ontolojik sancilarimin merhemi

neptune
çoğu olaya bakış açımızın farklı olduğunun bilincindeyim, entrylerini okuduğumda bu sonuca ulaşıyorum. öte yandan oldukça ağır bir dil olan felsefe diline hakim ve bilgili bir yazar olduğu konusunda şüphem yok. bence sözlüğün formatına bire bir uyan yazarlardan biri kendisi. yazılarının daim olmasını diliyorum.
ihtiras limani
işine aşkla bağlı insanların yargıları aşmış, inceliğe, sırra, asla ulaşmış sakinliğini görüyorum onun felsefe yazılarını okurken. bir saat ustası gibi bakıyor baktığı şeye, yeteneği kendinden bir ressam üslubuyla şekillendiriyor kaleminden döküleni. anlasanız da anlamasanız da, çok şey bildiği halde ben çok şey biliyorum derdinde olmayan ama ilmin izzetinden midir o kadarı da hakkımdır dediğinden midir gereksiz tevazu göstermeyen bir hali var.
engin bilgi dünyasından, kültür birikiminden damlayanların yanında zarif şiirler yazıyor, her kadın altından kalkamaz şair kimliğinin, kadının edilgenliği, dişiliği şair cesaretini, dürüstlüğünü kaldıramaz. o bunu kadınlığından ödün vermeden çok güzel yapıyor.
ne edepten ödün veren ne de erkeğin, ahlakın yapay korkularıyla kendini sınırlayan cesur ve bilge bir kadın görüyorum yazılarına bakınca. bilgiyle, kültürle, dirsek çürütmüşlük, mürekkep yalamışlık tutku bilmişlik aşka ulaşmışlıkla yıllanmış şarabi satırların sahibi. var olması ihtimaline romanlar yazılıyor böyle karakterlerin.
mürekkebi hiç kurumasın.
pestenkerani
Yazdıklarının üç kısma ayrıldığı yazar.
Birinci kısım tüllü cümlelerdir, sonrasında perdeli olanlara ve en son güneşlik kısma geçiyor. Ruh haline göre tül mü, perde mi, güneşlik mi kendisi buna karar veriyor. bazen felsefik bir umman içinde kalın kalın perdeler kullanıyor, ama dert değil, perdeleri ekseriyetle renkli, tülleri rengarenk, güneşlikleri ise gökkuşağı gibi. Yalnız renklerden mor bana dedi ki; tüm renkler uyuyunca ben onunla kalırım.

Okuyun, iyi şiir çizer.
Şiir, kelimelerden resim yapma sanatıdır.
ontolojik sancilarimin merhemi
ontolojin için varlığına anlam kazandırmanın çabası içinde harcanan düşüncelerin şimdiye kadar yeterince oyalamadı mı seni? ne kadar bencilce, kalabalığın içinde birey olma süsü verilmiş küçük tanrılığın? senden istenileni gerçekleştirmek için o kadar özveri harcarken kayboldun, ikonların ve sahte ilahların arasında. kendini pantheon'da görme ihtirasına yeniliyorsun, mümkün olduğunca bunu hatırla. bir anını bölsen bin parçaya, birine bile gücünün belki yeteceğini göremiyor musun? aklınla çok fazla övündün de düşüncelerini bile kontrolden aciz kalmış gücünü kabullenmen zor mu? çaresizliklerin arasında kalmış küçük oyunlara pençeni geçirecek gücün nerede?

tanım: bir yazar.
mia
kadınların bu denli büyük düşünebilmesini çekemeyenlerce saldırıya uğramış yazardır.

hatırlatmak isterim ki bu sözlük, diğer yazarları eleştirmek üzere açılan bir platform değildir, amacı da bu olmadı. bilgi yaymak ve bilgilenmek amacından sapanları cezalandırmaktan yanayım ve bunu da desteklerim. kelime kirliliğine lüzum yok!

ayrıca kadınlara tanınan pozitif ayrımcılığı hor görenleri, onu kendi amelleri için kullandığını düşünenlerini de kınıyorum. sizi gidi çakma ilericiler...
ulduz
çıldırmış yazar. kuzucum çıldırabildiysen en azından bir aklın olduğuna şükretmelisin, ya olmayanlar ne yapsın? biraz onları da düşün.
saygılar, sevgiler.
ihtiras limani
(bkz:#30102)
(bkz:bu kadar yürekten çağırma beni)

Evrene gönderdiği dalgalar bana ulaşıp yatağımı öyle bir sarstı ki uyandım bile, aklından beni geçirmesinin göğe Batman sembolü tutmak gibi olduğunu o da biliyor.. nitekim beni çağırır çağırmaz uykusuzluk sorunu çözülmüş uyumuş bile. uykumda bile korumam altında olan uyuyamayan güzel , elleşmeyin :)
ihtiras limani
bugün bir meteorun yüzeyindeki nadir bulunan element gibi dünyaya gelişinin yıldönümü.

doğmak için çok güzel bir mevsim değil mi? nemden etkilenmiş olduğunu kenara bırakırsak nazlı ve küçücük bedeninin, yaz meyveleriyle çevrili olarak geldiğini düşünüyorum dünyaya. kaç bahar gördün düşünsene, geçen yıllar bedeninde iz bırakmadan geçip gidiyor, ruhun gittikçe yıllanıyor hissediyorum bunu senin ve etrafındaki herkesin hissettiği gibi, dokunduğun yerde bıraktığın yaşama arzusunun büyüsü bile bir başka artık.

