ramazan davulu geleneği kaldırılsın kampanyası

blackandwhitememories
Geçen bir entryde de söylediğim gibi gelenek dediğimiz şey aslında dönemin koşullarından oluşmuş durumlar olabiliyor ve bu zamanla değişmeye mahkumdur. Merak etmeyiniz davul kavramı da elbet kalkar. Ayrıca 'davulcuyum ve bir geleneği yaşatıyorum' diyenlerin ramazan ayının son günlerine doğru kapı kapı güm güm diye dolaşıp arsızca para isteme mevzuları da herkesi bu ramazan davulculuğunun kalkması yönünde teşvik ediyor.
frante
islam'ın döneme uyarlanamama sorunları yaşadığını düşünmekle birlikte saçma bulduğum ve katılmayacağım kampanya. ki ben normalde kampanyalara bayılırım. 100 liranın üstünde alışveriş yaptığım için hak kazandığım enteresan deterjanlarla dolu ev. bir daha önünden bile geçmeyeceğim marketlerin "alışverişlerinizi yaparken tek ayak üstünde durursanız ve çoraplarınız ağzınızda kasaya kadar koşarsanız % 2 indirim sağlıyor" olarak açıklanan kartlarıyla dolu.

bu geleneğin sadece müslümanlarla alakalı olduğunu düşünmüyorum. bugün bir abimiz "ramazan olduğu belli. baksana sokaklara!" dedi. tamam bakmadım, o sırada kavurma yiyordum ama bakmadan da biliyordum ki haklıydı. oruç tutmayanların, müslüman olmayanların dahi iştirak ettiği toplumsal bir hadisedir bu. bayramlar da öyledir.

hastalar ve yaşlılar bu yıl da unutulmadı çok şükür. neden sadece ramazan davulu ya da sokak düğünü konusu açılınca akıllara geliyorlar ki? hayır zannedersin ki onlara zarar veren tek şey bu: davul. hani yanlış tedavi yöntemleri, yanlış teşhisler, hastaneye yetiştirilememeler? daha önce sokakta davul çaldığı için ölen birini duymadım ama bu saydıklarım her gün can alıyor. varsa bunlara göre bir kampanya oraya girelim. şimdi giremiyorsak kurban'da gireriz. ve ilginçtir 978 yaşında olmama rağmen bir kez bile davul sesine uyandığımı hatırlamıyorum. dün gece bizim davulcu şov yapmıştır ama hiç duymadım.

popülizm benim yüzümü buruşturuyor ve elbette titriyorum.
keskin nisanci
adı üstünde bir gelenek, toplumları bir arada tutan ve kültürünün yok olmasını engelleyen gelenekleridir. belki zamana uyduracak reformlar yapılabilir ama kaldırılsın demek, kültürün altına oymak demektir. üstelik bu bir silsile, sadece ramazan davulu ile sınırlı kalmayacak olayların başlangıcı. bir yerden gedik açıldıktan sonra kale yavaş yavaş düşmeye başlar. kültür olgusu iyice dejenere olmaya başladı dünyada, anadolu topraklarında az da olan geleneklerin yaşatılmasında fayda var gibi geliyor. komşuluk kavramı öldü ölecek, eş dost kavramı öldü ölecek, tamamen bireyselleşen, kimsenin kimseyi umursamadığı bir yapıya dönüşmeye başlıyoruz ki başta da dediğim gibi bu yok oluşun kapısını açar.
sultanahmet
Kampanyaya katılmıyorum. Tabiki gelenektir, fakat kamyonetin arkasına oturup çala çala mahalleyi gezerek de yapılmamalıdır. Manilerle, ritimle mahalle gezilmelidir. Gelenek diye yapıyorsak geleneğe uygun yapalım lütfen.
uykusuz
ramazanda sahur vaktinin geldiğini duyuran bu gelenek için başlatılan saçma sapan kampanya.

'ramazan davuluna da dil uzatılıyorsa artık söylenecek pek de bir şey yok. davul tokmağı mı rahatsız etti yoksa zurnanın uzun olması mı diye sorarlar adama?'

