Bir çıta ölçüsü.
(bkz:çıtayı Allahuekber dağlarına çıkarmak)
Kendimiz. İyi niyetimizden kendimizi suçladık hep, lakin karşıdakinin nasıl boş biri olduğunu düşünemedik mesela.
Orta Asya'da bulunan büyük dağ sistemlerinden birini oluşturan sıradağlar.
Eski tribüncülerdendir, yahut ölen amigo olabilir.
1918'de Manisa'da doğdu. İlk ve orta okulu doğduğu kentte tamamladı. Balıkesir Necatibey İlköğretmen Okulu'nu ve Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Fransızca Bölümü'nü bitirdi. Zonguldak, Samsun ve Kırşehir'deki liselerde Fransızca öğretmenliği yaptı. Ankara'da Ziraat Bankası Yayın Bürosu'nda çevirmen olarak çalıştı. 1969'da emekliye ayrıldı.
Kendini şiir ve yazılarına verdi. Manisa Halkevi Dergisi'nde yayınlanan ilk şiirleriyle bu şiirlerden oluşan "Güneşi Yakanların Selamı"nda (1935) görülen Nâzım Hikmet etkisi sonraki şiirlerinde kayboldu.
"İstanbul", "Günaydın Yeryüzü", "Türkiye Şarkısı" kitaplarındaki şiirlerinde geleceğe dönük toplumsal özlemleri dile getirdi.
1950'lerin ortalarında beliren genç şairleri etkiledi, onların bazı özelliklerinde de etkilendi.
İkinci Yeni akımına katıldı. "Köroğlu", "Galile Denizi", "Çivi Yazısı", "Mısırkalyoniğne" kitaplarında bu dönemin şiirleri yer alır.
Bu dönemde şiirde anlam yaratmak için anlamsızlıklara yöneldi. Yalnızca anlamsızlığı savunduğu gerekçesiyle eleştirildi.Ardından şiirde konuyu tümüyle yoketme deneyine girişti.
"Aşıkane"de nesneleri aşırı biçimde vurguladı. Ama bu vurgu giderek kendi benliğine yöneldi. "Şenlikname"de şiiri iyice düzyazıya yöneldi.
Doğu şiirinin klasik kalıplarını denedi, beyit ve türkü biçimlerinden yararlandı.
Araştırmacı kişiliği, özgün duyarlılıkları ve buluşlarıyla 20. Yüzyıl Türk şiirinin en önemli isimleri arasında.
Kendini şiir ve yazılarına verdi. Manisa Halkevi Dergisi'nde yayınlanan ilk şiirleriyle bu şiirlerden oluşan "Güneşi Yakanların Selamı"nda (1935) görülen Nâzım Hikmet etkisi sonraki şiirlerinde kayboldu.
"İstanbul", "Günaydın Yeryüzü", "Türkiye Şarkısı" kitaplarındaki şiirlerinde geleceğe dönük toplumsal özlemleri dile getirdi.
1950'lerin ortalarında beliren genç şairleri etkiledi, onların bazı özelliklerinde de etkilendi.
İkinci Yeni akımına katıldı. "Köroğlu", "Galile Denizi", "Çivi Yazısı", "Mısırkalyoniğne" kitaplarında bu dönemin şiirleri yer alır.
Bu dönemde şiirde anlam yaratmak için anlamsızlıklara yöneldi. Yalnızca anlamsızlığı savunduğu gerekçesiyle eleştirildi.Ardından şiirde konuyu tümüyle yoketme deneyine girişti.
"Aşıkane"de nesneleri aşırı biçimde vurguladı. Ama bu vurgu giderek kendi benliğine yöneldi. "Şenlikname"de şiiri iyice düzyazıya yöneldi.
Doğu şiirinin klasik kalıplarını denedi, beyit ve türkü biçimlerinden yararlandı.
Araştırmacı kişiliği, özgün duyarlılıkları ve buluşlarıyla 20. Yüzyıl Türk şiirinin en önemli isimleri arasında.
ilhan Berk e göre Mutsuz insanların yaptığı.
Yemek bulmak için milletin peşinden gidip sevimlilik yapan yavru köpeğe yardım edememek.
Serbest bırak, dönerse senindir dönmezse hiç senin olmamıştır aşamasına geçişte bir deney.
Facebooktaki vasıfsız insanların üniversite bölümüne yazdıkları giri sonucu oluşan durum.
Sözlükte 1000 puanı geçmek.
Küçük mutlulukların insanıyız...
Küçük mutlulukların insanıyız...
Yeni bir ilişkiye başlamama sebebidir.
Sürekli sıcak yemek alternatifi bulunan kişidir.
Ertesi sabah çarpılmış bir şekilde bulunacağından sürekli yapılamayacak eylem.
Yalnız kalmaktan korkup saçma sapan tiplere sabretmeleridir.
Pasif direnişin güzide örneklerinden biridir.
Twitter da yazdıklarıyla bir anda ünlü olup bazı mecralarda çatı aday olarak bile gösterilen birisi.
Savaşlar, dış etkiler, göçler vb doğasını değiştirmiştir ancak özünde iyidir.
İnsanın evrimsel doğasından kaynaklanır. Tıpkı erkeğin göğüsleri büyük kadını doğurgan olduğu için seçmesi gibidir.
Çok samimi biriyle yaşandığında acı veren bir süreçtir. Önce konuşmalar buruk bitmeye başlar, sonra basitleşir, en son da tamamen kesilir. En başa dönersiniz. Üzer, emekler boşa gider.
Kahve hatırının sebebinin kahve yapılırken çekilen zorluklar olduğu göz önüne alınırsa, Starbucks hatrı en fazla onda biri olan dört yıl olabilir.
Kapitalizme göre, sosyal devletin öldürdüğü kavramdır. Sosyal devletlerde hastaya, güçsüze destek yapılarak elenmeleri önlenir.
İçinde birden fazla bilim içeren bilim dalıdır. Hatta daldan ziyade, ağaçtır.