insanın nereden ne anlam çıkaracağı belli olmuyor. sen beni sadece varlığından haberdar kılarak dünyanın ve insanın düşündüğümden çok daha güzel olduğuna inandırdın. tehlikelisin bu anlamda, senin gibi insanlar çöllerde vahalar bulunabileceğine inandıran insanlar. seraplardan güzel bir gerçeklik.

bazen senin yaşamı deneyimlemek için mi doğduğunu yoksa sevdiklerinin seni yaşaması için mi var olduğunu düşünüyorum. seni yaşarken senin yaşayışını keyifle, hayranlıkla izlemek var bir de.

şiir kadar zarif ve güzel bir ruha sahip, keskin bakışlı satırlarıyla düşüncenin tuvalinde resimler çizen yazar. hem kadim hem taze. hem berrak hem saklı. bildiğim en güzel bilge. doğum günü kutlu olsun.
avni
değişik konulardaki felsefi yaklaşımları takdire şayan nezdimde. yeni yaşında da okurken keyf vermeye devam etmesini temenni ediyorum. sağlıklı sıhhatli nice nice seneler.
avni
veda havası kokan tavrı ile takip edenlerini üzen yazar.
umarım takip edenlerini paylaşımlarından uzun süre mahrum bırakmaz.
ihtiras limani
telefonunun bataryası can çekişirken yola çıkmasının yarattığı aksiyona buluşma heyecanı da eklenince elimi ayağıma dolaştıran yazar. sabiha kazan ben kepçe araşıp durduk. kahveyi de üstüme döktüm zaten !
kozmos
başlıkları ve girdileri arasındaki bağlantı oranını yüzdesel olarak hesaplamaya çalıştığım vakit 6.34 gibi küsuratlı bir sayı çıkıyor. tabi 34'den sonra 8 adet rakam daha var ama kafa öpmeyelim akşam akşam.

sözlük kültürüne aşina olduğunu düşünür idim başlarda. fakat açtığı başlıklara girdiği girdiler arasındaki orantısızlık artık gözüme batmaya başladı.

umarım yanılıyorumdur, fakat şu ana kadar, kendisi kafamda şöyle bir imaj çizdi;
(bkz:erken kaybedenleri okuyup edebiyat sarrafı kesilen ağır solcu sosyoloji birinci sınıf öğrencisi)
ontolojik sancilarimin merhemi
“ her şeyden” ( şeyli olan her şey ayrı yazılır bu 1) şikayet etmeyen yazar. Şikayet ettiği konu yeni yazar arkadaşların çekip gitmesini engellemek ve yazma hevesinde olan mevcut yazarların, heveslerinin kırılmasını önlemek adınadır. Yani tamamen sözlüğün yararını gözetiyor.

Söyleşi ve güzel söz yazarı olup olmadığımı anlamak için profilini 10 sn gezmek yeterlidir. Üstüne çıkabilecek en ufak bilgi kırıntın varsa kahve ısmarlamaktan çekinmeyecektir.


Hoşça kal, güle güle..
ihtiras limani
Şimdi kız dediğin kedi sever değil mi? Alır okşar, fotoğrafını çeker yükler falan.. ontolojik ne yapıyor kedi gördü mü sandalyenin üstüne çıkıyor. Aslan burcu olup kedi sevememek yaşamın ona küçük bir esprisi sanırım. Bir de iyi ağaca tırmanır, yüksekleri sever.
mia
az önce uğradığım seri artı fırtınasının yaratılışından sorumlu yazar kişisi!
eyy varlık felsefesi bilmem bilimum neler, tarayıcımı çöktürdüğün için seni kınıyorum!
kozmos
genelde uzun yazdığı için bazı girilerini word'e kopyalayıp aralara girerek eleştirme yoluna başvurduğum bir yazar. genelde haklı çıkıyorum tabi ki.

girilerinde uzunluk kıstası gözetmediğini ummakla birlikte, bahsettiği kavramlara, kavramlara haiz manaya dair açıklık yer yer arka planda kalıyor. okumanın yanı sıra anlamak için gereken emeği iki veya üç ile çarpmak durumunda kalıyor bazen insan. biraz daha açıklayıcılık hakim olsa tadından yenmez girdileri var.

edit: ekleme, düzeltme.
ihtiras limani
sizin için ağır kaçabilecek bir kitabı ilk okuyuşunuzda kafanızı bir yere çarpmış gibi hissedersiniz, neredeyse anlamsız gibi gelir pragraflar. bölüm bölüm, hatta yaza yaza, word'e falan alarak okursunuz. ontolojik de böyle etkiler yapabiliyor, bünyeye göre değişir. zamanla aşinalık kazandıkça anlamasanız da ana fikri kapabilecek duruma geliyorsunuz. satır arası nüansları da var ki, kendisinin sembollerle dolu şiirleri hikayeleri geliyor aklıma, paylaşmıyor burada. bunu da bir hatırlatma olarak bırakmış olayım buraya.
0 /