yine bir youtuber yapımı sinema filmi.
nuri alço'suyla, burak oyunda'sıyla ve doğa göbekoğlu'yla sinema perdesinin anasına hükmedercesine film yapmışlar.
ülkemizde youtuber olma meselesi gittikçe aştı kendini. her 'merraabaaa arkadaaşlar' diyebilen youtuber olabiliyor, bu da yetmezmiş gibi youtuber olmayı marifet sanıp bununla bir başarı elde ettiğini düşünüyor. biri 'sen ne yaparsın' diye sorduğunda 'yutubırım kanalım var' diyebiliyor, diyebilmekle kalmayıp itinayla her fırsatta 'şurama tıklayarak abone olun, burama tıklayarak like atın' diyerek beynimize hükmediyor.
peki bu iş daha nerelere kadar varacak derseniz vaziyet ortada işte. yutubırlar o youtube çerçevesinden bir bir çıkıp cağnım sinema perdesini de ele geçirmeye başladılar. `cumali ceber` vakası daha sönmüş değilken bir körük de `burak oyunda` avelinden geldi.
ne yazık ki bu konuda 'emeğe saygı' duyamayacağım. ha ortada pek bir emek var mı o da tartışılır tabii. ama bu da bir gerçek ki bu elemanların kitlesi, bu adamlar sıçsa bile 'oo efso film abi' diyeceği için meselenin pek bir önemi kalmıyor.
bakın; bir kişiliği, insanı, oluşumu sevebilirsiniz ama sevmeniz o kişinin yaptığı her işe alkış tutmanızı gerektirmez. beğenmek, yeri geldiğinde eleştirmeye de dönüşebilmeli, yeri geldiğinde alkış da tutturabilmeli. işte biz bu noktada çuvallıyoruz. filmin fragmanını gözlerim kanayarak izledim. yorumlara inerken dedim bir ihtimal, belki birileri doğruları yazmıştır ama yine yeni yeniden yıkama yağlamalara şahit oldum.
ülkemiz adına iyi dileklerde bulunmak istemiyorum artık, bunun iki nedeni var: biz ne kadar iyi dileklerde bulunursak iş o kadar kötüye gidiyor ve galiba biz bu tür aptal durumları hak ediyoruz.
belki iyi dileklerde bulunamıyorum ama en azından son olmasını diliyorum. youtube aleminin youtube'da kalması, mümkünse oradan da yok olması dileklerimle.
(bkz:çılgın çıcık)
nuri alço'suyla, burak oyunda'sıyla ve doğa göbekoğlu'yla sinema perdesinin anasına hükmedercesine film yapmışlar.
ülkemizde youtuber olma meselesi gittikçe aştı kendini. her 'merraabaaa arkadaaşlar' diyebilen youtuber olabiliyor, bu da yetmezmiş gibi youtuber olmayı marifet sanıp bununla bir başarı elde ettiğini düşünüyor. biri 'sen ne yaparsın' diye sorduğunda 'yutubırım kanalım var' diyebiliyor, diyebilmekle kalmayıp itinayla her fırsatta 'şurama tıklayarak abone olun, burama tıklayarak like atın' diyerek beynimize hükmediyor.
peki bu iş daha nerelere kadar varacak derseniz vaziyet ortada işte. yutubırlar o youtube çerçevesinden bir bir çıkıp cağnım sinema perdesini de ele geçirmeye başladılar. `cumali ceber` vakası daha sönmüş değilken bir körük de `burak oyunda` avelinden geldi.
ne yazık ki bu konuda 'emeğe saygı' duyamayacağım. ha ortada pek bir emek var mı o da tartışılır tabii. ama bu da bir gerçek ki bu elemanların kitlesi, bu adamlar sıçsa bile 'oo efso film abi' diyeceği için meselenin pek bir önemi kalmıyor.
bakın; bir kişiliği, insanı, oluşumu sevebilirsiniz ama sevmeniz o kişinin yaptığı her işe alkış tutmanızı gerektirmez. beğenmek, yeri geldiğinde eleştirmeye de dönüşebilmeli, yeri geldiğinde alkış da tutturabilmeli. işte biz bu noktada çuvallıyoruz. filmin fragmanını gözlerim kanayarak izledim. yorumlara inerken dedim bir ihtimal, belki birileri doğruları yazmıştır ama yine yeni yeniden yıkama yağlamalara şahit oldum.
ülkemiz adına iyi dileklerde bulunmak istemiyorum artık, bunun iki nedeni var: biz ne kadar iyi dileklerde bulunursak iş o kadar kötüye gidiyor ve galiba biz bu tür aptal durumları hak ediyoruz.
belki iyi dileklerde bulunamıyorum ama en azından son olmasını diliyorum. youtube aleminin youtube'da kalması, mümkünse oradan da yok olması dileklerimle.
(bkz:çılgın çıcık)