bakkal

sos
muhtelif ürünler satan, sahibinin; cipsten çıkan bedavayı verip vermeme konusunda muhakemeyi kendi yapan, veresiye verebilen, içeriye bim poşetiyle girince trip atan birisi olabildiği dükkan.

bizim bakkal ekşi yazarı. bildiğin ekşi sözlük'te yazar adam. benimle kısa zamanda çok samimi oldu. iyi biri. soğuk sıkım taze meyve suyu satmayı düşünüyor. makinesini falan almış. bana gösterdi. tutacağını ve satılacağını tahmin ediyor.

kafe usulü yapmazsan tutmaz abi o. millete starbucks gibi mobil bardakta meyve suyu ikram edecek ve tabii biraz tuzlu bir fiyata. abi burayı okuyorsan bana kızma ama... o öyle tutmaz. bu muhitte hiç tutmaz.

ama yine de sen bilirsin...
pasaj
eskiden toz leblebiler, kutuda kaymaklar, adetle satılan gofretler gibi nostaljileri barındıran, aldığımız cips içerisinden çıkan promosyonlarla anlam kazanan; günümüzde ise kendilerini büyük marketlerin yavaş yavaş yuttuğu yerlerdir.
diko
Adıyaman besni'den gençten bi çocuk işe başlamıştı Çankaya'nın göbeğindeki büroda. Yanıma verdiler, çocuğa işi sen öğreteceksin dediler. Hay hay memnuniyetle dedim. Neyse 1 haftada az buçuk öğrendi işi. 2. Hafta palazlandi 1 ayda da kanı bitlendi. İşten kaytarmaya bile başladı kerata. Yine böyle birgün kayboldu ortadan. Yarım saat sonra çıktı geldi. Dedim nerdesin lan vakkas. Abi dedi bakkala gittim. Çankaya'nin göbeğinde bakkala gittim deyince gülümsedim ne aldın peki vakkas diye sordum. Kola aldım abi dedi. Hangisinden aldin peki diye sorunca sarı aldım abi dedi. İşte o sarıdır bakkal. Artık kalmadı. Kolanın sarısıni satardi, leblebi tozu satardi, bifa puskeviti satardi. Bitirdiler bakkal amcayi. Bir yıldız daha kaydi. Umarim sana da kayarlar grosmarket.