12 eylül 1980 darbesi

keskin nisanci
üzerinden 37 yıl geçmesine rağmen etkisi hala geçmeyen, belki de ülkenin 100 yıl geriye gitmesine sebep olan, başta kenan evren olmak üzere silahlı kuvvetlerin yaptığı darbedir. darbe sonrasında on binlerce insan tutuklandı, işkencelere uğradı ve yüzlerce kişi 12 eylül mahkemelerinin aldığı yargısız infazlarla idam edildi. siyasetçilere siyaset yasağı getirildi ve birçoğu tutuklandı, gazeteciler, akademisyenler, bürokratlar düzmece mahkeme kararlarıyla cezaevlerine konuldu. birçok genç haksız yere gözaltına alındı ya da öldürüldü.
turuncu gemi
bugün işçi sınıfının üzerinde bütün pornografisiyle daha şiddetli süren darbedir. gerçi sözlüğümüzde pek işçi yok. genelde asgari ücretin biraz üzerinde çalışan plaza çalışanları var. yahut yarın asgari ücretin biraz üzerinde iş bulabilir miyim korkusuyla çil yavrusu gibi açılan üniversitelerde ömür tüketen gençler var. bu insanlarımızın büyük çoğunluğuna göre işçi, çaylarını kahvelerini getiren asgari ücretle çalışan hüseyin efendidir.
bu tür plaza çalışanlarımız iş çıkışı veya öğlen aralarında starbucks stroyleriyle muhteşem bir hayat yaşıyorlar. o kazık kahveleri de kredi kartıyla alıyorlar. bu nasıl bir veresiye ve yabancı yaşamdır aklım almıyor. bir de aşka yabancı sikiş hayatları var.

darbe demek açlık sınırı 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 7 bin tl'ye ulaşmışken vatandaşın hamasetle uyutulmasıdır. kamu kaynaklarının hortum hortum yandaş mütahhitlere pompalanmasıdır. yaşamın her yerinden korkunç bir yozlaşı ve yabancılaşmadır. cezaevlerinin kapasitesinin 4 katı mahkumla dolup taşmasıdır. sendikasızlığın günümüz boyutlarına ulaşmasıdır.

sokakta tank paleti, çifter çifter jandar göremesek de söylediklerimin eksiği yoktur fazlası vardır.