak sahibi kişi rahmetli münir nurettin selçuk'tur.
(bkz:tut ki frutti)...
nedense sosyal medyada "sevilmeyen şey" anlamında kullanılan yemek öbeği.
iyi de şu ürün zaten sıcak haliyle de soğuk haliyle de yenebilir zaten. aralarında hiçbir fark yok bence.
zenginsozluk.com/foto
iyi de şu ürün zaten sıcak haliyle de soğuk haliyle de yenebilir zaten. aralarında hiçbir fark yok bence.
zenginsozluk.com/foto
isminden dolayı hiç yemediğim ve yemeyi de düşünmediğim yemek.
vi ar dı çeampiın!
hoş gelmiş.
hoş gelmiş.
en bilineni ve en iyilerinden biri şudur;
"Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak"
"Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak"
(bkz:#86942) ne demek istediğini anlayabilen anlatsın lütfen.
hangi entry'leri uygun bulmadığını bilmiyorum fakat dediklerine katıldığım yazar. girilen entry'ler sözlük ortamına uygun olmalı.
1949 yapımı bir film.
(şu an izliyorum bu filmi. 30. dakikasındayım. pause yaptım. bir müddet sonra izlemeye devam edeceğim)
(şu an izliyorum bu filmi. 30. dakikasındayım. pause yaptım. bir müddet sonra izlemeye devam edeceğim)
(bkz:gereksiz pahalı ürünler)
tanesi 202 buçuk liraya geliyor.
ayrıca üşenmedim sitenin çalıştığı kargoya baktım. aras kargo ile çalışıyorlarmış. sen git 810 liralık kürdan al... ama gel gelelim ürünü aras kargo getirsin.
zenginlerle bir ortak noktam daha çıktı. benim sipariş edeceğim 8 liralık kürdanı da onların sipariş edeceği 810 liralık kürdanı da aynı kargo getiriyor.
bu arada kürdan sipariş etmek? mutfaktaki çekmece zaten yemek siparişleri ile gelen kürdanlarla dolu.
tanesi 202 buçuk liraya geliyor.
ayrıca üşenmedim sitenin çalıştığı kargoya baktım. aras kargo ile çalışıyorlarmış. sen git 810 liralık kürdan al... ama gel gelelim ürünü aras kargo getirsin.
zenginlerle bir ortak noktam daha çıktı. benim sipariş edeceğim 8 liralık kürdanı da onların sipariş edeceği 810 liralık kürdanı da aynı kargo getiriyor.
bu arada kürdan sipariş etmek? mutfaktaki çekmece zaten yemek siparişleri ile gelen kürdanlarla dolu.
"azo" denilen zat-ı muhteremin bizim "azrail" olduğunu yeni öğrendim.
alın size itiraf gibi itiraf...
alın size itiraf gibi itiraf...
ezanlarla ilgili daha başka bir sorunsal var bence. ezan okumak için gereken şartları karşılamayanların ezan okumaya çalışması...
burada bir hoca var. yaşı kaç bilmiyorum ama ben diyim 70 siz diyin 75. sesi olabildiğince kötü. makam bilmiyor. düz bastı okuyor. ayrıca nefesi de yetmiyor ezanı okumaya. bir gün son nefesini ezan okurken verebilir. ısrarla devam ediyor okumaya. merkezi sistemle zaten tek bir yerden okunan ezan bütün camilere iletiliyor. senin ezan okumak gibi bir zorunluluğun yokken neden hem kendine ve hem de bize (özellikle bize) eziyet ediyorsun hoca?
bir ara diyanet bu işe el atacaktı. ezan okuyacak kişileri testten geçirecekti. seçilenlerin dışındakiler ezan okuyamayacaktı. hatta diyanetin böyle gerekli bir çalışmayı akıl edip yapacak olması beni şaşırtmıştı. fakat muhtemelen bu çalışma hiç yapılmadı.
burada bir hoca var. yaşı kaç bilmiyorum ama ben diyim 70 siz diyin 75. sesi olabildiğince kötü. makam bilmiyor. düz bastı okuyor. ayrıca nefesi de yetmiyor ezanı okumaya. bir gün son nefesini ezan okurken verebilir. ısrarla devam ediyor okumaya. merkezi sistemle zaten tek bir yerden okunan ezan bütün camilere iletiliyor. senin ezan okumak gibi bir zorunluluğun yokken neden hem kendine ve hem de bize (özellikle bize) eziyet ediyorsun hoca?
bir ara diyanet bu işe el atacaktı. ezan okuyacak kişileri testten geçirecekti. seçilenlerin dışındakiler ezan okuyamayacaktı. hatta diyanetin böyle gerekli bir çalışmayı akıl edip yapacak olması beni şaşırtmıştı. fakat muhtemelen bu çalışma hiç yapılmadı.
tecavüz savunucusu, sağcı, komünist, reisçi, takiyyeci, hümanist, solcu, dış mihrakçı, her devrin adamı, vatansever biridir.
