feminizm ve pozitif ayrımcılık

phitili
sen ve ben bir hedefe ulaşmaya çalışan iki insan olalım. güçlerimiz aynı ve aynı noktadan yola çıkıyoruz. tamamen eşitiz yani. yola çıkmadan önce birileri gelip senin ayağına 50 kiloluk ağırlıklar bağlıyor. diyorlar ki hadi koşun. aynı güçte aynı kiloda olmamıza rağmen kim önde olur? kim geride kalır?

sonra yine birileri yanına gelip diyor ki ''sana elli kilo yük bağlayarak haksızlık yaptık, gel çözelim eşit koşullarda ilerleyin.'' ilerlemeye herkesin kaldığı yerden mi devam etmek istersin yoksa önceki eşitsizlikten doğan mesafenin kapatılmasını mı?

feminist değilim ama pozitif ayrımcılık budur ve eşitlik fikriyle çelişkili değildir.
keskin nisanci
feminizm ve feministler kadınların ve erkeklerin aynı haklara sahip olduklarını ve eşit olduklarını söyler. buraya kadar her şey normal ve desteklenecek türden ama işin içine kadınlara yönelik uygulanan pozitif ayrımcılık girince işin rengi değişiyor. pozitif ayrımcılık denen şey, yalnızca “dezavantajlı” gruplara mensup bireylere verilen ekstra haklar değil mi? peki bir feminist nasıl oluyor da pozitif ayrımcılığa ses çıkarmıyor? bir kadın pozitif ayrımcılığı kabul ettiği an erkeklere nazaran dezavantajlı olduğunu kabul ediyor demektir ki bu feminizmin ruhuna aykırı. bu kadın - erkek eşitliğinin olmadığını kabul etmek demektir ama nedense kadınlar pozitif ayrımcılığa seslerini çıkarmıyorlar ki bu da bana ikiyüzlü bir tavır olarak geliyor.