hocalı soykırımı

davy jones
Hocalı Katliamı (Azerice: Xocalı soyqırımı), Karabağ Savaşı sırasında 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında yaşanan ve Azeri sivillerin Ermenistan'a bağlı kuvvetler tarafından toplu şekilde öldürülmesi olayıdır.

"Memorial" İnsan Hakları Savunma Merkezi, İnsan Hakları İzleme Örgütü, The New York Times gazetesi ve Time dergisine göre katliam, Ermenistan'ın ve 366. Motorize Piyade Alayı'nın desteğindeki Ermeni güçleri tarafından gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, Karabağ Savaşında Ermeni kuvvetlere komutanlık yapmış bugünkü Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan ve Markar Melkonyan'ın aktardığına göre kardeşi Monte Melkonyan, katliamın Ermeni güçler tarafından yapılan bir intikam olduğunu açıklamıştır.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Hocalı Katliamı'nı Dağlık Karabağ'ın işgalinden bu yana gerçekleşen en kapsamlı sivil katliamı olarak nitelendirmiştir.

Azerbaycan Cumhuriyeti'nin resmî açıklamasına göre saldırıda 106'sı kadın, 83'ü çocuk olmak üzere toplam 613 Azerbaycanlı hayatını kaybetmiştir.

Kaynak: Vikipedi.
keskin nisanci
gün itibariyle üzerinden 26 yıl geçen olay. dünya tarihinin gördüğü en vahşi saldırılardan biri. 83 çocuk, 106 kadın, 70'ten fazla yaşlı toplam 613 kişinin vahşice katledildiği vaka. hamile kadınların karınları deşilmiş, çocukların gözleri oyulmuş, elleri, ayakları kesilmiş, insanlar diri diri yakılmış, derileri soyulmuş vs. uzun lafın bücürü akla hayale gelmeyecek bütün vahşilikler yapılmış.

bunu yapan ve buna çanak tutan ermeniler utanmadan kalkmışlar 1915'te tehcir sırasında ölen ermenilere soykırım yapıldığını iddia ediyorlar. batılı devletler de bu olayı umursamayıp sürekli türkiye'yi soykırım yapmakla suçluyorlar ama kimse şunu unutmasın mazlumun ahı kimsede kalmaz, herkes bir gün yaptıklarının bedelini öder.
olacak o kadar
Sessizce anmaların yapıldığı, dünya kamuoyunda katliam sonucu can verenlerin sadece birer ceset olarak görüldüğü, kimsenin "hepimiz azeriyiz" diye sokaklara dökülmeyeceği, firavunu bile kıskandıracak ikiyüzlüler ile aynı toplumda yaşadığımızı gösteren, karşı tarafı faşistlikle suçlayanların asıl faşizmin "gizli olmayan özneleri" oldugunu ayan beyan ortaya çıkaran katliam.

Sözüm meclisten dışarı ya da içeri çok mühim değil lakin 26 yıl önce yapılan bu katliama ses çıkarmak, korkmayın... sizi ne vatansever yapar ne ülkücü yapar ne ulusalci ne de anti-hümanist yapar ama eminim ki insan yapar.

Katliamın 26. Yılında vahşice katledilen kardeşlerimizin, abilerimizin, babalarımızın ve analarimizin ruhu şad mekanları cennet olsun.
keskin nisanci
üzerinden tam 27 yıl geçen dünya tarihinin görüp görebileceği en kapsamlı katliam hatta soykırım hareketi. 26 şubat 1992'de hocalı'da katledilen soydaşlarımızı rahmetle anıyoruz, mekanları cennet olsun, toprakları bol olsun. zalimlere ve zalimlerin zulümlerine çanak tutanlara da lanet olsun.
turuncu gemi
26 yıl önce bugün, ermenistan askerleri azerbeycan'ın hocalı köyünde yüzlerce silahsız masum sivili katletmişlerdir. yazık ki bu cinayetlerin sorumluları günümüzde bile yargı önüne çıkartılmamışlardır.

''soykırım'' uluslararası bir suç kavramıdır. yaşanan bu cinayetler hiç bir soykırım tanımına girmez. bu beisle, olayın daha doğru anlaşılması için başlığın yanlış olduğunu belirtmek istedim.

çok klişe olsa da, yaşadığımız bu kapitalist emperyalist dünya düzeninde doğruluğunu yitirmeyecek bir önerme vardır. ''bir insanı öldürürsen cinayet, yüzlerce insanı öldürürsen ''istatistik'' olur. bu olayın bir soykırım niteliği taşımaması alçakça terör cinayetleri olduğu gerçeğini değiştirmez.
umarım bir gün, hangi soydan gelirse gelsin haksızca öldürülen insanlar için herkes dna'sına bakmadan insani hukuki tepkisini gösterir.
bouii
27 yıl önce bazıları için insanlığın sadece bir sıfat olduğunu, bir coğrafyada dehşet nasıl yaşatılır gördüğümüz katliamdır. Bir çoğu yanmış olan cesetlerin gözlerinin oyulmuş olduğu; kadın, çocuk ayırt etmeden öldürüldüklerine bakınca sözde Ermeni soykırımı için fersah fersah hatırlatma yapanların bu günde sessiz kalmaları hiç şaşırtıcı gelmiyor. Sanırım yaşamak hakkı, yapılan haksızlığa ses olmak bile sadece bazı ırklara tanınmış bir imtiyaz oluyor.