insanların konuşa konuşa anlaşamaması

mızrabımda ızdırap
kulağımızdaki küpede asılı bir sözdür; insanlar konuşa konuşa hayvanlar da koklaşa koklaşa anlaşır diye. gün geçtikçe bu söz bana müsaade diyerek tedavülden kalkmaya niyet etti, gitti gidecek. insanlar artık konuşmakla anlaşamıyor aksine tartışıyor, kalp kırıyor ve kopuyor birbirinden. gerek siyasal fikir, gerek dini seçim hatta en basit futbol takımı tutma kararı bile ortak nokta olma arzusunda. ben beşiktaşlıyım sen fenerbahçeli, ooo olmadı! siyasi parti tutmuyorum sen ise falan parti, cıkss! ben insanım, sen de insansın; evet bu konuda hemfikiriz. hayret, demek ki ortak noktamız var imiş. öyleyse neden bu aynı mercekten bakma ısrarı? neden konuşamıyoruz? neden anlaşamıyoruz? yahu benim gibi düşünme, kendin gibi düşün farklı bir kelam dizesi dinleyeyim. sen türkü söyle, ben rap müzik çalayım ama aynı nota kağıdı üzerinde olalım. çok mu zor sol anahtarında buluşmak?
avni
"İnsanlık tarihi bir nevi kendi türüyle savaşların tarihidir." der bir feylesof. Aynı feylesofun "tanrı öldü" demesinin üzerinden 150 yıl geçtiğini de gözönünde bulundurur ve daha yeni yeni ne demek istediğinin anlaşıldığını düşünürsek aslında insanların hiç de öyle konuşa konuşa anlaşmadığını aksine küçücük anlaşmazlıklarında bile savaş baltalırını hemen ellerine aldıklarını görürüz. Dolayısıyla insan insan olalı beri doğruluğu milyarlarca kez kanıtlanan bir önerme ya da çıkarımdır.