şimdi diyeceksiniz ki; "nasıl olur?" "bu saydıkların birbiriyle çelişiyor"
işte olabiliyor. kendisini evvelden beri tanıyan birisi ancak bu şekilde tarif edebilir.
şimdi diyeceksiniz ki; "nasıl olur?" "bu saydıkların birbiriyle çelişiyor"
işte olabiliyor. kendisini evvelden beri tanıyan birisi ancak bu şekilde tarif edebilir.
sondaki "k" harfini çıkarırsam eğer benim adaşım olur.
yine sondaki "k" harfi çıkınca bim denilen parma manastırlarında bulunan bir çay markası.
yine sondaki "k" harfi çıkınca bim denilen parma manastırlarında bulunan bir çay markası.
gerçek hayatta veya sosyal medyada karşılaştığım haksızlıklar, rezaletler hakkında elimden geldiğince ses çıkarmaya çalışırım.
atacağım bir tweet'le, gireceğim bir entry ile, yayınlayacağım bir video ile veya ilgili mercilere göndereceğim bir e-posta ile veya e-devlet üzerinden bir şikayet ile suçlulara yaptırım uygulanması için, mağdurların mağduriyetlerinin giderilmesi için bir şeyler yapmaya çalışırım.
her karşılaştığım olayda şunları düşünürüm;
"ya benim başıma gelseydi?"
"ya ben mağdur olsaydım?"
"ya ailemden biri mağdur olsaydı?"
susma sustukça sıra sana gelecek uyarısını her karşılaştığım olayda hatırlarım.
atacağım bir tweet'le, gireceğim bir entry ile, yayınlayacağım bir video ile veya ilgili mercilere göndereceğim bir e-posta ile veya e-devlet üzerinden bir şikayet ile suçlulara yaptırım uygulanması için, mağdurların mağduriyetlerinin giderilmesi için bir şeyler yapmaya çalışırım.
her karşılaştığım olayda şunları düşünürüm;
"ya benim başıma gelseydi?"
"ya ben mağdur olsaydım?"
"ya ailemden biri mağdur olsaydı?"
susma sustukça sıra sana gelecek uyarısını her karşılaştığım olayda hatırlarım.
zamanında bize "hasan 2 salak osman 4" diye öğretilmiş sülfürik asitin formülü.
hani arkadaş ortamında falan dense anlayacağım da ciddi ciddi kahverengi ceketli fen bilgisi öğretmeni bu şekilde öğretmeye çalışmıştı bize. ismi osman olanların ne suçu vardı? bizim sınıfta da vardı osman. sinir olurdu bu söylendiğinde. osmanları sinirlendirecek, osmanları dışlayacak, osmanlara salak diyecek kadar önemli miydi bu formülü ezbere bilmemiz?
hani arkadaş ortamında falan dense anlayacağım da ciddi ciddi kahverengi ceketli fen bilgisi öğretmeni bu şekilde öğretmeye çalışmıştı bize. ismi osman olanların ne suçu vardı? bizim sınıfta da vardı osman. sinir olurdu bu söylendiğinde. osmanları sinirlendirecek, osmanları dışlayacak, osmanlara salak diyecek kadar önemli miydi bu formülü ezbere bilmemiz?
yazarların sinemada izlediği ilk filmdir.
recep ivedik (2008)
vurmayın!
o zamanlar dershanedeyim. oks'ye hazırlanıyoruz. dershanede sınıfçak karar almıştık bu filme gitmeye. paralar toplandı. aramızdan birisi gitti biletleri önceden aldı. ilk gösterimde gitmiştik filme.
recep ivedik (2008)
vurmayın!
o zamanlar dershanedeyim. oks'ye hazırlanıyoruz. dershanede sınıfçak karar almıştık bu filme gitmeye. paralar toplandı. aramızdan birisi gitti biletleri önceden aldı. ilk gösterimde gitmiştik filme.
amacım linç yemek değil ama... tamam o dayının yaptığı da doğru bir şey değil... fakat;
yaşı ilerlemiş insanların ölüme bakış açısı; 20 yaşındaki, 30 yaşındaki, 40 yaşındaki bireyin bakış açısıyla bir değil bence. yaş ilerledikçe ölüm daha da normalleşiyor olabilir. o dayının "muhteşemdi" demesinden kastı, "ne kadar çok seveni varmış rahmetlinin" olabilir. o dayının gayesinin kötü olduğunu sanmıyorum. genel kullanıma kıyasla yanlış kelime kullanması ve biraz da sosyal medya olayını kavrayamaması işi bu duruma getirmiş.
yaşı ilerlemiş insanların ölüme bakış açısı; 20 yaşındaki, 30 yaşındaki, 40 yaşındaki bireyin bakış açısıyla bir değil bence. yaş ilerledikçe ölüm daha da normalleşiyor olabilir. o dayının "muhteşemdi" demesinden kastı, "ne kadar çok seveni varmış rahmetlinin" olabilir. o dayının gayesinin kötü olduğunu sanmıyorum. genel kullanıma kıyasla yanlış kelime kullanması ve biraz da sosyal medya olayını kavrayamaması işi bu duruma getirmiş.