Galiba dünyanın en güzel şeyidir.
Yani hep böyle hayal etmişimdir. Böyle yolladıktan sonra düzeltme imkanının olmadığı, cevap için heyecanlı heyecanlı beklediğin, el yazını ve o anki hallerini birine sunduğun şey elbette çok güzeldir.
Demin hastaneye giderken ben yaşlarında bir adam oğlum mektup yollamış lan diye arkadaşını itip çekiyordu heyecandan. Öyle mal gibi kaldım.
Çocukluğumdan beri hayalini kurduğum şeydi lan benim. Birinin ilk mektuplaştığı kişi olmak, karşımdaki için ilk olmak ne bileyim aptal ve çocukça bir hayal. Ne halt etmeye deşiyorsun yaramı sabah sabah amk kertenkelesi. Okuyama inşallah o mektubu.
Yolu yarıladım ama yaralarım açık.
Rotting christ'ın akıllara zarar şaheseri... Sanskrtiçe'nin o mistikliği insana resmen boyut atlatıyor.
Başta insanı sarsan fakat yan etkileri vücut alıştıkça ortadan kalkan bir antidepresan.
'Peki ya bir gün ölmeye karar verirsem, dedi. O zaman beni kim kurtaracak? Kim beni benim elimden alacak da canımı bağışlayacak? Ölmekten korkmuyorum ben, bir gün buna karar vermekten korkuyorum. Kendi peşime düşüp izimi kaybetmekten, geri dönememekten korkuyorum. Hem nasıldım ki ölmeye bile kimseyi bulamayacak hâldeydim, ne hâle gelmiştim? Ölmeye dahi bulamadığım kimseleri yaşamak için nasıl bulacaktım?'
bu dizi ilk çıktığı zamanlarda artık o ilk sezon ne muhabbetler döndüyse artık bu çukurun logosunu duvarlara spreyleyip altına “gamzendeki çukur” yazıp güzelim duvarların içine ediliyordu. itlik, kopukluktan öte varoşluğun doruklarına çıktığını ara ara denk geldiğim bölüm içi kliplerinden anlayabiliyorum.
öğretmen bacak bacak üstüne atmış, suca bakın, hakarete de.
ulan medresede rahle üzerinde mı duruyoruz, seni de bir öğretmen okumadı mı?
görüntüye bakılırsa ılkel bir topluluğa hitap etmiş akp'nin bakanı.
Öğretmenler gününde öğretmene fırça.
yazıklar olsun.
ulan medresede rahle üzerinde mı duruyoruz, seni de bir öğretmen okumadı mı?
görüntüye bakılırsa ılkel bir topluluğa hitap etmiş akp'nin bakanı.
Öğretmenler gününde öğretmene fırça.
yazıklar olsun.
21 kasım 2019 tarihli cübbeli ahmet hocaefendi ile bu haftanın sohbeti programında konuşan cübbeli ahmet hocaefendi olarak bilinen ahmet mahmut ünlü'nün toplu taşımada mini etekli kadına gözü kaydığı gerekçesiyle oturmasına engel olan bir kişiyle ilgili yaptığı yorumdur. yorumun tam hâli şu şekildedir: “açık bir kadıncağız metroda mı bir yerde gelmiş, bir hacı amcanın yanına oturmak istemiş. 'yanıma oturma. allah yasak etti. üstündeki ne tür bir kıyafet böyle' demiş. böyle bir emr-i bil maruf olur mu? olmaz ya. bu hacı amca çok terbiyesizlik etmiş. çok ayıp etmiş. kadına sen niye öyle diyorsun? açık olduğunu niye gördün ya? açık mı kapalı mı olduğunu nereden gördün? sana ne. sana ne ya. 'yanıma oturma' demiş. 'yanıma oturma' denmez. 'ee, ben yanımda açık kadın istemiyorum.' sen kalk. kadın otursun, terbiyesiz. niye kadına mani oluyorsun? yetmemiş. karşısı boşalmış. kadın karşı koltuğa geçince 'oradan da kalk. gözüm sana kayıyor' demiş. ulan sana var ya. sana zebaniler bir kayacak ama. kalkmış, elalemin karısına, kızına avredine avradına 'gözüm sana kayıyor' diyor. sana ne lan. sakallı mısın, namazlı mısın, abdestli misin, hacı mısın, hoca mısın, ne malsın lan.”
tüm refleksler yavaşlıyor. unutkanlık had safhaya geliyor.
olumlu yanı daha sağlıklı düşünüp karar verebiliyorsunuz.
Iyi ilerlemeler.
olumlu yanı daha sağlıklı düşünüp karar verebiliyorsunuz.
Iyi ilerlemeler.