yeşilçam filmleri

leonidass
zor şartlara rağmen çekilen filmlerin oluşturduğu dönemdir. Teknolojiye erişim kolaylaştıkça sinema şimdiki gibi boka sarıyor. Dolayısı ile son dönem aptal filmlerini dahil etmek istemediğimi anlamışsınızdır.

Unutmadan "yeşilçam" ismi film şirketlerinin,oyuncuların vs. Beyoğlu'nda buluştuğu sokağın adından gelmekteymiş. Yeni öğrendim.
cahilliğin gözü kör olsun.
sos
bir gerçek var ki; günümüzde çekilselerdi linç edilir, adları en kötü filmler listesine yazılır, tozsuz dijital ortamlarda yerlerini alırlardı.

oyuncuların rollerini usta derecede oynaması durumu kurtarır mıydı bilmem.

gerçi o yıllarla şimdiki yılları kıyaslamak saçma. arada büyük bir kültür farkı var. usta oyunculara lafım yok ama senaryolar da öyle pek ahım şahım derecede değil. yeşilçam filmleriyle yaşıt bazı yabancı filmlere bakılınca türk sinemasının evvelden günümüze olan makus talihi görülebiliyor.

edit: aslında her şeyden önce günümüzde böyle filmler çekilemezdi. mesela kemal sunal ya fetöcü ya da anarşist ilan edilebilirdi.
sos
bunların restorasyon işlemleri çok meşakkatli. yarım dakikalık bir görüntüyü restore edebilmek için ekran başında birkaç saat harcanıyor.
dr vitus werdegast
aşk filmlerinin unutulmaz yönetmeni filmiyle sona erdiğini düşünebileceğimiz dönemdir. zira bu filmde yeşilçam filmlerinin bütün klişeleri işlenmiş ve taşlanmış.

genellikle kabul etmesi zor olsa da, bu dönemdeki filmlerin çoğu gerçekten kötüdür. tek problem imkânlar değil. yeşilçam senaryoları mantık hatalarıyla, eksiklerle, gereksiz tekrarlarla doludur. kemal sunal'ın ve şener şen'in oynadığı toplumcu gerçekçi komedi filmlerini ve metin erksan'ın yeşilçam geleneğinin biraz dışında tutmakta fayda görüyorum. zira metin erksan'ın filmlerini "söyle kaç para istiyorsun kızımı bırakmak için" filmleriyle aynı kategoride değerlendirmek haksızlık olur.

bu yeşilçam filmleri ne oldu da birden muteber hâle geldi çözebilmiş değilim. herhalde eskiye, eski türkiye'ye duyulan özlem bu ilgiyi arttırdı. yoksa gerçekten kötü filmler.