az bilinen görgü kuralları

lisede edebiyat öğretmenimiz;

- gerçek görgülü insan karanlıkta esnerken ağzını kapatan insandır.

derdi... yani insan etrafına göstermelik değil, kendisine duyduğu saygıdan ötürü görgülü olmalı. kendime bunu şiar edinmeye çalışsam da, her daim içimdeki barzo buna engel olmakta. siz yine de karanlıkta esnerken ağzını kapatanlardan olun.

Yemeğinizi bitirdikten sonra çatal ve bıçağınızı tabağınızın içine çapraz olarak değil birbirlerine paralel olacak şekilde bırakırsanız mekanın garsonları sizin yemeğinize devam etmeyeceğinizi direkt anlayıp size sormadan servisinizi kaldırır.

Size zırt pırt gelip "Devam ediyor musunuz?" diye sorarak sizi darlamalarının sebebi de bu kural hakkında pek kimsenin bilgi sahibi olmamasıdır.

Aklınızda olsun.

Teşekkür etmek , özür dilemek bunlardan bazılarıdır.
Çok basit iki kuraldır ama gitgide unutulmuştur.

kapalı mekanlarda şapka ve türevleri çıkartılır.

gözünde güneş gözlüğü varken karsindaki insanla konuşulmaz. gözlüğünü çıkart ondan sonra konuş puşt.

Tokalaşacağın vakit elinde eldiven varsa çıkarıp tokalaşmak bunlardan biridir.

üst girdiye tüm benliğimle birlikte katılıyorum.

lan ben sana iyilik yapıyorum, öküz! içimden geliyor, cebimden çıkmıyor ya diyip kapıyı tutuyorum. sanki görevimmiş gibi bir şey demeden çekip gitmek ne demek lan amk! tamam iyilikten karşılık beklemek iyiliğin samimiyetini sorgulatabilir de, o da bir yere kadar abicim. ne ben ne sen peygamberiz.
kredi kartı borcu olan, ay sonunu düşünen insanlarız lan. şeklini sikerim adamı hasta etme. bir daha iyilik yapanın da amk.