insancıklar

frante
okuduğum ilk dostoyevski kitabı. aslında cin ali, ayşe ile karga kardeşin maceraları, tayyip kömürlükte gibi çocuk kitapları sonrasında okuduğum ilk adamakıllı kitaptır.

kitap adamdı evet ama ben ergendim ve de kitap akıllıydı ama ben biraz alıktım sanırım ki kitabı okurken gaza gelip -ilham alıp- ilk aşk mektubumu yazmıştım. lisede boyumdan büyük cümlelerle dolu mektubu laaps diye vermiştim kızcağızın eline. iadeli taahhütlü. okumamıştı bile. hatta yırtmış ve yırtığını çöpe bile değil yere atmıştı. çöpe bile layık görmediği mektubum doğada çözünmüş bile olabilir, aradan öyle de uzun zaman geçti. şu an kızın ismini bile hatırlayamadığımı fark ettim. hiç elle tutulur bir tarafı olmayan tuhaf bir anı.
kozmos
kronolojik dostoyevski antolojisinde ilk sırada olan kitap. daha doğrusu bir mektup-kitap. çünkü kitap, varvara alekseyevna ile makar devuşkin arasındaki mektuplaşmaları içeriyor. dostoyevski'nin, puşkin güzellemelerinin yağmur olup yağdığı bölümler de çokça. yazıldığı dönemin rusya' sının özellikle alt kesiminde yer alan, fakir/çok fakir insanların dünyasını, gelir eşitsizliğini tadı damakta kalır bir üslupta ve oranda anlatıyor. yine dönemin rusya'sındaki gerçek ve hayal arasındaki uçurum, çok güzel şekillerde yedirilmiş.

--- spoiler ---
makar, varvara'ya derin bir tutkuyla bağlı, varenka'nın uzaktan sayılabilecek bir aile dostu ve biraz yaşını almış, hatta kelli felli denebilecek bir memurdur. saplantı düzeyinde, platonik bir bağlılıktır dillendir(e)mediği. makar, varvaraya olan bu saplantılı fakat dürüst aşkını ''aile dostu'' örtüsünün ardında çeşitli eylemlerle göstermeye çalışsa da, varenka'nın bunun tam idrakında olduğunu ve 'masum ve kırılgan bir melek' imajıyla makar'dan alabileceği tam faydayı almak için kadınlığının şeytani parçasıyla direndiği ihtimalini düşünmeden edemiyor insan. söz gelimi, varenka'nın makar gibi yaşlı ve bir ayağı mezarda olan, hiç evlenmemiş birine yazdığı mektupların bitiş cümlesi olarak, şunları adının başına sıfat olarak eklemesi ise, bir dizi şüpheye sevk ediyor okuru;

''sizi bütün kalbiyle seven minik kuşunuz v.d.''
''duacınız v.d.''
''biricik sırdaşınız v.d.''
''size minnettar köleniz v.d''

ve fakat makar'ın da bu temelde, esasında varvara'dan samimiyet temelinde çok da farkı yoktur. makar'da, okur olarak benim dikkatimi çeken, ''ben buradayım'' diyen, sezinlediğim ilk 'duygu', makar'ın kendine acı çektirerek varvara'dan almayı hedeflediği ilgi ve sevgidir; hatta kendi acı çektirmek, örneğin ayakkabıları yırtık iken zor duruma düşebilecek şekilde varvara'ya hediyeler alması, varvarayı üzdüğü gibi, varvara'da ona karşı şevkat, acıma veya sevgi duygularının da uyandıracağını düşünür. bu duygular varvara'da yer yer uyanmış olabilir, lakin varvara'nın hislerinde ne kadar samimi olduğunu görmemek, başarı dahi sayılabilir.
--- spoiler---