oruç

kozmos
nefis terbiyesinden pek uzak bir maksada sahip olmalı insan oruca başvuruyorsa.
yaşamak için yemek zorunda insan canlısı. bedensel bakımdan bir lüks değil beslenmek, ihtiyaç, zaruret.
bu biraz, sigara bağımlısı insanın sigarayı azaltarak sigarayı bırakmasını istemek, beklemek gibi. geçen saatler boyunca o insan için, içeceği sigaranın değerinin artacağı nasıl düşünülmez. saniyeleri sayar o insan saniyeleri. o da, sigara doğuştan gelen bir ihtiyaç bile değil. bağımlılık, ihtiyaca dönüşmüş o ayrı.
siz hepiniz ben tek
Oruç, imsak vakti dediğimiz fecr-i sâdık (ikinci fecir) zamanından güneşin batışına kadar geçen süre içinde hiçbir şey yememek, içmemek, cinsî muamelede bulunmamak demektir.
Oruç, kelime olarak, Farsçadan Türkçeye girmiş bir isimdir. Kelimenin aslı "ruze"dir. Türkçede "oruze" şeklinde kullanılırken, zamanla "oruç" hâlini almıştır. Arapçadaki karşılığı savm ve siyâm kelimeleridir.
Oruç tutmaya imsâk de denir. İmsâk, nefsi, meylettiği şeylerden uzak tutmak, onları yapmamak mânasındadır. İmsâkin mukabili iftar kelimesidir ki, oruç açmak, oruç bozmak mânalarına gelir.