mühendis

avni
sorsan. "mühendisim." der. af buyrun, yukardan bakan biraz havalı bir edayla. "ne demek mühendis" desen. emin olun, azımsanamayacak bir kısmı kem küm eder, doğru bir tarifini dahi yapamaz mesleğinin.

envai çeşit alt dalı olan bir meslek. liseden sonra en az 4 yıl okuyup meslek edinen bir insanın mesleğinin tarifini yapamaması sizce de garip değil mi?
elektronik, elektrikten tut ziraate. otomotivden tut uçağa, tektstilden tut genetiğe, gıdadan tut kimyaya aklınıza gelebilecek hemen her iş kolunda fakültesi, üniversitesi olan ve mezun olununca gelecekteki ünvanı olan mesleğini tarif edemeyen insana ben mühendis diyemem kimse kusura bakmasın.
bir işte ölçme, ölçümleme, tasarlama, planlama vesair konularda asgari bilgiye sahip alanında uzman kişiye denir. ülkemizdeki gibi fakülte bitirerek mühendis olduğunu sananlar, iş hayatına atılırken anlıyorlar henüz mühendis olamadıklarını . eğitim sistemi falan tamam, eyvallah da. insan kendini yetiştirmeye çabalamaz mı 4 yıl boyunca.
gerçekten hakkını vererek mezun olanları tenzih ederim. onlar kendiliğinden tarif ediyor zaten mühendisliği.
sikko
sağlık hizmetlerinden sonra gelen en önemli meslek grubu.

mühendis adaylarının ve yeni mühendislerin en büyük sıkıntısı maaş. işveren salak değil! kendini geliştirmemiş, bi bok bilmeyen mühendis tabii kötü maaş alır! okulda çok görüyorum ben mühendisim abi, şantiyeye gitmem, oturur ofisimde proje çizerim diyenleri, iş beğenmeyenleri! bu devirde inşaat ve makine mühendisleri aç kalıyorsa kendi salaklığındandır! (diğerlerini bilemiyorum) bu kadar net! adam makine mühendisi oluyor sadece autocad biliyor. lan onu ziraat mühendisi bile biliyor! lütfen kendinizi geliştirin dostlar, geliştirin ki işverenle maaş konusunda tartışırken yüzünüz olsun. bu devirde, hele ki türkiye'de iş bilmeyen adamsan ve tecrübesizsen illaki düşük maaşla başlanacak. yaşadığımız ülke türkiye sevgili mühendisler ve mühendis adayları. lütfen iş hayatına atılırken bunu da göz önünde bulundurun ve ona göre hareket edin.
siz hepiniz ben tek
komik insanların bulunduğu meslek dalı.
yeni mezun olmuş bir mühendis yeni doğmuş bebek gibidir.
Fabrika işçileri topla oynadığı gibi oynarlar onunla.
Makine mühendisi vs Bakım operatörü. Hangisi kazanır bu galibiyeti sizce?
tabi ki açık ara farkla bakım operatörü. bakın operatör diyorum bunun 3 üstü daha var onlarla eşleştirme yaparsam, mühendis adamın ayaklarına kapanır ağlar.
Bu durum eğitim sisteminden kaynaklıdır. Makine mühendisleri teorik bilgilerde çok iyidir ancak fabrika hayatında teorik bilgilere yılda 2 defa gerek duyulur, fabrikalarda gereken pratiktir. Okullarda teorik bilgilerin çok iyi öğretildiğini düşünüyorum, ancak ülkemizdeki okullardaki eksiklik uygulama dersleridir.
Önerim şu,
-sanayi bölgelerine üniversiteler kurulmalı,
-Her fabrikaya eğitim ile alakalı ayrı bir departman kurularak iş verene bu konuda destek verilmeli.
-Mühendisler okula başladıkları andan itibaren haftanın bir yada birkaç günü fabrikada kurulan eğitim alanlarında uygulama eğitimleri görmelidir.

Klavuz, pafta çekemeyen, herhangi bir tezgahta çalışamayan, kumpas mikrometre okuyamayan mühendis olmaz. Böyle bir durumda mühendisler meslek lisesi mezunu adamdan aldıkları bilgiyi yine aynı adama satan papağandan başka bir şey olamazlar.
Bir fabrikada 20 yıldır çalışan adamın başına, hiç bir şey bilmeyen yeni mezun bir mühendis getirirsen ne fabrikadan hayır bekle ne üretimden.
hamlet
Operatörle, operatörlük dalında yarışırsa elbette tecrübesizken kaybedecektir. Bir süreliğine. Ki operatörün yaptığı işi de bir mühendisin öğrenme süresi de başka bir operatöre göre çok kısadır.

Ayrıca, eğer mühendislik alanında yarışılacaksa, henüz üçüncü sınıf mühendislik öğrencisi operatörü alt edecektir. Bu elbette onu mühendis yapmaz fakat operatörün mühendislik hakkında hiçbir şey bilmeyişi ona bu yarışı kaybettirir. Mühendislik demek, bir şeyin nasıl üretileceğini bilmek değildir. Mühendislik, en genel anlamda problem çözmek demektir.

Analitik düşünme dedikleri şey sadece bir kalıp değil bir probleme yaklaşım biçimidir. Ve mühendislik eğitimi boyunca mühendise verilmek istenen de budur. Derste bir şeyi anlatıp sınavda yüz şeyi istemek de bundan dolayıdır. Sınavda istenen yüz şeyi, yüz adet bir şeye bölerek çözmesi beklenir. Bunun sebebi analitik düşünce sistemini öğrencinin beynine kazımaktır.

Teori ve pratiğin ayrıldığı yerde, pratikte operatörün çektiği çileden çok daha azını yaşayarak o adımları aşacaktır.

Ve fikrimce yeni mezun bir mühendislik öğrencisinin ilk hedefi asla para olmamalıdır. Yeni mezunsanız tek hedefinizin daha fazla bilgi ve daha fazla tecrübe olması gerekir. Ki evet teorik bilgiden bahsediyorum. İş hayatında, derslerde anlatılandan çok daha fazla teorik bilgi var. Elbette bu yapmak istediğiniz işle alakalı olmalı fakat, ne olursa olsun iş hayatında para eden şey bilgidir.

bu arada, kaynak vb ustalık gerektiren işler haricinde, pek fazla operatörün bu tip bir yarışı kazanabileceğine de inanmıyorum ben. Yani yeni mezun da olsa ortalama bir mühendis ortalama bir operatörün hakkından gelir gibi. Çünkü çoğu, robot gibi verilen işi yapar ve ne yaptığını sorgulamaz bile. Bunu aşağılamak için söylemiyorum. Adam geçim derdinde, sorgulayarak ya da kafa yorarak katma değer sağlayamayacağını da biliyor. Getirisi olmayacaksa neden kafa yorsun?