babanın söylediği unutulmayan sözler

vantablack
yaşım o zamanlar sekiz ya da dokuz. ayakkabı alacağız bana. o zamanlarda sınıftaki bütün çocuklarda pahalı markalardan halı saha ayakkabıları var. şimdilerde bu durum hâlâ böyle mi bilmiyorum ama benim çocukluğumda erkek çocuk halı sahalarda kullanılan altında çivileri olmayan kramponlardan alırdı her zaman ve her yerde onu giyerdi. ben de tutturdum işte şu markadan alalım, şu bunu giyiyor. babam da kendisinin götürdüğü dükkanlarda ürününü satmaya çalışan dükkan sahibi gibi fiyatı bütçesine uygun olan ayakkabıları gösteriyor, bak bunun burası ne güzel diye övüyor. ben yine de beğenmiyorum. aklıma takmışım işte, ne olacağını sanıyorsam ben de herkes gibi pahalısından istiyorum. bir oldu bu, iki oldu... en sonunda babam dedi ki "oğlum ben senden daha çok isterim gösterdiğin ayakkabılardan giymeni, istediğin şeyleri giymeni ama benim durumum maalesef bunlara el vermiyor. benim gösterdiklerimden giysen olmaz mı?"
şimdilerde üniversiteyi bitirdim. yaşım yirmilileri geçti. babamın o gün önümde diz çöküp kurduğu bu cümleler, o yüz ifadesindeki mahcup tavrı hiç gitmez aklımdan. hep de bela küfür kıyamet okurum kendime, adama bu cümleleri nasıl kurduttun şerefsiz herif diye.
morunontonu
Üniversiteyi ilk kazandığım seneydi veda vakti gelmiş elimde valizler terminalde otobüsü bekliyoruz.Babam geldi gözleri dolmuş arada yanımızdan ayrılıp bir köşede ağladığını biliyorum.Neyse geldi yanıma otobüse bineceğim sarıldı bana gözyaşlarımı sildi “kızım kendinden başka kimseye güvenme ne olursa olsun baban her zaman yanında sen beni bir kere çağır ben dünyayı yıkar gelirim yanına değmeyecek insanlar için gözyaşlarını dökme sen benim en kıymetlimsin en değerlimsin seni sana emanet ediyorum” her sıkıntıya düştüğümde bu an belirir gözümün önüne derin bir iç çekip gücümü toplarım.
kozmos
babanın söylediği ve akıldan çıkması için bir tür bilinç kaybı, travma falan gereken sözlerdir;

''kız arkadaşımı görsen çok seversin, gerçi tanışmıştınız.''