bahçeli de yorumlamış. gözden kaçtı ise toparlayıverelim burada:
"Türkiye, bitmek bilmeyen saldırıların, derin komploların, ayak oyunlarının, dahası maskeli operasyonların çok açık hedef ülkesidir.
İşte Mısır Cumhurbaşkanı Sisi'nin teklif ve çağrısı ortadadır. Türkiye'ye Katar gibi yaptırım uygulansın diyen bu darbeciyi kınıyorum.
Gün geçmiyor ki, milletimizi kaygıya sevk eden, karamsarlığa iten olaylar vasat bulmasın! Kriz tetikçileri faal, kaos heveslileri faaliyette.
CHP İstanbul Milletvekili Kadri Enis Berberoğlu'nun, MİT Tırları Davası kapsamında 20 Ağustos 2016'da hakkında dava açılmıştı.
Görülen ve yürüyen duruşma safahatlarının ardından, İstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi hükmünü vermiş, kararını açıklamıştır.
Buna Göre Kadri Enis Berberoğlu 25 yıla mahkûm edilmiştir. Bu kararın hitamında CHP aceleyle ayağa kalkmış, önyargıyla kıyameti koparmıştır.
Halbuki İstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi'nin açıkladığı hüküm kesin olmayıp, hukuki yollar kapanmış ve tükenmiş değildir.
İstinaf mahkemelerinden Yargıtay'a kadar hukuki müracaatlar mümkün ve meşru yoldur.
Mezkur hukuki sürecin aşamaları tamamlanana kadar herkesin sabırlı,saygılı ve soğukkanlı hareketi mecburi olduğu kadar en doğru olan yoldur.
Hak arayışında, hukuk mücadelesinde elbette duygusal tepki ve şuursuz eylemlerden kaçınmak, her ne olursa olsun yüz çevirmek şarttır.
CHP'nin, demokratik ve hukuk çemberinden taşmaması gerekirken, mal bulmuş mağribi gibi sokağa fırlayarak yürüyüşe geçmesi masumane değildir.
CHP Genel Başkanı, bugün Ankara Güvenpark'tan başlayıp İstanbul Maltepe'ye kadar sürecek bir adalet yürüyüşü başlatmıştır.
Atalarımız boşuna söylememiş: Akılsız başın cezasını ayaklar çekermiş!
Adalet yolda bulacağımız kayıp eşya, yürürken ayağımıza takılacak bir gömü değildir. Bunu bilmemek ise cehalettir.
CHP, adalet diyerek anarşiye göz kırpmakta, uluslararası topluma dikta duyurusunda bulunarak demokrasiye kast etmenin çabasındadır.
Adaletsizlikler batıya ülkemizi ispiyonlamakla çözülemeyecektir.
Adalet Ankara-İstanbul arasındaki uzun yolda değil; bizzat milletimizin müşfik ve muhteşem iradesinde, Türk devletinin ruh kökündedir.
Sandıkta sonuç alamayanların sokağa çıkması, demokrasiden umudunu kesenlerin uygun adımlarla yürüyüşe geçmesi ısmarlama projedir.
15 Temmuz'da doğan milli mukavemeti yıkmak, parlayan millet direncini kırmak ve rövanşını almak için bugünkü yürüyüş kurgulanmıştır.
15 Temmuz'u unutturup 20 Temmuz darbesi uyduran, kontrollü darbe ödevini karanlık odaklardan alanlar kurulmuş ve yola bırakılmışlardır.
Bugün yola çıkmak 15 Temmuz FETÖ ihanetine sünger çekmek, hatta alttan alta destek vermek, şühedaya bir kez daha kıymak demektir.
Herkesin yasalar içinde, demokratik adap ve ahlak çerçevesinde toplanma,haberleşme, ifade, yürüme özgürlüğü vardır ve bunlar savunulmalıdır.
Eskiye nazaran yollar yürümek için oldukça kullanışlıdır. Üstelik yol kenarları dinlenme tesisleriyle doludur. Ama yolda adalet yoktur.
Ankara'dan İstanbul'a adalet için yürümeye kalkan Sayın Kılıçdaroğlu ya kullanılmakta ya da ülkemize kurulan tuzağın aktif katılımcısıdır.
Adalet yürümekle değil, yüksek bir ahlak, yüce bir gönül eşliğinde ancak ve öncelikle vicdanlarda tecelli ve temerküz edecektir.
Sokağa oynamak, adalet bahanesiyle pusuda ve ihtiyatta bekleyen bazı mihraklara el sallamak Türkiye'nin mahvına destek vermek, göz yummaktır.
15 Haziran'da sözde darbe şayiası çıkardılar, bu tezviratın şifreleri çözüldüğünde Ankara'dan İstanbul'a yürümenin kararı çıkacaktır.
Merak ediyorum ki, İstanbul'dan karşı bir yürüyüş başlarsa karşılaşma ve buluşma noktası neresi ve nasıl olacaktır?
Ankara'dan İstanbul'a yaya olarak seyahat edenlere anca gidersiniz demek yerine, yangına ve kargaşaya hizmet ediyorsunuz demek zorunluluktur.
CHP'lilere sesleniyorum; aklınızı başınıza alın, muhtemel ve kestirilemeyen hadiseler patlak verirse, altından ne sizler ne de ülkemiz kalkar!"