zeki müren

kombiwankenobi
şarkılarına başlamadan önceki ön sözlerine hayran kaldığım,

şarkılarla ağladık, şarkılarla güldük
şarkılarda ayrıldık, şarkılarda üzüldük
şarkılarda hayat şarkılarda ölüm olursa olsun...
Ah bu şarkıların gözü kör olsun

demek ikimiz de ayni kadini sevdik
- seni bin yıl dinlesem bıkmam zeki.
- ben de sana bin yıl söylesem bıkmam türkan... fakat bu hal böyle devam edemez. çünkü yollarımız ayrı. ben senin için sevdiğin bir sesten, hoşlandığın bir şarkıdan başka bir şey olamam. sen gül dalında gonca, ben dağ yolunda yoncayım. hayatım hayatınıza, evim evinize benzemez. hakikati zorla değiştiremeyiz...
blackandwhitememories
çok sevdiğim, pek sevdiğim bir sanatçı.

keyfime keyif katan nadir seslerden olan bu sanatçının yıllar önce mezarını ziyarete gittiğimde üzerine yazılmış küfürleri görünce öyle üzülmüştüm ki anlatamam. etrafta çer çöp içindeydi. kimin ne yediği içtiği önemli değil ama mezarının başında zil zurna olup o çöplerinizi oraya bırakmasaydınız keşke. bir de o küfürleri yazanlar... o an öyle üzüldüm ki. hâlâ aklıma geldikçe üzülürüm. şu an ne durumda bilmiyorum ama umarım komple bir el atılmıştır. biz çeşitli şekillerde bildirip ortalığı topladık ama anı kurtarmak yetmiyor maalesef.
putintin
Sanat güneşimiz... vefat etmeden önce bütün mal varlığını mehmetçik vakfına bağışlamıştır. bağış yapmaya karar verdiği anı şu şekilde anlatmıştır:

"Türk Eğitim Vakfı'nın ve de Mehmetçik Vakfı'nın vefakâr dostları var. 26 Mart 1996 sabaha karşı gördüğüm bir rüyanın, rüya değil hakikatti galiba, etkisiyle yıllarca ciğerimde, kalbimde, kanımda, beynimde, böbrek taşımı sahnede düşüren, müspet, menfi bin türlü insanı yola getirmeye çalışan Zekicik, o an bir karara varmıştı. Sınır boylarımızda vatanımız için, bizim için, seve seve can vermeye yüce yürekleriyle, büyük ruhlarıyla nöbet bekleyen ve düşmana karşı yurdumuzu koruyan Türk askerlerinin bir armağan mahiyetinde, candan dualarımla birlikte Mehmetçik Vakfı'na miras olarak bırakışım. Bu tarih henüz yeni sayılır... 26.3.1996 sabahı Bodrum'daki vasiyetimi imzalattıktan sonra kendimi hür bir martının denizi yalayarak uçuşu gibi hissettim hem de beyaz kanatlar üstünde. Duygularımı anlatacak kelimeyi bulamıyorum. Ama sizlerin hissettiğine inanıyorum."