umutsuzluk

john overmars
Büyük hayallerin küçük figüranı olmaktır.baharın güneşli bi günün ortasında kış yaşamaktır.ruhani üşüyüş hissiyatıdır.tüyleri ürperirken insan bir şeyler de kayıp gider tutamaz ya insan öyle işte.ölmeye cesaret edemiyorken ölmeyi ummaktır.sıkış tepiş bir duygudur.ihtimaller denizinde bir dalgaya kurban gitmektir.artık tek umudun ölüp gitmektir.kaybetmektense ölümün sonsuzluğuna doğru yelken açmak.. Siz hiç kimse duymazken ağladınız mı sessizce?
john overmars
Sarhoş olmak bile artık iyi gelmiyor ya da artık kafam güzel olamayacak kadar kötü.işte orası umutsuzluğun başkenti.etki tepkisiz.tepki etkisiz.sadece akıyor zaman bir mezar taşı yazısı olana dek yokluk içinde; küçük umut kırıntılarıyla kendini kandırmak.didinip didinip yine yerinde saymak.
ihtiras limani
umutsuzluğun ölümü getirdiği düşünülüyor hep ama kişinin olduğundan daha iyi olamayacağı gibi bir düşünceyle yaşayabileceği göz ardı ediliyor nedense. oysa çoğu insan zaten umutsuzdur, hayatlarında daha fazla küçük meşgale yaratmaya çalışırlar. bir gün her şey düzelecek sözünün bile inanmak istedikleri bir yalan olduğun bilerek yaşayan insanlar, yaşamı ölüme yine de tercih ederler. ölüm biraz daha kendine gurur yapan insanların işidir, başka insanlara yönelik toplumsal onurlarını düşünenler çoğunlukla gözden kaybolur.
rallici
her umutlanmanın ve her yaşama isteğinin sonucunda yaşanılan hayal kırıklığından dolayı düştüğüm durumdur, ve kolay kolay da çıkamam beni şaşırtan olumlu herhangi bir şey yaşamadıkça. bir de umutsuz oldukça inadına ters ve olumsuz gider sanki herşey. bir çoğumuz geleceğinden, bir çoğumuz yarınından umutsuz sürdürüyoruz hayatımızı. ama kıyıda köşe de az olsa bir umutla yaşamalı. aksi halde çekilmiyor.
icgqhs
Bir umudunuzun olmama hali.

umutsuzluk...
bu kavram hep mutsuzlukla ya da ani çöküşler, hayal kırıklıkları ile geliyor. ve umutsuz olmak çok zor bir durum.
bir sonraki nefesin muhasebesini yapıyorsun, kaçmak istiyorsun ya da neden böyle diye haykırmak istiyorsun...

çaresizlikle birleşiyor bir süre sonra, elinizden bir şey gelmediği zamanlar sizi en çok acıtan zamanlara tekabül ediyor...
çaresizliğin umutsuzlukla yüzleştiği an kendinizden korkmanız gerekiyor zira kaybedecek pek bir şeyiniz kalmıyor...

bin kez bağırsam bu evrene ve bin kez tekrar söylesem sana hayat?
değişecek pek bir şey bulamayacağıma emin olduğumdan umutsuzum hayat...

ne diyordu şair, ' ezberin bozulmadan kaderin değişmez ' .

toplum baskısı ve sorumluluklarımızı bir kenara atıp, aldığımız ilk nefeste sadece kendimizi düşündüğümüz an belki gülümseyecek kararlar alabiliriz kendimiz için...

sessizce susuyorum...