confessions

ulduz

1. nesil Yazar - kararlı

  1. toplam entry 1684
  2. takipçi 43
  3. puan 39418

siroz

ulduz
bir organda sertleşme ve nedbeleşme ile karakterize fibröz doku oluşumuna verilen isimdir ancak bu terim hemen her zaman karaciğerin görevini yapamamasıyla ilgili, kronik karaciğer iltihabı için kullanılır. bu rahatsızlığın en iyi tedavisi kendisine hiç yakalanmamak.

dipnot: siz siz olun, gidip kendinize bu allahın belası hastalığa karşı önlemler alın. alkol tüketmeyin mesela. çay var gidin çay için.

vertigo

ulduz
genel anlamda baş dönmesi, hareket duygusu demektir ancak tansiyon düşmesi ile ilgili baş dönmeleri bu kapsamda değildir vertigodan kastedilen labirentit, iç kulak iltihabı, meniere hastalığı gibi durumlarda olan baş dönmesi hissi vertigo diye adlandırılır.

taze bitti

ulduz
fırıncıların en çok kulladığı sözlerden.
sabah ne kadar erken giderseniz gidin o sıcak gevrek hep taze bitmiştir zaten. cehennemin dibindeki diğer fırının yolunu tutarsınız.

tükeneceğiz

ulduz
sezen aksu klasiği geliyor.

Ne böyle senle ne de sensiz yazık yaşanmıyor çaresiz
Ne bir arada ne de ayrı olmak imkansız hiç sebepsiz
Ne hayallerle ümitlerle mutlu olmaktı dileğimiz
Suçlu ne sensin ne de benim şimdi sensizim sen de bensiz
Bir an gelip de küllenince
Yüreklerimiz dinlenince
Başka sevgilerde teselli bulunca
İşte biz o gün düşüneceğiz

Etrafımızı sarıverecek
Bir boşluk ki asla bitmeyecek
Her şey bir anda anlamsız gelecek
işte biz o gün tükeneceğiz...


aynı adam

ulduz
ismet özel eseri.
*
tozludur saçlarım, saçlarımdan
devrilmiş sarayların dumanları savrulur
yüzüm yanıktır
yüreğime bir karanfil sokuludur
ve partizanca darbelerin dünyaya ilen şavkı
benim göğsüme göğsüme vurup durur.
ben dünyaya doğru yürümekle meşhurum
bahar da sürgülenir içime katranlar da
hem koşarak yarattığım sevgiler vardır
hem körlenmiş sevgilerin acısıyla koştururum.
beni sular
kocaman taşları parçalayarak hatırlıyor dağlarda
ve beni hatırlatıyor çeltik tarlalarında aynı sular
umutlu sakinlikleri
lohusalıklarıyla.

ben dünyaya doğru yürümekle meşhurum
kökten dallara yürüyen sular gibi
yürürüm kömür ocaklarına, çapalanan tütüne
yürürüm hüzün ve ağrılar çarelenir
dağların esmer ve yaban telaşından kurtula diye
torna tezgahlarında demir.

yürürüm çünkü ölümdür yürünülmeyen
yürürüm yürüyüşümdür yeryüzünün halleri
kanla dolar pazuları tarladakinin
hızar gürültüsü içinde türkülenir bir öteki
gökleri göğsümden aşırtarak yürürüm
yağlı kasketimin kıyısında nar çiçekleri.

aynı adam ekim günlerinden beri gümbür gümbür gelirim
teneke damların üstüne safi sinirden doğan güneş
portakallar fırlatarak parlıyor benim adımlarımla
anladım neden yorgunluk
gülümserlik getiriyor insana
hayatın bana başat
bana avrat oluşunu öğrendim
işçiler bunu kurşunlanarak öğrendi
on beşinde bir arkadaş
inancını savunurken yargıca
anladı bulana durula akmakta olan şeyi.

yürüyorum
azarlanıyorum fışkıran başaklarla
iki bomba gibi taşıyorum koltuğumdaki bir çift somunu
hurdahaş bir sancıyla geçiyorum badem çiçekleri altından
gözlerim nemli değil.
gözlerim namlu.

nefes eğitmeni

ulduz
yada nefes terapisti, genelde yaşam koçluğu, psikolojik danışmanlık, çakra açma(?), yoga gibi abuk sabuk şeylerle uğraşan tiplere verilen dandik sıfat.
bakın görün, yakında nefes vergisi çıkar aha bu eğitmenler de 567 s.k.'ya tabi olur ben de kalp krizinden giderim.

takılan takının notunu tutmak

ulduz
hani şu düğünlerde kıvır kıvır saçları, öğretmen ruju gibi rujuyla 1,50-1,55 boyunda, hafif tıknaz, yarı parfüm yarı ter kokan teyzeler var ya? hah işte! onların yaptığıdır bu. şayet taktığını onun dıdısının dıdısının düğününde takmazsanız gözleriyle yer bitirir sizi.
2 /