ama

kozmos
Kendinden sonra gelen şeyin esas ve dinlenmesi gereken önemli şey olduğunu öğreten bağlaç.

Öncesinde içinizden geçen, moralinizi öpen cümleler kurup “ama” ile ve sonraki cümleleri ile tansiyonu yumuşatmaya çalışan jöle gibi insanlara da hürmetler.
pestenkerani
Beşeri münasebetler ve istişare meclislerinde "kasis, bariyer, gişe, kapı ve duvar" vazifesi gören tıkaç. Kayırıcı, ayıştırıcı, fitne fesat bir bağlaç olduğu gibi, bireyi bir diğerinden ayıran, çizgiler yoluyla belirteç olan ve çizgilere kırmızı boya döktüğü için, saf bildirgesidir.
Safını, tarafını, dini, milli, içtimai ya da sınıfsal yerini belli eder.

Bir de ama kullanılmadan muhatabın bir etiketi var ki düşman başına. Bizim topraklarda insanlar barkod makinası ile yaşar, gelene gidene etiket çalar. Oysa "ama" deme gibi durum bile yok.

Âmâ... şapkalı olunca gözleri görmeyen anlamına gelir.
Herkes herkese şapkasız çıkmıyor gibi.
keskin nisanci
Çelişkili ve tutarsız iki cümleyi birbirine bağlamaya yarayan bir söz. genelde amadan önce kullanılan ifadenin hükmü yoktur diye bir inanış vardır.

nedense insanlar arasında kötü bir imaja sahip bağlaç. temel görevi karşıt durumları bir arada gösterebilmek.

ben kendi adıma ama bağlacını kullanmayı seviyorum. ama bağlacı madalyonun her iki yüzünün de görülmesine sebep oluyor. bir durumun hem olumlusunun hem de olumsuzunun anlaşılmasına yardım ediyor.

mesela basit bir örnek ''seni seviyorum ama seninle bir ilişki kuramam.'' bu cümledeki ama'yı birçok kişi seni seviyorum ifadesinin yalan olduğunu vurgulanmak için kullanıldığını sanıyor, o öyle değil işte. gerçekten de madalyonun her zaman iki yüzü vardır. birbirini seven herkesin kavuşması gerekir diye bir şey yok.

böyle düşünüldüğünde ama bağlacının aslında kullanılması gereken bir bağlaç olduğunu anlayabiliriz, elbette ki bu bağlaç da yalan söylemek için kullanılan ifadelerden biridir ama kişinin niyeti kötüyse kelime ne yapsın?