kadınların güç istenci

Nietzsche "Der Wille Zur Macht" dediğinde salt kadına veya salt erkeğe ait bir istençten bahsetmiyordu. Evrensel bir kavramdı bu. Felsefi bir kavram olarak güç istenci, eğer varsa, her yerde aranır. Erkekler, kadınlar veya dişlerini sol elleriyle fırçalayanlar muaf olamaz bundan. Eline iktidarı geçiren herkes birer Hitler'e ya da Stalin'e dönüşmeye adaydır. Gücü, örneğin siyasi olarak birilerinin ellerine veren kitleler, kadınlardan "ve erkeklerden" (hatta erkeklerden ve kadınlardan) oluşur. Gücü devralan kişi de çoğunlukla erkektir. Bununla birlikte, bütün kadınlar bu ne idüğü belirsiz "çember dışına çıkarılmayı" deneyimlemiyor olabilir. Kuzey toplumları var, kadın-erkek düzlemini aşan toplumlar var, dünya bizden ibaret değil. Belli ki derdimiz beynelmilel bir kadın kavramıyla. Eğer böyleyse buna söylenecek bir şey yok. İki cinsiyetin birbirini bazı konularda anlaması olanaksıza yakın zaten. Herkes kendi borusunu öttürüyor.

Not: feminist değilim.

Rakı-redbull birbiri ile ne kadar ilişikse kadın ve/veya güç istenci o kadar ters oranda ilişiktir. Zira bu ilişkiyi görmek için %120'lik bir görme oranına sahip olmak gerekmiyor. Her kadında olduğu gibi sıradan/standart/normal bir türk kadınında da toplum, çevre, aile tarafından bir çember dışına çıkartılma mevcut. Erkeklerde de oluyor fakat çok düşük bir oranda. Zira “amcalara pipiyi göstermek” işini bir kız çocuğu için yaptıran pek baba yoktur değil mi? Gören mesaj atsın sürprizim var.

Hal böyle iken, yani türkiye gibi bir yerde doğmuşken, o şartlar altında büyümüş, gelişmiş(!), öğrenmiş(!), karakteri ve düşsel dünyası şekillenmiş(!) iken, hangi akıl sahibi insan mevzubahis bu “x” kişisi için “güç istenci yoktur, söz konusu olamaz!” Diyebilir? Diyebilen de mesaj atsın.

Sonuç olarak, kadın cinsinin erkek cinsine göre daha zor şartlarda yetiştiğini biliyoruz. İş bu girdide son defa söylenmeye, anlatılmaya çalışılan şey, kadınların, dünya onların acısından veya çaresizliğinden haberdar değilmiş gibi düşünüp güç sahibi olması halinde dönüştüğü bir tür, her sabah high-lighter süren canavarın ne kadar komik veya acınası bir çözüm yolu olduğudur.

Ayrıca;
(bkz:Üniformanın zehri)

Rakı redbull ilişkisi gibi.. üzerine biraz nutella sürülürse tadından yenmez. O değil de dünyanın her yerinde kadınlar hakkındaki değer yargıları birbirine ne çok benziyor değil mi ? çalışıp üreten, anne ve eş olarak yaşamı paylaşan ve aynı sorumlulukları yüklenmiş dünya nüfusunun yarısını oluşturan kadınlar konusundaki değer yargıları; ocağa incir ağacı dikme gibi basit bir düzlemden aktarılıyor. Midem bulanıyor.

iş hayatında çok daha yoğun bir şekilde karşımıza çıkandır. özellikle türkiye gibi gelişmeye müsait olmayan coğrafyalarda toplum ve aile tarafından ötekileştirilen kadın cinsi bir şekilde güç sahibi olduğu vakit karşı cinsiyle beraber hemcinsini de kazığa çekiyor.

iddia ediyorum, orta düzey gelire sahip bir iş kadını birazcık daha fırsat verilse, söz gelimi patron koltuğuna otursa, çalışanlarının içinden geçer, ocağına incir ağacı diker, allahuekber dağlarına çeker mobbing olayını. my goodness..

azıcık gülmesini bilin.