'iyi hoş düşünceye saygı ama sabah namazı okunur yok efendim rahatsız oluyorum vay efendim rahatsız oluyorum' arkadaşım sen önem arz eden ve direkt olarak bir dine mensup kişileri hedef göstererek sürekli o kaldırılsın bu kaldırılsın dersen en sonunda cehennemi boylar, bu yazdıklarına oradan bakar ağlarsın'
abrek
şayet ikamet ettiğim mahallede biri kapımı çalıp böyle bir kampanya yaptığını söylese kalemi alır imzamı atarım. ben de müslümanım ve 30 gün olmasa da oruç tutuyorum. ancak ramazan davulunu bir gelenek olarak kabul edeceksek yitirilen diğer geleneklerle beraber çıplak kaldığını düşünüyorum.

osmanlı devleti zamanında şöyle bir adet vardı. durumu olan aileler iftar sofralarına çoğu akşam ihtiyaç sahiplerini davet ederdi. gelen misafirler sahura da kalırdı ve sahuru yapar öyle ayrılırdı evden. ayrıca evdeki yemeklerden de onlara yolluk hazırlanır eli boş gönderilmezdi. günümüzde insanlar ramazan ayı boyunca 1 ya da 2 kere sevdikleri aileleri davet edip görkemli sofralarda tıka basa yemek yiyerek güle oynaya iftar yapıyorlar. kimse kendini kandırmasın artık toplumuzda biraz götü başı doğrultan ensesi kalın insanlar fakirlerden iğrenmeye başlıyor bile. yoksullara yemek verirken kim en kallavi misafirlerine çıkardığı yemek takımlarını kullanıyor? ben görmedim.

ben oruç ibadetini mantığa aykırı bulmuyorum. ancak uygulanış şekli fazlasıyla mantıksız ve bence böyle oruç tutan insanlar boşu boşuna akşama kadar aç kalıyor. haliyle oruç bir ibadet olmaktan çıkıp ramazan geleneğine dönüşüyor.

bir de fitre var tabii. durumu iyi olan insanların ihtiyaç sahiplerine verdiği sadaka olarak tanımlanıyor fitre. diyanet işleri başkanlığı bu yıl fitre miktarını 16 tl olarak belirlemiş. 16 tl'yi ihtiyaç sahibi birine veriyorsunuz ve diyorsunuz ki ''bu benim fitrem.'' 16 tl ile ne yapılabilir allah aşkına! dışarıda en dandik tek kişilik iftar menüsü bile 25-30 tl'den başlıyor.

davul konusuna tekrar gelecek olursak; ben dün gece arkadaşlarla dışarıda oturuyordum. saat 1'de geldi bir davulcu çalmaya başladı. ne mani var ne ritm. dayımın yaşını doldurmamış kızı eline verdikleri tefe çok daha güzel vuruyor. haliyle sövdüm içimden ''siktir git başka yerde çal'' diye. kuru gürültüden başka bir şey değildi. ayrıca diyoruz ya ''%90 müslüman bir toplumuz'' diye. oraya hiç girmek bile istemiyorum. bir mahallede migren ağrılarından kafasını duvardan duvara vuran insan da olabilir, uyku sorunu çeken ve yarım saat önce zor bela uykuya dalmış biri de olabilir. sabah önemli bir toplantısı olduğu için uyuması gereken biri de olabilir. bunların dışında ne var biliyor musunuz? yiyecek yemeği olmadığı için sahura kalkmadan su içip uyuyan insanlar var. o adamı sahura kaldırıp yaşadığı yıkımı düşünün. ama davul geleneğimiz öyle değil mi kalksın herkes.. eğer bir geleneği yaşatacaksak önce ramazanı ramazan yapan diğer geleneklerimizi ayakta tutalım. kuru gürültü değildir bence gelenek.

şunu da unutmayın; ramazan ayı her evde coca cola reklamlarındaki gibi şen şakrak geçmiyor.
pestenkerani
Desteklediğim kampanya.
Zaten davulun yüzü domuz derisinden yapılıyor. Davula ilâhî bir hava katmak manasız, bildiğin mahalle çalgısı işte. Dediğim domuz derisi de cabası. Mekanikleşmiş ve hatta dijitalleşmiş bir zamanda hâlâ davul çaldırmak akıl işi değil. Davulun Gelenek olmasına gelinceye kadar, yitirdiğimiz insanı ve vicdani ilişkilerimiz var. Bir memlekette aç insanlar çok çeşitli sofra kalabalığı içinde değil ve varlıkları o kalabalıkta hissedilmiyor ise davulun geleneği olmaz olsun. Hayır gören diyecek ki, tek dertleri bu maşallah.
Davul sesi beni rahatsız ediyor ve davula ihtiyaç duymuyorum.