cami

turuncu gemi
eskiden arazi mafyaları bir bölgeyi imara açtırmak için oraya ilk etapta cami yaptırırlardı. özü itibarıyla ''cami'' ve ''cem evi'' sözcükleri eş anlamlıdır. aleviliğin de yahut diğer mezheplerin de bu tür ortak ibadet alanları inanan insanların bir cemaat olarak bir araya gelip aralarındaki husumetleri çözmesi yahut yoksulun derdine deva olunmasıdır. pek tabii bir imam önderliğinde verilen vaazlarda tanrı'nın, dünyada barışa yönelik işler yapma, insan öldürmeme, kul hakkı yememe gibi mesajlarının vaaz edilmesi gereken yerlerdir aynı zamanda.

bugün bir yandan diyanet, bir yandan cem vakfı eliyle yozlaşının en çirkin örneklerinin merkezi yapılmak istenmektedir. hatta yapılmış halde de derdim ama inanan dostlarımıza bir saygısızlık etmekten sakınırım. yoksulun üç kuruşundan kesilen vergiler cemaati olmayan betonlara akıtılıyor. dinin özü yoksulların doyurulmasıyken, mütahhitlerin işkembeleri şişirtiliyor.

ondan sonra neden insanlar yığınlar halinde deizme ateizme koşuyorlar diye yanıp dövünsünler. bu hal islamcı parti iktidarında yaşanmaktadır.
kaptonur
Müslümanların ibadet yaptığı yapı. Eski zamanlarda ses daha fazla iletilsin diye yüksek bir kubbeye sahiptir ve imam yüksek kubbeden müslümanları ibadete çağırır. İnce ve uzun olan bu kubbeye minare denir.

"Dünya sikime minare götüme" argolar.

Müslümanların günde 5 vakit farz olan namazları toplu halde camide kılınır. Topsuz halde evde de kılınan namazın camide kılınan namazdan 70 kat daha az sevaba tekabül ettiği söylenir.